İstemi Yılmaz
TT

Darbenin ritmi

Khing Hnin Wai, erkenden kalkıp spor kıyafetlerini üzerine geçirdiğinde o sabah başına geleceklerden bihaberdi. Günlük rutininin bir parçası olarak spor çantasını, kamerasını ve taşınabilir hoparlörünü yanına alarak başkentin kalbindeki parka gitti. Canlı yayın hazırlıklarını yaptı. Hızlı ritimlere sahip bir müzik açtı. Ferforjeyle çevrelediği küçük bahçenin girişindeki tartan basamağa geçti ve aerobikteki hünerlerini sergilemeye başladı. Hepsi tam on bir aydır hazırlandığı dans yarışmasına biraz daha formda girebilmek içindi. Dansa başladığında, mavi çakarlı araçlar ve zırhlı askeri personel taşıyıcılar vızır vızır arkasından geçerek parlamento binasına ilerliyordu. Yaşananlara bir an bile şaşırmadı. Zira şehrin merkezinde resmi araç konvoyuna denk gelmek olağan bir durumdu.
Dünya, Myanmar’daki darbeyi, fitness eğitmeni Khing Hnin Wai’nin aerobik dans eşliğinde gerçekleştirdiği o video ile öğrendi. Ülke yıllar sonra sivil yönetimle yattığı güne “bir kez daha” askerle uyandı. Myanmar lideri Aung San Suu Çii ve iktidar partisinden diğer üst düzey isimler, apar topar tutuklandı. Bir yıllığına olağanüstü hâl ilan edildi. Bu, ülkenin 63 yıllık bağımsızlık tarihindeki dördüncü darbeydi. Öyle ki Myanmar, “kısmi sivil” yönetime geçeli henüz 10 yıl olmuştu.
“Kısmi” diyoruz çünkü askerin 50 yıllık baskı rejiminin ardından sivillere teslim ettiği sistem biraz çarpık. Kilit noktaları hala ordunun elinde. Anayasaya göre parlamentodaki sandalyelerin yüzde 25’i askerlere ayrılmış, kritik bakanlıklarda da apoletlilerin yer alması kesinleştirilmiş vaziyette. Peki ne yetmedi de asker dizginlerin tamamını eline almak istedi? Daha da önemlisi darbe, Rohingyalılara ne getirecek?
Genelkurmayın rahatsızlığının sebebi, geçen Kasım ayında gerçekleştirilen ve Suu Çii'nin lideri olduğu Demokrasi İçin Ulusal Birlik Partisi (NLD) oyların yüzde 82’sini kazandığı genel seçimler. Sandıktan hüsranla ayrılansa, ordunun desteklediği, Birlik İçin Dayanışma ve Kalkınma Partisi (USDP). Partinin elde edebildiği sandalye sayısı sadece yedi. Her ne kadar yüzde 25’lik asker kotası nedeniyle parlamentoda anayasayı değiştirmek mümkün olmasa da USDP’nin ülkenin geleceğinde yer almayacağına yönelik seçmen iradesi, askeri rahatsız etmeye yetti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve eski General Myint Swe “Seçmen listelerinde büyük usulsüzlükler yapıldı” açıklamasıyla askeri darbenin yolunu açtı. Swe’nin fitilini yaktığı gerginliğe son noktayı Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing koydu ve Anayasanın feshedilebileceğini söyledi. Seçim Kurulu’nun sonuçları onaylamasının ardından yeni parlamentonun toplanacağı günün sabahı askerler, yönetime el koydu. Usulsüzlük iddialarını destekleyen Swe, mükafat olarak cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtuldu. Ancak Swe iktidar olsa da muktedir değil. Bütün ipler Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing’in elinde.
Hlaing eli kanlı bir isim. Birleşmiş Milletler'in Myanmar'da Arakanlı Müslümanlara karşı yürütülen operasyonlara dair nihai raporunda "savaş suçu", "insanlığa karşı suç" ve "soykırım" suçlarından yargılanmasını istediği beş generalden biri. ABD tarafından Rohingyalılara yönelik soykırım suçu işlediği gerekçesiyle iki kez yaptırıma maruz kaldı. Buna rağmen özellikle Çin ve İsrail ile “Myanmar’ın üst düzey yetkilisi” sıfatıyla ilişkiler geliştirilmesine ön ayak oldu. Çocukları, ülkenin Telekom şirketi Mytel, posta idaresi ve enerji şirketleri gibi önemli stratejik noktalarda hisse sahibi.
Pekin ile yakınlığı, özellikle Çin’in Myanmar kıyılarındaki enerji havzalarına ilgisi nedeniyle, Hlaing’e para olarak dönüyor. Milyarlarca Çin Yuanının aktarıldığı yer ise Tel Aviv hükümeti. Myanmarlı komutanın baş fail olduğu Müslümanlara yönelik soykırımın silahları İsrail’den geliyor. Hlaing, Filistinlilere yağdırılan bombaların ve çeşitli kitle imha silahlarının üreticisi olan İsrailli Elbit ve Elta gibi şirketler için “itibarlı” bir müşteri. İşte bu kirli ilişkiler ağına sahip Hlaing, şimdi Myanmar’ın muktediri.
Myanmar bugün, her sabah aerobik çalışmak için parke giden Khing Hnin Wai’nin bile sokağa çıkmaktan imtina ettiği bir ülke. Meydan artık bomboş. Budist rahiplerin cemseye doldurulup cezaevinin yolunu tuttuğu başkentin sokaklarına korku iklimi hâkim. Namını katlettiği masum Arakanlıların kanına borçlu olan Hlaing’in Myanmar’ında, soykırımdan kurtulan Müslümanları da iyi bir gelecek beklemiyor. Ne yazık ki soykırımda evlerini, topraklarını, ailelerini kaybeden Arakanlı Müslümanları gelecekte, daha çok zulüm, daha çok ölüm bekliyor.