Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Müslüman Kardeşler’in Libya’daki kolu ve yeniden konumlandırılması

Libya’daki Müslüman Kardeşler grubu, küresel örgütün bir kolu olduğuna yönelik yaptığı itirafta bir “bilinçlendirme ve davet derneğine” dönüştüğünü duyurdu. Bazı bakterilerin ve mikropların tehlikeli oldukları gerçeğinden vazgeçmeden, tükenme tehdidi altındayken yaptığı gibi örgüt de ortam koşullarına direnmek için çevresel değişim ve kabuk değiştirme sahnesini tekrarlıyor.
Müslüman Kardeşler’in Libya kolunun kendisini feshettiğini ve bir derneğe dönüştüğünü duyurduğu, “İhya ve Yenileme” adını aldığını belirttiği bildiride şu ifadeler yer aldı:
“Tüm Libyalılara, Allah’ın lütfu ve yardımı ile İslam'ın ılımlı yaklaşımına ve öğretilerine bağlı kalma çağrısını canlandırmak için grubun İhya ve Yenileme adlı bir derneğe dönüştüğünü duyuruyoruz.”
Söz konusu gelişmenin Müslüman Kardeşler’in 10’uncu ve 11’inci konferanslarından ve diyalog turlarından sonra geldiğine dikkat çekildi. Gelgelelim yeni oluşumun, yani İhya ve Yenileme’nin temel olarak iki yıldır mevcut olması ve faaliyet göstermesi Müslüman Kardeşler’in yaklaşık 100 yıldır benimsediği yalan politikasını bile doğru yapamadığını ortaya koyuyor.
Müslüman Kardeşler örgütü ile deneyimimiz bizleri bu haberi son derece ihtiyatlı bir şekilde karşılamaya itiyor. Zira Müslüman Kardeşler ve üyeleri birçok kez renk ve kabuk değiştirme, dönüşme ve geri adım atma yoluna gittiler. Bu yüzden, gözlemcilerin çoğuna göre bu duyuru, takiyye, yanıltma, sözünde durmama ve yalan dolanla bağlantılı örgütün ve cemaatin bir taktiğinden ibaret.
Müslüman Kardeşler’in örgütlenmesini ve oluşumu düzenleyen yasaları okuyan ve inceleyen herkes bu duyuru karşısında şaşıracaktır. Çünkü küresel örgütün iç sistemi ve kendisine bağlılık, katılımcıların biatı ile düzenleniyor. Bu biatten dönmek, sahibinin kanını helal kılan “ridde” (dönme) sayılıyor. Hal böyleyken, bugün bağını kestiğini duyurduğu küresel örgüt ile herhangi bir ilişkisini yakın zamana kadar inkar eden bir oluşumun ve cemaatin, küresel örgütten ayrıldığına dair son duyurusuna nasıl inanabiliriz? Liderlerinden birinin yaptığı şu açıklamaya nasıl inanabiliriz:
“Cemaat bu adımı atarak Libya dışında herhangi bir tarafa, küresel alanda Müslüman Kardeşler’e bağlı olmaktan çıkmıştır. Yalnızca anavatan içinde faaliyet gösteren bir derneğe dönüşmüştür.”
Özellikle de bizzat bu liderlerin yakın zamana kadar küresel örgüt ile herhangi bir ilişkiyi kabul etmediklerini hatırladığımızda...
Asıl soru ise mürşide yapılan biatın kaderinin ne olacağıdır. Mürşid, Müslüman Kardeşler’in yüz yılı aşan ömrü boyunca bağlı kaldığı İrşad Ofisi’nin ne direktiflerini ne de talimatlarını yayınlamadığı sembolik bir figür mü olacak?
Küresel Müslüman Kardeşler örgütünün Libya kolunun bildirisinde, cemaatin “şeytanlaştırma, karalama ve deformasyon” kampanyasına maruz kaldığının altı çizildi. Oysa bu bir karalama kampanyası değil. Çünkü liderleri geçmişte olduğu gibi bugün de radikal örgütleri alenen destekliyorlar. Bu, önde gelen liderlerinin açıklamalarıyla belgelenmiştir. Ayrıca, Bingazi ve Derne’de orduya isyan eden savaşçıları da alenen destekliyorlar. Bunların başında ideolojik olarak el Kaide’ye bağlı ve Müslüman Kardeşler - Libya kolundan mali ve siyasi destek alan gruplardan oluşan- “Mücahit Şura Konseyleri” geliyor.
Yalnızca yeni bir konumlandırmaya ve isme sahip bir oluşumun kuruluşunu ilan eden bu bildiri, Libya kolunun gerçekten değişip dönüştüğüne herkesin ve özelde Libyalıların inanması için yeterli mi? Papaz cübbesini çıkardığına, rakipleriyle ilişkilerinde bir yöntem ve davranış olarak şiddetten vazgeçeceğine, iktidarı hedefleyen herhangi bir siyasi oluşum gibi demokratik yolu ve yaklaşımı izleyeceğine ikna edebilecek mi? Yoksa bu yalnızca bir taktik mi? Doğrusu bu, daha olası ve gerçeğe daha yakın. Çünkü bu örgüt devamlı yalan söyledi.
Söz konusu bildiri doğrudan Libyalılara yönelik yapıldı. Bildiri, başarısızlık, cemaat ve partinin temsil ettiği bu örgütün gerçek yüzünün açığa çıkması, son Libya seçimlerinde uğradığı bozgun ve aldığı ağır yenilgi nedeniyle seçim sonuçlarını kabul etmeyip silaha sarılmasının ardından beklenen bir sonuçtu. Müslüman Kardeşler, demokratik seçimlerin sonuçlarını yalnızca kendi lehine olursa kabul eder, aksi durumda sonuçlara karşı çıkar.
2 Mayıs 2021’de yayınlanan Müslüman Kardeşler-Libya kolu bildirisine dair ilk okuma, örgütün önemli isimlerinden Kardavi’nin gözetiminde, 2006’da yayınlanan pişmanlık ve kendini gözden geçirme bildirileri için yapılan okumalardan farklı değil. Çünkü örgüt yine sözünü tutmamış ve 2011’den itibaren şiddete geri dönmüştü. Bu yüzden Libyalıların bu örgütün ve cemaatin bildiri yalanlarına karınları tok. Gerçek eylemler bekliyorlar, kelime oyunları değil. Keza bu bildiriler, Müslüman Kardeşler’in kendisi tarafından sık sık inkar edildiği için artık ona inananların akli melekelerinin de sorgulanmasına neden oluyor. Bunun örnekleri çok. Zaman bizim haklılığımızı, onların ise yalanını ortaya çıkaracaktır.