Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Dikkat: İhanet günü

Bugün, 15 Mart, Batı zihinlerine ihanet günü olarak kazınmıştır. Zira MÖ 15 Mart 44’de Roma İmparatoru Jül Sezar yoldaşları tarafından Senato'da bıçaklanarak öldürüldü. Bıçak darbesi en yakını ve en sevdiği kişi tarafından, Brütüs’ten gelmişti. Sezar yere düşerken Brütüs’e sitem dolu bir sesle şöyle seslenmişti:  “Sen de mi Brütüs?”
Shakespeare, bu tarihi evrensel bir tiyatro oyununa dönüştürdü. İnsanlar Jül Sezar ve Brütüs’ün hayatlarından geriye sadece ihaneti hatırlıyor. Aslında Sezar’ın çok fazla kötü yönü vardı ve bu nedenle senatörlerden oluşan bir grup Roma’nın güvenliğini sağlama umuduyla kendisine karşı komplo kurmuştu. Brütüs’e gelince, o en iyi, en zeki ve en vatansever senatörlerden biriydi. Ancak insanların dikkatini çeken şey ne Sezar’ın kötü yönleri ne de Brütüs’ün iyi yönleriydi. Dikkat çeken tek nokta insanın doğasındaki en korkunç şeydi: İhanet.
Dinlerde, efsanelerde ve halk edebiyatlarında ihanet, rekabet edilemez bir konumda yer alır. Adiliğin zirvesi veya dibi. Vatana ihanet, aileye ihanet, dosta ihanet veya emanete ihanet.
Brütüs, Sezar’ı sırtından bıçakladı. Böylece ihanet ve korkaklık bir arada sözü darb-ı mesel oldu. Her hain ne olursa olsun bir korkaktır. Cesarete gelince, bu da aynı şekilde dünya edebiyatını dolduran bir şövalyeliktir.
Shakespeare'in oyunundaki gerçek ve kurgu nerede? Shakespeare oyununda Sezar’ın yoldaşlarının, onu hançerlerle bıçaklamak amacıyla o gün meclise gitmeye ikna ettiklerini söylüyor. Ama başka bir gün gitme olasılığı yok muydu? Olaylar yeniden yazıldığında, metinde ya abartma ya da eksiltme yapılıyor. Ancak bir dahi olan nesillerin şairi Shakespeare, tiyatroyu ve şiiri daha önce kimsenin yapmadığı şekilde insanlığın değerlerini ve zayıflıklarını içeren bir kitaba dönüştürdü: Aşk, ırkçılık, açgözlülük, yolsuzluk, sahtekarlık, doğruluk, iç ve dış çatışma, nefret, intikam, acı, hayal kırıklığı ve aldatma.
Diğer edebiyatlarda onun kadar kapsamlı düşünen biri çıkmadı. İmam Muhammed Abdu’nun eskiden söylediği gibi bu örnekler veya benzetmeler büyük ölçüde Mütenebbi’nin şiirlerinde ve Yunan İlyada masallarında yer alsa da Shakespeare, özellikle Venedik Taciri oyununda Yahudileri harekete geçiren ve Shylock adlı tacirin cimriliğiyle alay eden insanlık tarihi olgularını ifade etmede bir adım öndedir.
Shakespeare Othello adlı eserinde Venedik’i ırkçılığın olduğu başka bir sahneye dönüştürdü. Eserde Venedik Devleti’nde Mağrib kökenli siyahi bir komutan olan Othello, öfke nöbeti geçirdiği sırada beyaz tenli güzeller güzeli karısını öldürür.
Böyle bir dahinin yokluğunun üzerinden bir asırdan fazla zaman geçmiş olsa da adı, onlarca yılı aşarak daha da kök salmıştır. Eserlerinin çoğunda görülen İtalya sevgisine gelince, bazıları Londra’da ortadan kaybolduğu yıllarda burada olduğunu söylüyor. Ancak Shakespeare’in çalışmalarını inceleyen uzmanlar kendisinin İtalya'ya hiç gitmediğini öne sürüyor.