Evet, Trump'ın Suudi Arabistan ziyareti tarihi bir ziyaretti ve Beyaz Saray sakinlerinde uzun zamandır görmediğimiz bir siyasi rasyonalite sergiledi. Siyasi, ekonomik ve daha birçok açıdan tarihi bir ziyaretti. Bunu görmek için Trump'ın Suudi Arabistan'da tanık olduğu gelişmelere ilişkin söylediklerine bakmak yeterli.
Suudi Arabistan, Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile ilgili söyledikleri gösterilen misafirperverliğe bir cevap olarak değerlendirilebilir. Ama sözleri derin, çarpıcı ve dış etkiye sahipti.
Trump, büyük bir Kraldan, etkili bir Veliahttan, cömert bir aileden söz etti, dünyanın veya Amerikan vatandaşlarının nadiren duyabileceği ayrıntılara değindi. Bunlardan biri de Suudi Arabistan’ın değişiminin kaynağının kendisi olduğu ve Suudi Arabistan'ın gelenek ve görenekleri doğrultusunda gerçekleştiğidir.
Trump, geçmişte bölgeye kendi görüşlerini dayatmaya çalışan Amerikalı politikacıları eleştirdi ki Suudi Arabistan bu tutuma hiçbir zaman boyun eğmedi. Veliaht Prens de daha önce bir Amerikan medya aracına verdiği röportajda, bu değişimi Amerikalılar için değil, ülkesi için yaptığını söylemişti.
Trump ile Veliaht Prens arasında dikkat çekici bir diyalog da yaşandı; Trump Veliaht Prens’e “Geceleri uyuyor musun Muhammed?” diye sordu, Veliaht Prens de, “Deniyorum” diye cevap verdi. Trump, “Sanırım bütün gece ülkesini nasıl daha iyi bir yer haline getirebileceğini düşünüyor” dedi. Geceleri düşünmekten uyuyamayanların, düşler ülkesini inşa edenler olduğunu sözlerine ekledi ve bu doğru.
Trump, Suudi Arabistan'ın çabalarını överken bile rasyoneldi: “Kimi ülkeler çölleri yeşil vahalara dönüştürürken, kimileri vahalarını çöle çeviriyor” diyerek Suudi Arabistan ile İran’ı karşılaştırdı.
Mesele Trump'ın iltifatları veya bunun Suudi Arabistan için bir “tanıtım” fırsatı olması değil, bu, önemli bir ziyaret ve ciddi bir çalışma. Trump, sadece Beşşar Esed döneminde uygulananları değil, 46 yıldır Suriye'ye uygulanan yaptırımları kaldırma kararı aldı.
Trump, yaptırımları Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın talebi üzerine kaldırdığını söyledi ve bunu basına verdiği röportajlarda da tekrarladı. Prensin yaptırımları kaldırması için kendisine sunduğu mantığın gerçekçi olduğunu açıkladı: Suriye bu yaptırımlar altında nasıl istikrara kavuşabilir ve İran ile Rusya'nın önünü kesebilir?
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara da Veliaht Prens'in “verdiği sözü yerine getirdiğini” söyledi. Veliaht Prens’in ülkesini kalkındırmayı ve bölgede istikrarı desteklemeyi amaçladığını çünkü onun, reform, değişim, istikrar ve ortaklık gerektiren vizyoner bir projenin sahibi olduğunu belirtti.
Trump Suudi Arabistan'a geldiğinde gerçekçi ve akılcı bir ortak buldu. Trump da Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırmak gibi bir siyasi gerçekçilik gösterdi. Trump daha önce Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sırasında Devlet Başkanı Putin'in Suriye'de “gözünü toptan ayırdığını” söylemişti ve bu doğru bir tanımlamaydı.
Hamas eğer siyasette usta olsaydı, siyasi bir vizyonu olmadan, rehin olan Amerikan-İsrail askerini kendisine hediye ettiği Trump'ın akılcılığından faydalanırdı. Özellikle de Trump’ın İsrail’i ziyaret etmeyerek Netanyahu'yu sınırladığı göz önüne alındığında.
Trump, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a, “Umarım İbrahim Anlaşmaları'na katılırsınız. Bu benim için çok şey ifade ediyor” dedi ve “ancak sizin için uygun olan bir zamanda” diye de ekledi. Yani karar sizin dedi. Trump'ın gerçekçiliği nükleer silah edinmemesini sağlama sözü verirken İran'a zeytin dalı uzatması ile de somutlaştı.
Bu nedenle Trump'ın da dediği gibi, bu, büyük bir ülkeye ve ülkesini geliştirmek ve bölgenin istikrarını sağlamak uğruna uyumayan bir Veliaht Prens'e yapılan tarihi bir ziyaretti.