Tevfik Seyf
Suudi yazar ve düşünür
TT

Gemi hikâyesi bir eğitim meselesi olarak ele alınabilir mi?

Bu hafta küçük bir hikâye gözüme çarptı. Muhtemelen pek çok okuyucunun da dikkatini çekmiştir. Bu hikâyenin özü şu: Ünlü Amerikan haber kanalı CNN, geçtiğimiz hafta karaya oturan ve Süveyş Kanalı'nı kapatan  Ever Given gemisine dünya genelinde duyulan ilgiden yararlanarak, geminin nasıl kurtarılacağı konusunda çocuklara sorulacak birtakım sorularla bir araştırma yaptı.
Burada kanalın öncelikli amacının mizah olması muhtemeldir. Ancak benim aklıma ciddi bir soru geldi: Böyle bir sorun ve zorluk, çocukları önemsemelerini istediğimiz ilgi alanları konusunda yönlendirebilir mi?
Bu bağlamda önemli bir hususu da zikretmem gerekiyor. Çocuklara neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğretmemiz gerektiği görüşünde değilim. Fakat çocukların hiçbir şekilde yönlendirilmemesi yönündeki görüşü de desteklemiyorum. Bence doğru olan, bu iki görüş arasında ‘orta bir yol’ tutturmaktır. Buradan hareketle rolümüz, çocukları bizim kişiliklerimizin ve akıllarımızın birer kopyasına dönüştürmek değil, aksine yaşamları için bir başlangıç ​​noktası oluşturmalarına yardımcı olmaktır. Nitekim onları doğru bir başlangıç ​​noktasına yönlendirmede ihmalkâr ve dikkatsiz davranmak, çocukların kaybolmalarına ya da kendileri için en iyi yolu bulmalarına kadar uzun yıllar kaybetmelerine sebep olabilir.
Bu değerlendirmelerden sonra gemi konusuna geri dönelim. Bu hikâye, çeşitli disiplinlerin örtüştüğü ve bir o kadar heyecan uyandıran noktalara sahip olan güzel bir örnektir. Buradan hareketle araştırmaya ve sorgulamaya vurgu yaparak hikâyeyi ‘bir eğitim konusu’ olarak ele alabiliriz. Bu hikâyenin yüzbinlerce insanın ilgisini çektiğini biliyoruz. Nitekim internetteki haber okuma ve video görüntüleme sayısı bunu göstermektedir.
Hikâyenin çeşitli yönleriyle bir eğitim konusu olması meselesine gelirsek, bunun nedeni küresel ticaret hakkında konuşmayı ve düşünmeyi gerektirmesidir. Bununla birlikte, ihracatçı (Çin), ithalatçı (Avrupa) ve yol (Mısır) arasındaki karşılıklı bağımlılık meselesinin yanı sıra çeşitli endüstri ve hizmet alanlarıyla ilgili bir tartışmayı da tetiklemektedir. Hikâyenin, gemi yapımı, fizik-mekanik yasaları arasındaki ilişki, deniz taşımacılığı ve havanın etkisi gibi alanlarla da ilgisi vardır. Buradan 1869'da açılmasından bu yana milyonlarca geminin geçtiği Süveyş Kanalı'nın tarihine ve oradan da Mısır’ın tarihine ve dönüşümlerine, kanalın Mısır ekonomisindeki payına vs. geçilebilir.
Bu yazıdan amacım, ‘zihinleri tetiklemek ve düşünmeye teşvik etmek’ için verimli bir mesele olduğunu düşündüğüm disiplinler arası eğitimin bir örneğini göstermektir. Zira bu konu, yeni neslin geleceklerini öngörmesine yardımcı olabilecek nispeten geniş bir alan sağlamaktadır. Bilimsel ilgili alanlarının erken yaşta oluşması, bilime olan eğilimi bir tür hobi haline getirecektir ve bunun ileride bilimsel çalışma ile birleştirilmesiyle birlikte gençliğin yaratıcılığını destekleyecek güçlü bir unsur olacaktır. Başlarda (oyun düzeyinde bile olsa) bilgisayara ilgi duyan gençlerin daha sonra bilişim alanında ileri düzey uzmanlara dönüştüğünü gördük. Çoğumuz muhtemelen bu türden pek çok hadiseyi işitmişizdir.
Benzer bir tecrübe başka bilimlerde de tekrarlanabilir. Bu yazımda muhtemel bir ‘başlangıç noktasının’ örneğini vermeye çalıştım. Zaman zaman pek çok benzer başlangıç ​​noktasından geçtiğimizi biliyorum. Bu başlangıç noktaları, yeni nesli fırsatlar ve zorluklarla dolu geleceğe yönlendirmek için kullanılabilir.