Demokrasi ve özgürlük, dünyada tehdit altındadır. Milliyet, din, kültür ve kimlik kavramlarını iğfal eden faşist, fanatik ve popülist yapılar ve hareketler, insanları ve toplumları körleştirmekte, köreltmekte ve çürütmektedirler. Faşizm, yetmiş yıl önce Almanya’da veya İtalya’da kalmış kötü bir kabus değildir. Faşizm ve popülizm, özgürlüğe, hukuka, demokrasiye ve barışa her zaman ve her yerde karşı olan yıkıcı bir kötülüktür. Faşizm, insana ve hayata dair her şeye karşıdır. Faşizmin insan düşmanlığını, faşizmin kadına olan düşmanlığından tanıyabiliriz. Faşizmin kadına olan yaklaşımının anlaşılması, faşizm denilen kötülüğün tanınması açısından gereklidir.
Faşizm, erkek merkezli bir ideolojidir. Irk, din ve ulus gibi kavramlardan faşizmin anladığı şey, sadece erkeklerdir. Güçlü bir dinin, ırkın veya ulusun sadece güçlü erkeklerden oluşacağına inanan faşizm ve fanatizmde kadının hiçbir merkezi değeri yoktur. Faşizme göre kadın, güçlü erkeklerin yetiştirilmesinde kullanılan basit bir araçtan başka bir şey değildir. Faşizmin güçlü toplumdan anladığı şey, güçlü erkeklerden oluşan toplumdur. Faşizm, güçlü erkeklerden oluşan bir toplum yaratmak için kadını güçsüzleştirmekte ve korumasız bırakma şeklinde bir yol izlemektedir.
Faşizm, kadını özgür ve onurlu bir birey olarak kabul etmemektedir. Faşist ideoloji, kadını, ev işlerini yapmakla ve olabildiğince çok çocuk doğurmakla yükümlü bir nesne olarak kurgulamaktadır. Faşizm, kadın-erkek eşitliğine hiçbir şekilde inanmamaktadır. Faşizm, kadın-erkek arasında eşitliğin olmayacağını, adaletin olması gerektiğini iddia etmektedir. Geçmişte faşizm kadınların eşit fakat farklı olduğu gibi sloganlarla kendilerini kadınlar için çekim merkezi haline getirmeye çalışmışlardır. Faşizmin ve fanatizmin kadına dair söylediği her şey yalandır. Faşizm, eşitlik olmadan adaletin sağlanamayacağı gerçeğini karartmaktadır. Faşizm, kadın ve erkeğin farklı olduğunu iddia ederek eşitsizliğin adaletin gereği olduğu yanılsamasını gerçek olarak dayatmaktadır.
Kadın-erkek eşitliğini inkar eden faşizmin en düşman olduğu düşünce biçimlerinin başında feminizm gelmektedir. Feminizm, hayata kadınca, eşitçe ve insanca olarak bakmak ve katılmaktır. Faşizm, feminizmi ötekileştirmek, önemsizleştirmek ve değersizleştirmek için her türlü kara ve kirli propagandayı yapabilmekte ve yalanı söyleyebilmektedir. Feminizmi aşırı ve marjinal bir ideoloji olarak göstermek suretiyle kadın düşmanlığını gizleyen faşizm, kadın karşıtı ahlak ve hukuk dışı uygulamalarını meşrulaştırmaktadır. Faşizmi ve fanatizmi, feminizme ve kadın-erkek eşitliğine duydukları düşmanlıktan tanıyabiliriz.
Geçmişten günümüze bütün faşist, fanatik ve popülist hareketler, toplumun sürekli çöküş içinde halinde olduğunu, gençlerin nasyonel kimlikten, değerlerden ve kültürden uzaklaştığını iddia etmektedirler. Faşizme göre toplumdaki çöküş halinin, gençlerin nasyonel kültüre ve kimliğe yabancılaşmasının tek nedeni, feminist ideoloji ve kadın hareketleridir. Faşizme göre toplumun feminizasyonu, yaşanan bütün kötülüklerin kaynağıdır. Nasyonel kimliği, dini ve kültürü korumak adına faşist ideoloji, kadının analık rolünün kutsallığına sürekli olarak vurgu yapmakta ve kadının analık görevini yerine getirmesini yeterli görmektedir. Doğumların maksimum düzeyde arttırılmasını savunan natalizm, faşizmin temel özelliklerinden biridir. Faşizm, doğum sayısını arttırmakla ekonomik, siyasal ve askeri gücün artacağını savunmaktadır. Faşizm, analardan ölmeye ve öldürmeye hazır evlatlar doğurmalarını istemektedir. Analığın kadının asli görevi olduğunu savunan faşizm ve fanatizm, kadınların sosyal, siyasal ve ekonomik rollerinin sınırlanmasını, mümkünse ortadan kaldırılmasını istemektedir.
Faşistler ve fanatikler, kadınların varlıklarından çok rahatsız olurlar. Kadınların makyajından, gülmesinden, konuşmasından rahatsız olan faşistler ve fanatikler, kadınlar için uygun yerin, rolün, giyimin ve davranışın ne olacağını belirleme imtiyazını kendilerinde vehmederler. Gelecek nesilleri yetiştirecek anneler olarak görülen kadınların, bu rollerine uygun davranmalarını, giyinmelerini ve konuşmalarını faşizm istemektedir.
Kadının esas yerinin evi olduğunu söyleyen faşizm ve fanatizm, aslında kadını politik amaçları için kullanmaktadır .Faşizm, kendi amaçları için kadını politikleştirmekte ve ev dışına çıkarmaktadır. Faşist, fanatik ve popülist siyasal hareketler, kadınları kendilerine bağlı yapılar üzerinden harekete geçirmektedirler. Faşist, popülist ve fanatik hareketlerin önemli sayıda kadın üyesi vardır. Faşist, fanatik ve popülist partiler, kadınların kapı kapı dolaşmasını sağlayarak ideolojilerinin toplumda kök salmasını ve yerleşmesini amaçlamaktadırlar.
Sivil toplumdan nefret eden faşizm, kadın hareketlerinin bir sivil toplum yapısı içinde kendi başına faaliyet göstermesini hiçbir şekilde istememektedir. Faşist güçler, sivil kadın hareketlerini kökü dışarıda olan ve ulusal birliği tehdit eden yabancı güçlere hizmet eden uşaklar olarak görmekte ve sunmaktadırlar. Faşizm, sivil kadın hareketlerini ortadan kaldırarak kadınları faşist partilerin veya rejimlerin kullanışlı bir aracı ve parçası haline getirmeyi hedeflemektedir. Kadınların özgür bir sosyal ve siyasal bilince sahip olmasını istemeyen faşizm, tek yol olarak kendisini kadına dayatmaktadır.
Faşizmin kadın anlayışında kadın-erkek eşitliğine, kadının onuruna, kadının özgürlüğüne, kadının güvenliğine ve kadın haklarına yer yoktur. Faşizmin kadın anlayışı ulusa, ırka, dine, kültüre, aileye, partiye ve geleneğe kendisini feda eden kadın şeklindeki bir saplantı ve sapkınlıktan oluşmaktadır. Faşizm ve fanatizmde sahiden kadının adı yoktur. Faşistler, kadınlar için her şeyi kendilerinin yaptığını söylerler. Kadınların sahip olduğu bütün özgürlükleri, hakları ve imkanları sinsi bir şekilde ellerinden almak için faşizm, sistematik ve yıkıcı uygulamaları gerçekleştirmeye çalışmaktadır.
Feminizm ve faşizm, doğaları gereği birbirlerine karşıt olmak zorundadırlar. Toplumu ırkçı erkeklerden oluşan bir yapı olarak gören, kadını toplumsal ve siyasal hayattan dışlayan, kadına ev işlerini yapma ve çocuk doğurma görevleri yükleyen faşizmin kadın haklarına yapacağı hiçbir katkı yoktur. Nazi Almanyasına, Mussolini İtalyasına, Salazar Portekizine, Franco İspanyasına baktığımız zaman faşizmin, kadını sömüren ve istismar eden kadın düşmanı bir ideoloji ve politika olduğunu görüyoruz. Geçmişteki faşist rejimlerin kadına karşı söylem ve politikaları ile bugün demokrasiyi tehdit eden faşist popülist hareketlerin kadınla ilgili söylemleri arasında fark yoktur. Hangi kılıklara girerlerse girsinler faşizm ve popülizm, kadın düşmanıdırlar. Faşizmin ve popülizmin yayıldığı günümüzde kadınlar, her geçen gün güvenliklerini, özgürlüklerini ve haklarını kaybetme şeklinde yeni bir tehditle yüz yüzedirler. Faşizm, fanatizm ve popülizm, dünyayı kadınlar için daha güvensiz bir yer haline getirmektedir.
TT
Faşizmin değişmez doğası: Kadın düşmanlığı
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة