Irak’ta genel seçimlerin tarihi hakkındaki tartışma büyüyor. Irak Başbakanı Mustafa el Kazimi, görevi üstlendikten birkaç hafta sonra televizyondan yaptığı konuşmasında tarih olarak önümüzdeki Haziran ayını belirlemişti. Bahsi geçen konuşmasında Kazimi, “Seçimlerin erken yapılmasının, göstericilerin yerine getirmek istediği en önemli taleplerinden biri” olduğunu söylemişti. Mustafa Kazimi, Ekim 2019’da patlak veren ve selefi Adil Abdulmehdi hükümetini düşüren protesto dalgası sonrası başbakanlık görevini üstlenmişti. Mayıs 2020’de kabinesini kurduktan 2 ay sonra Kazimi, genel seçimlerin Haziran 2021’de düzenleneceğini duyurdu.
Kazimi’nin dediği gibi erken genel seçimler göstericilerin taleplerinden biriydi, ancak seçim tarihinin daha erkene alınması talebinin amacı, sandıkların dizilmesi ve içine oyların atılması değildi. Amacı çok daha yüksek bir hedefe ulaşmaktı, o da siyasi süreçte gerçek bir barışçıl değişim sağlamak ve siyasi sınıf içindeki yozlaşmışlardan kurtulmaktı. Milis grupları caydırmadan, yolsuzluğun köklerini kurutmadan, iyi yönetişim ilkelerini canlandırmak amacıyla ülkedeki siyasi süreci felç eden mezhepçi kota sistemine son vermeden seçim yapmanın gerçekte bir anlamı yok. Somut reformlar olmadan yapılacak yeni bir seçim turunun aksi bir etkisi olabilir ve mevcut statükodan faydalanan partilerin ve grupların konumlarının güçlendirilmesine katkıda bulunabilir.
Doğruyu söylemek gerekirse, erken seçim, Kazimi’nin protestocuların görece kısa bir zamanda gerçekleştirebileceği somut taleplerinden biri. Kendisini bu talebe bağlanmaya iten ve göstericilere karşı bir iyi niyet gösterisi olacağını düşündüren de bu. Kazimi ayrıca, seçim yasası üzerinde bazı değişiklikler yapmanın yanı sıra BM ve uluslararası gözlemciler ile çalışarak seçimin tarafsızlığını ve güvenirliğini sağlama sözü vermişti.
Irak'taki Şii dini otorite Ayetullah Ali Sistani ve BM'nin Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis Plasschaert dahil olmak üzere etkili aktörler de seçimlere geniş ölçüde destek veriyorlar. Ne var ki, seçimler açıklanan tarihten sonrasına ertelenecek gibi görünüyor. Zira Seçim Komisyonu seçimleri yapabilmek için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu açıkladı. Bazı prosedürlerin tamamlanması ve oylama sürecinin güvenliğinin sağlanması için oylamanın en erken Ekim ayında yapılabileceğini öngörüyor. Siyasi tartışmalara ek olarak korona salgını ve yeni partilerin tescili, oylama süreci için hazırlıkları engelleyen faktörler arasında yer alıyor. BM de daha önce Haziran ayında seçim yapmanın zor olacağını belirtmişti. Siyasi bloklar, bütün bunları göz önünde bulundurarak uygun bir tarih üzerinde anlaşmak için bu hafta bir araya gelecek.
Seçimler için en uygun tarihi belirlemekle ilgili tartışmalarla günler boşa harcanırken, daha büyük resmi oluşturan ülkedeki siyasi durumun iyileştirilmesi arada kaynıyor. Irak'ın karşı karşıya olduğu zorluklar, seçimlerin yapılması ve birçok krize çözüm getirmeyen aynı mezhepçi ve etnikçi kota sistemi üzerinden hükümetin yeniden kurulmasıyla çözülemez. Bir yanda daha geniş çaplı reformlar yapılmasını talep eden sesler yükselirken, diğer yanda siyasi sistemin çıkmaz bir yola girdiğini, reforme edilmesinin imkansız olduğunu, dolayısıyla bütünüyle yeniden şekillendirilmesi gerektiğini düşünenler var. Teorik olarak bu düşünce tercih edilir olsa da uygulanması çok zor. Bilhassa Irak’taki karar merkezlerinin bölünmüş olduğu ve siyasi sistemi değiştirmek veya yeniden şekillendirmek konusunda belirleyici kararı alabilecek tek bir parti olmadığı göz önüne alındığında.
Geçtiğimiz günlerde Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih, “Güçlü, muktedir ve tamamen egemen bir devlet kuracak yeni bir siyasi sözleşmeye acilen ihtiyacımız var” diyerek dikkat çekici bir çıkışta bulundu. Irak'ta etkili olaylarla dolu 2020'nin son gününde Irak Cumhurbaşkanı tarafından yapılan açıklamada, “Birbirini izleyen krizler ve zorluklar, mevcut sistem ve yönetim şeklindeki yapısal kusurun boyutunu ve gerçekliğini teyit etmektedir. Tarihsel ve ulusal sorumluluk, ülkemizi etkileyen bu kriz döngüsünü sona erdirmek için ciddi bir şekilde çalışmayı gerektirmektedir. 2003'ten sonra kurulan hükümet sisteminin büyük bir kırılmaya maruz kaldığını, en önemli meşru haklarından mahrum kalan vatandaşa hizmet edemez hale geldiğini kabullenmeliyiz” denildi.
Irak Cumhurbaşkanı’nın işaret ettiği bu kırılma, tüm yönleriyle ülkenin siyasi hayatının yanı sıra 1990’dan itibaren sarsıntılara maruz kalan ve 2003’te çöken devlet ve kılcal damarlarını da etkiledi. Gerçek şu ki, Cumhurbaşkanı Berham Salih'in kendisi ve halihazırda Irak'ı yöneten siyasetçiler, atıfta bulunduğu hükümet sistemi sayesinde iktidara geldi. Buna rağmen, bu sistemin artık Irak halkının en temel beklentilerini gerçekleştirmeye dahi uygun olmadığını söylemesi son derece cesur bir davranış. Anayasa ve ülkenin egemenliğini fiilen korumakla sorumlu Cumhurbaşkanı’nın vatandaşın en önemli meşru haklarından mahrum kaldığını deklare etmesi, ülkedeki mevcut yönetim modelinin değiştirilmesi gerektiğinin en büyük kanıtıdır. Ancak sorun, Irak’ta silah, kendisini kötüye kullananların ellerinde yaygın bir şekilde bulunurken ve kendi çıkarları ile arkalarında duran güçlerin çıkarlarını korumak için savaşmaya hazır onlarca silahlı grup varken, bunun barışçıl yollarla nasıl başarılacağında yatıyor.
Süreç karmaşık olsa bile seçimlerin yapılması mümkün ve Irak'taki siyasi partiler, özellikle de siyasi sistemin temellerinde değişiklik yapılmasını gerektirmediği için genellikle bu konuda hemfikir. Ancak farklı bir hükümet sistemiyle yeni bir siyasi sözleşme taslağı hazırlamaya çalışmak, ülkede birden fazla partinin çıkarlarına karşı bir darbe anlamına geleceğinden, bu çaba, ülkenin yapısal dengesizliğinden yararlanan siyasi grupların çoğunun sert muhalefetiyle karşı karşıya kalacaktır. Öte yandan eğer samimi ise halkın desteğini alacaktır.
Irak Cumhurbaşkanı ve Başbakanı değişim çabalarında ciddi görünüyorlar, ancak çeşitli parti ve güçlerle müzakere ve pazarlık gerektiren mevcut siyasi sistem içinde çalışmaları gerekiyor. Bu da, radikal değişim olasılığını zayıflatıyor. Ayrıca, daha geniş bölgesel çevre ve Washington'da yaşananlar da Irak'taki gelişmeleri etkiliyor. Bu nedenle, Joe Biden yarın başkanlığı devralırken ve gözlerini İran dosyasına dikmişken keza Tahran önümüzdeki yaz düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanırken, Irak'taki herhangi bir yeni siyasi sözleşme de iç ve dış hadiselere bağlı olacak. Seçimler, mevcut siyasi süreci yeniden canlandırmak için bir amaç değil, arzu edilen bu siyasi sözleşmeyi şekillendirme çabalarını pekiştirmek için bir araç olmalı.
TT
Irak seçimleri: Araç amaç olmamalı
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة