Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Kasım’ın Kuveyt’i tehdit ettiği gün, Suudiler ve ülkede ikamet edenler öfkelendiler

Suudi Arabistan’ın Körfez güvenliği konusunda gerçek ve doğal bir derinliğe sahip olduğunu söylediğimizde, geçmişte tanık olunan ve mevcut durumda doğrulanan gerçeklerden bahsediyoruz.
1961 senesi, 1889 yılında Büyük Şeyh Mübarek es- Sabah ile yapılan İngiliz himayesi anlaşmasının sona ermesi nedeniyle Kuveyt ve dolayısıyla Suudi Arabistan için zor bir yıldı.
Bağımsızlık ilanı Prens Abdullah es-Salim es-Sabah döneminde yapıldı. Irak dışında çok sayıda ülke bu büyük başarıyı tebrik etti. Irak o dönemde kanlı ve korkunç bir devrimle krallık yönetimini deviren Abdulkerim Kasım tarafından yönetiliyordu.
Kasım, bununla yetinmeyerek Basra Valiliği’ne bağlı olduğunu söyleyerek Kuveyt’e yönelik düşmanca niyetlerini açıkça ilan etti ve ardından da savaş çanları çaldı. Durumu Kuveyt’in lehine çeviren kararlı tutum, Suudi Arabistan Kralı Suud’un Kuveyt’i açıkça destekleme girişimiydi. Ayrıca Irak’ı Kuveyt üzerindeki emellerinden vazgeçirmek için askerin ve halkın hazır olmasıydı. Kuveyt Emiri Abdullah es-Salim’in, Kral Suud’a Abdulkerim Kasım’ın tehditleri hakkında bir mektup göndermesi üzerine Kral Suud, Kuveyt Emiri’ne yanıt verdiği mektupta “Neşede de kederde de yanınızdayız. Size verdiğimiz sözlere sadık kalacağız” ifadelerini kullanmıştı.
Tarihte yaşananlar biliniyor. Bununla birlikte bugünlerde Suudi ve Kuveyt toplumlarının vatandaşlarının ve sakinlerinin etkileşimini ve o dönemki Suudi liderliğinin Kuveyt'i desteklemek için harekete geçişini belgeleyen güzel bir kitap okudum.
Faysal bin Zayed bin Mahris’in Cedavel yayınlarından çıkan ‘Mevakif Suudiye’ (Suudi Tutumları) isimli kitabındaki güzellik, bölge halkının orada ikamet eden Suudi vatandaşlarına tutumlarını sunmasıydı. Bunlardan birkaçına işaret edecek olursak:
Kuvey’te ikamet eden Mısırlı bir müteahhit olan Muhtar es-Sabahi şunları söylüyor:
 “Saygı değer efendim; Kuveyt konusundaki görüşünüz, Arapların adımlarını ve birliklerini sağlamlaştırmak için atılan geniş kapsamlı bir adımdan başka bir şey değildir.”
Mühendis Saad Muhammed Ömer de “Biz, Sudan toplumunun evlatları olarak kendimizi ve ruhlarımızı, Suudi kardeşlerimizin yanında sizin bilge liderliğinizin emrine verdik” diyor.
Filistinli gençler; Ömer Said ez-Zakzuki, Salih Abdulmelik, Said Cemil ed-Dekkak, Ruh Muhammed el-Mısri, Said el-Baki, İsam Şaban, Abdurrauf el-Uveysi’den yapılan alıntıda şu ifadeler yer alıyor:
“Biz, Filistin gençleri olarak Arap kardeşimiz Kuveyt konusundaki onurlu duruşunuzda sizi destekliyoruz. Efendim, siz var olduğunuz sürece Arap topraklarını savunmaya ve silah altına alınmaya hazırız.”
Kitapta Suudi Arabistan genelindeki Filistinliler adına Abdurrahim Eburas ve Hilmi eş-Şuva’dan bir mesaj daha yer alıyor.
Yemen gençleri adına Abdullah Zeyd el-Mehla ve Behlül Ahmed Hadi el-Behlül’den bir mesajın bulunduğu kitapta ayrıca Eritre toplumu adına Selman Muhammed Nur’dan bir mektuba da yer veriliyor.
Fatıma Şerefuddin ve Riyad’daki Suudi Al Suveylim Kız Okulu’nun tüm öğrencileri adına yazılan bir mektupta Suudi Arabistan’ın tutumundan büyük bir coşku ve övgüyle bahsediliyor.
Ülkedeki genel seferberlik döneminde yazılan onlarca mektup ve telgraf bulunuyor. Bunlardan bazıları Suudi Arabistan’da ikamet eden yabancılar tarafından gönderilmiş. Kitapta, bu ülke topraklarındaki halkın arasındaki sinerjiye ve iş birliğine tanıklık ediyorsunuz.