Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Kuzuyu değiştirmek… Her gün

Arap dünyasındaki zamanına geri dönen Mısır, Dışişleri Bakanı Samih Şukri’nin Beyrut’a ziyaret düzenlemesiyle koruyucu diplomasisinde eşi görülmemiş bir adım attı. Bakan Çarşamba günü, Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve tüm muhaliflerinin de dahil olduğu geniş çaplı hızlı bir siyasi tur düzenledi. Görünüşe göre Mısırlı bakanın ziyaretinin en önemli amacı, cumhurbaşkanının damadı Cibran Basil’in pozisyonunu açıklığa kavuşturmaktı. Zira Bakan Basil’in tüm rakiplerini ziyaret etti: Süleyman Franciye, Sami el-Cemil, Semir Caca. Maruni Patriği Mar Beşara er-Rai'nin masasında öğle yemeği yedi. Daha sonra hükümeti kurmakla görevlendirilen Saad Hariri’nin konutunda bir basın açıklaması düzenledi. Bu sırada Cumhurbaşkanı Avn ve Basil’in hükümetin şekli ve temeli konusundaki duruşuna ilişkin haberlere karşılık tutumunu açıkladı.
Mısırlı bakan bu duruşu net bir şekilde açıklığa kavuştururken Fransa da Basil'i kabul etmekten kaçınıyordu. Böylece Fransa, her geçen gün her alanda daha çok çöken bir ülkede, Basil’i hükümetin kurulmasını engellemekten sorumlu tutan uluslararası, Arap ve yerel tayfaya katıldı.
Fransa, Lübnanlı politikacılardan bahsederken alışıldık kurallarının dışına çıktı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Lübnanlı politikacılar için milisler tarafından korunan bir mafya olduklarını söyledi. Fransa Dışişleri Bakanı ise yolsuzluklarını ülke çıkarına tercih eden kör bir tabaka olduklarını söyledi. Seçkinlerin duruşunu ifade eden Le Monde Gazetesi, Lübnanlı politikacılardan kanun ve ahlaki değerlerin dışına çıkmış bir tabaka olarak bahsetti.
Fransa'nın Basil’i kabul etmek istememesi ve Şukri’nin onu ziyaret etmeyi reddetmesi, aynı zamanda ABD'nin yolsuzluk nedeniyle kendisine yaptırımlar uygulamasından da kaynaklanıyor olabilir. Belki de Fransa’nın bu karara itiraz etmesi ve Mısır’ın bunu görmezden gelmesi zordu. Nitekim Fransa Dışişleri Bakanlığı ‘mafyadan’ ‘milise’ kadar Lübnanlı politikacılara kendilerinin de yaptırım uygulayabileceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Mişel Avn açık bir öfkeyle bu mesajları aldı. Mısır heyeti Beyrut’tan ayrılmadan önce Cumhurbaşkanı dolabından eski general formasını çıkararak Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame ve Maliye Bakanı Gazi Vezni’ye karşı Lübnan lirasının çöküşünden ve küllerinden sorumlu oldukları için açılan savaşa liderlik edeceğini duyurdu!
Lübnan'da bir sorumluluk veya sorumlu aramak beyhude. Zira Lübnan Cumhurbaşkanı Rene Muavid, suikasta kurban gitti ve olayı hiç bir polis araştırmadı. Limandaki patlama Kazakistan’dan duyuldu ve dokuz ay sonra varılan tek sonuç, adli müfettişin değişmesiydi. Soğuk Savaş sırasında ABD’li bir bakan Moskova’daki hayvanat bahçesini ziyaret etti ve bir kafeste bir kurt ve bir kuzu olduğunu görünce Sovyetli ev sahibine şöyle sordu: “Bu mucizeyi nasıl gerçekleştiriyorsunuz?” Aldığı cevap şuydu: “Her gün kuzuyu değiştiriyoruz.”
Cumhurbaşkanı, yıllar veya on yıllar sürebilecek bir ceza soruşturması savaşı açtı. Gerçekleşmeye daha yakın bir şey Lübnan ve Lübnanlılara fayda sağlayabilir o da Cibran Basil'in çalıştırmadığı bir hükümetin kabul edilmesi.
Herkes için en iyisi Cumhurbaşkanı Avn’ın dünyanın ve Lübnanlıların sesini duyması: Lübnan için eksik olan başka bir savaş mıydı?