Joe Biden'ın, ABD "geri döndü" açıklaması, jeopolitik, jeostratejik, jeoekonomik, reel politik gibi yüzlerce askeri, kültürel, ekonomik, siyasal ve dinsel kavramlar setini daha görünür, daha somut ve büyük olasılıkla çok kapsamlı bir eylem planını da içeren bir bağlamda gündeme getirdi.
Biden'ın uluslararası ilişkiler alanında atmayı planladığı adımlar, ciddi şekilde sorgulanıyor ve irdeleniyor. ABD gibi bir küresel gücün ulusal ve uluslararası vizyonu, politikaları, planları, direkt ve endirekt stratejileri, hem kendi içinde hem de uluslararası kamuoyunda daima tartışmalar üretir ve üretecektir.
ABD, Çin, İngiltere, Almanya, Fransa ve Rusya gibi dev iseniz, alkışlardan çok acımasız tenkitler zinciri ile karşılaşmayı olağan bulmak zorunda da kalmak, kaçınılmazdır.
Biden'ın ve dolayısıyla ABD'nin hafızasının işbaşında olduğunu saptamak temel önceliktir. Nitekim diğer devletler ve ilişkili merkezler tarafından Biden bağlamında ABD'nin, yönetsel ve siyasal sistemindeki sürekliliği, bağlantılar ağı, geçmişten bugüne yaptığı açıklamalar gibi yine yüzlerce dosya yani hafıza modülü, raflardan indirilmektedir.
Biden'ı, ABD "geri döndü" demek koordinatında tutan gelişmeler yumağı, çok kutuplu dünya analizleri, Çin'in kontrol altına alınması, İngiltere'nin AB'den ayrılması sonucunda oluşan yeni uluslararası paktlar olasılıkları, Doğu Akdeniz, Rusya'nın gaz stratejileri kapsamında çizmeye çalıştığı yeni jeopolitik ve jeostratejik çember, yine Bir Yol Bir Kuşak gibi çok kapsamlı Çin'in küresel ağlar örme stratejiler koridorları, her zamanki gibi Ortadoğu ve hinterlandı dengeleri, yeni nükleer strateji gereklilikleri, modernize edilmesi ve hatta yeniden üretilmesi gereken küresel hegemonyanın estetize edilmesi, çok ciddi yaralar alan ABD imajının yeniden üretilmesi ve AB'nin İngiltere sonrası yeni koordinat ve konuşlanma üretme çabaları gibi mega sorun alanlarıdır.
Bu ana başlıkların altında da yine sayısız alt başlıklar vardır.
Bu kadar çok sorun stoğu, ister istemez ABD'nin yenilemek istediği eski küresel konumunu inşaa ederken, müttefik ve bileşenlerine bıraktığı bölgesel sorun sahalarındaki uluslararası inisiyatif ve iktidar krokilerini tekrar tasarrufu altına almak olacaktır. Yani bölgesel güç ve liderlik kavramlarını ABD tekrar dağıtım tekeline almaktadır. Bu bağlamda Ortadoğu'daki son ABD stratejileri, Rusya, İngiltere, AB ve Çin bağlamında gözlenen yeni tutumlar, iplerin uçlarını acilen ele almak zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır.
Çin'le birlikte ABD'nin en büyük sorun alanı yada müzakere alanı, İngiliz Milletler Topluluğu coğrafyasını İngiltere ile ne tür bir jeopolitik ve jeostratejik düzlemde tartışacağıdır. Çünkü İngiltere, İngiliz Milletler Topluluğu vasıtasıyla şu anda Dünya'nın neredeyse 3'te 2'si üzerinde ciddi bir domine etme potansiyeline sahiptir. Bunun böyle olduğunu, İngiltere, Avrupa Birliği'nden ayrılarak teyit etmiş oldu. Şunu da unutmamak gerekir ki İngiltere, Soğuk Savaş döneminde Bağlantısızlar Hareketi gibi önemli bir hareketi üçüncü bir pakt ve dengeleme aracı olarak kurguladı ve kullanmayı başardı. Şimdi iki büyük stratejik aklın, eskrim karşılaşması türünden ön yoklamalarına tanık olmaktayız.
ABD ve Avrupa Birliği'nin Yunanistan'da gerçekleştirdiği konuşlanma, küresel poker masasına oturma arefesinde jeostratejik kozlar elde etmeye yönelik bir girişim olarak değerlendirilebilir. Burada Yunanlılardan ziyade Yunanistan coğrafyasının olası Rusya, Çin, İran, İngiltere, Türkiye ittifakına yönelik bir jeopolitik ön alma olarak taraflarca değerlendirileceği açıktır. Herkes takımını, futbol ve basketbolda olduğu gibi, ırkına ve inancına bakmadan, yeni oyuncularla güçlendirmeye çalışmaktadır. Bu stratejik tutum, önümüzdeki süreçte test edilecektir; tıpkı tarihte Venedikliler, Cenevizliler ve Osmanlılar döneminde Doğu Akdeniz'de test edildiği gibi.
Gözlerden uzak tutulan ya da göz önünde bulundurulmayan temel handikaplardan birisi de ABD'nin bu küresel hegemonyayı kurmasının tarihî süreci olacaktır. Aynı anda da kendilerini ABD'den alacaklı hisseden ülkeler ligi de bir yandan oluşmaktadır.
Biden'ın yönetmesi gereken böyle bir tarih bagajı da vardır. Doları altın egemenliğinden kurtarma operasyonunda olduğu gibi ABD dünkü/bugünkü bileşenlerine de "Buyrun, Büyük Resetlemeye" der mi? WEF Başkanı Klaus Schwab ve Prens Charles'a patent edilen "Büyük Resetleme" stratejisinin, kullanılabilirse, en etkin şekilde hangi ülke/ülkeler veya güç merkezleri tarafından kullanılacağı da ciddi uluslararası bahis konularındandır.
Biden'ın, ABD'nin ulusal ve uluslararası alandaki çeşitli aktivistlere koruma ve destek vereceği beyanı, küresel bir Hyd Parkvari Neodemokrasi kuşağı, yeni Tiananmen gösterileri, bölünmüş ülkeleri birleştirme, yeni yerel ve bölgesel müttefikler üretme veya bu alanı yeniden dizayn etme vaadi mi yoksa "Büyük Reset"in küçük bir modülü mü sorusu da yanıtlar aramaktadır.
Bütün bunlar dünyanın en sıcak araştırma, tartışma masaları kurma ve stratejik öngörülerde bulunma iştahını artırmaktadır.
ABD gibi bir küresel gücün, diğer rakiplerini, böylesi küresel sessizlik ve bekleme moduna geçmeye sevk etmesini nasıl değerlendireceği de bir başka stratejik konudur.
ABD'nin, NATO'ya, tekrar müttefiklerine saygınlıklarını iade edecek şekilde yaklaşacağını vurgulaması da gerçekten en ciddi sonuçlar üretecek içeriğe sahiptir. Bu beyanın NATO'yu tartışmaya açma gibi ciddi bir hedefi varsa, bu, tüm ABD müttefikleri ve bileşenleri için yeni olmayan "çok yeni" bir durumdur.
Hem büyük satranç tahtası hem de büyük bir poker masası gibi ikili yeni stratejiler gereksinimleri de tüm ülkeleri zorlayacaktır.
Poker gibi hızlı oynanan ve sürekli yeniden başlayan oyun tipi, satranç gibi uzun süreli oyunları gözden düşürmese bile prestijini sarsmaktadır. Yeni küresel gelişmeler, poker hızını gerekli kılmaktadır. Çin gibi soft ve yavaşlık stratejilerini benimseyen ülkeleri ciddi ciddi zorlayacak bir başka husus da budur.
Küresel oyunlar satranç tahtasından poker masasına transfer olmak durumunda kaldığında oluşan "hız", tüm akıl türlerini iptal edebilir.
Kuşkusuz uluslararası veya küresel bir poker masası kurulmuşsa, rakibin yüzüne bakarak beynine ulaşmak yeteneğine sahip olanlar, yani güçlü, sağlam, etkin, isabetli istihbarat kompleksi çalıştıranlar ve zamanın ruhunu yakalama ve hatta üfleme vizyonu ön plana çıkacaktır.
ABD'nin prestijli üniversitelerinden MIT (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü)'nin poker alanında yeni eğitim kulvarı açması, pokeri yani rakibi çok hızlı analiz edip okuyup hemen rakibin elindeki kozlara göre isabetli karşılık vermek eğitimlerine başlaması öncü göstergelerden birisi olma özelliği taşımaktadır.
ABD Başkanı Biden eksenli bütün bu gelişmeler, tüm önemli ülkeleri, "Bekle, gör ve gerekirse taraf belirle" konumuna itme olasılığı inşaa etmektedir.
Mekanın sahibi ABD, ABD'lilere göre biraz imaj kaybına uğramış da olsa, "poker oynamaya geldim" diyorsa ve bir küresel poker masası kuruluyorsa, Biden ve yönetici elitin pokeri ne düzeyde bildiği merak konusu olacaktır.
Doğal olarak Biden'ın ABD tarihinde çağrıştırdığı ilk portre Ronald Reagan olmaktadır. Bir Hollywood portresinin ABD başkanı olması o dönemde, film şirketi yani ABD, senarist, yönetmen ve oyuncu dörtlemesi bağlamında yorumlara neden olmuştur.
ABD'nin hafızası işbaşına gelmişse yakın siyasi geçmiş veya yüzyılın bir hesabı gündemde demektir. "Büyük Reset"in anlamı ve içeriği belki şimdi net şekilde ortaya konulacaktır.
"Büyük Reset"in küresel bir muhasebe işlemi olduğu muhakkaktır. Defter-i Kebir'de, fihristlerde ve "ben bunu bir yere kaydettim" blok notlarındaki tüm kalemler, bu süreçte, anlaşma olmaz ise büyük olasılıkla medya önünde ve naklen, çok taraflı müzakere edilecektir.
Batı yakın tarihinin iç dinamiklerinin kalem kalem müzakere edilecek olması olasılığı, doğal olarak tüm Dünya için büyük öneme sahiptir. "Büyük Reset" müzakereleri ve müsabakaları, bu bağlamda önümüzdeki süreçte tüm spor dallarından daha çok aktif izleyici çekecektir.
"Büyük Reset'in Dünya Ekonomik Forumu platformunda ileri sürülmesi zaten tüm içeriği ifşa eden bir altyapıya da sahiptir.
Dünya'nın üçüncü defa paylaşımını (İmmanuel Wallerstein'ı hatırlamak gerekirse) müzakere masasına taşıma ana maddesi olan "Büyük Reset"in poker boyutunu göz önüne alırsak, yani koz veya sağlam kağıt durumuna bakarsak, "tapu sahipliği" ve bunun farklı boyutları gündeme stratejik olarak gelecektir.
Böylesi bir süreçte ABD'de ABD'nin hafızasının başkan olması zaten kaçınılmazdır.
Tarihlerin çarpışacağı bir döneme girilirken hafızanın, yani bireysel ve devletsel tarihin stratejik değerini de görmüş olacak insanlık.
Küresel güçlerin "Büyük Reset" çağrısında saklı olan içerik, aslında ve doğal olarak, "Yeni Büyük Anlaşma"dır.
Yeni bir Yalta veya yeni bir Malta Anlaşması veya masası ise istenendir, katılanlar ve sonuçları küresel olacaktır.
Bu bağlamda "Sun Tzu stratejileri mi yoksa Batılı stratejistlerin stratejileri mi fonksiyoneldir" sorusu da yanıtlarını bulacaktır.
Satrancın çok boyutlu düşünmeyi, pokerin ise çok boyutlu düşünme ve icra etmeyi kural olarak benimsemesi, ortaya başka bir soruyu çıkaracaktır: Bu süper oyuncular kimlerdir?
Gözden kaçan gelişmelerin listesi göz önünde olanlardan çok daha kabarıktır doğal olarak. Büyük resmi doğru görebilmek için, baktığımızın gerçekten büyük resim mi olduğunu bilmek gerekmektedir.
Bu bilgi, satranç mı yoksa poker mi ya da yeni tür bir hibrit oyun mu oynamanız gerektiğini de belirleyecektir.
TT
Poker masası mı, satranç tahtası mı?
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة