Prof. Dr. Ahmet Abay
Akademisyen
TT

Rabbe kavuşmayı arzu etmek

Abdullah İbn Mesud’a nispet edilen “Mü’min rabbine kavuşmadıkça rahata ermez.” sözü çoğu zaman yanlış ve eksik anlaşılan bir sözdür. Allah’a kavuşmak olarak ifade edilen “Lika’” sadece ölünce gerçekleşen bir durum değildir. Allah’ın huzuruna çıkıp O’na kavuşmanın ve Onunla buluşmanın gerçekleşmesi için ölüm şart değildir!
Zira Allah Teâlâ ; “… Kim Rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa iyi iş yapsın ve Rabbine (yaptığı) ibadete hiç kimseyi ortak etmesin.” (el-Kehf 18/110) buyurmaktadır. Rabbimize kavuşmak yakınlaşmak için ölmeyi beklemeye gerek yoktur. Allah’ın rızasına uygun yapılan her amel failini Allah’a yakınlaştıracak ve O’na kavuşturacaktır.
Allah’a yakınlaşma ve kavuşma ameliyesi dünyada başlayıp ahirette tamamlanan bir süreçtir. Bu dünyada kendisinden istenilen amellerle Allah’a yakınlaşmayan ve kavuşmaya çalışmayanları ahirette Allah Teâlâ dikkate almayacak ve onların yüzüne bakmayacaktır.[1]
Ayette dikkat çeken hususlardan birisi ifadenin şart kipinde kullanılmış olmasıdır; “Kim Rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa.” Şartın bir de cevabı vardır. Ayete baktığımızda cevap olarak, “Ölümü beklesin, ahiret hayatını beklesin!” şeklinde gelmediğini görüyoruz. Peki, şartın cevabı nedir? Ayette iki cevap verilmektedir:
Salih amel/iyi iş yapmak.
Rabbi için yaptığı ibadette/kullukta hiçbir kimseyi/şeyi şirk/ortak koşmamak.
Allah’a ortak koşmadan kulluk/ibadet etmek insanın yaratılış gayesidir. İnsan bu kulluğu icra ederken sürekli rabbi ile bir iletişim ve buluşma halindedir. Duamızı O’na arz ederiz, O duamıza cevap verir. Namazda O’nun huzurunda durur kıraatımızla O’nunla konuşuruz. Zira namaz mü’minin Allah’a orucu/miracıdır. Orucu tutar Onun kabulünü O’ndan bekleriz. Yani kısacası O’nu göremesek de O’nun bizi gördüğünü, duyduğunu ve bizim O’nun huzurunda olduğumuzu biliriz. 
Ubâde b. Sâmit"ten rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Kim Allah"a kavuşmayı arzu ederse, Allah da o kimseye kavuşmayı arzu eder. Kim de Allah"a kavuşmaktan hoşlanmazsa, Allah da o kimseye kavuşmaktan hoşlanmaz.”[2]
Kulun Allah’a kavuşma/Allah ile buluşma isteği ve arzusu Allah’ın kula karşı bakışında temel etkenlerden biridir. Yüce Allah şöyle buyurur: "Ben, kulumun benim hakkımdaki zannı ne ise öyleyim. Beni andığında onunla beraberim. O beni kendi başına anarsa, ben de onu kendi başıma anarım. O beni bir topluluk içinde anarsa, ben de onu o topluluktan daha hayırlı bir topluluk içinde anarım. O bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak gelirim[3] Ama O'na kavuşmak istemeyene, O da kavuşmak istemez.[4] O'nunla ilişkisini kesenle, O da ilişkisini keser.[5] Şunu da unutmamak gerekir ki Allah, her zaman kendisine inanan ve güvenen kullarıyla beraberdir.[6]
O halde Allah ile buluşmanın/yollarımızı kesiştirmenin yollarını ve vesilelerini çoğaltmak zorundayız. Zira O’nunla buluşmanın/O’na kavuşmanın birçok yolu vardır. Örneğin;
İlim buluşmadır…
Kur’an okumak buluşmadır…
Zikir buluşmadır…
Tefekkür buluşmadır…
Namaz buluşmadır…
Sadaka buluşmadır…
Dua/Münacat buluşmadır…
Gece kıyamı buluşmadır…
Allah yolunda cihad/cehd buluşmadır…
Anneye babaya iyilik etmek buluşmadır…
Yetimlerin gözyaşlarını dindirmek buluşmadır…
Mazlumların feryatlarını duyup onlara çare olmaya çalışmak buluşmadır…
O’nun rızası için hakkı ayakta tutmak ve adil davranmak buluşmadır…
Sıla-i rahim/akrabalık bağını gözetmek buluşmadır…
Hasta ziyareti buluşmadır…
İnsanlara karşı edepli olmak buluşmadır…
İnsanları sevmek buluşmadır…
Müslümanların sıkıntılarını gidermek buluşmadır…
O’nu hatırlayarak, O’nun rızası için haramlardan yüz çevirmek buluşmadır…

Yeter ki insan Rabbi ile buluşmak ve O’na kavuşmak istesin. O’na yakınlaşmak, O’na kavuşmak ve O’nunla buluşmanın pek çok yolu olduğunun farkına varacaktır.
Öyleyse şirkin her türünden uzak durarak salih/iyi ameller işlemeye devam…

[1] Al-i İmran 3/77
[2] Buhârî, Rikâk, 41; Müslim, Zikir, 14
[3] Buhari, Tevhid, 15 ; Müslim , Zikir, 21.
[4] Buhari, Rikak , 41; Müslim, Zikir, 14.
[5] Haşr 59/ 19; Bakara, 2/152; Hadisler İslam 1/352
[6] Enfal 8/19