Ülkemiz, 1282 yıl önce kurulan Mekke Harem-i Şerif Kütüphanesi’nden özel kütüphanelere, 1920’lerde kurucu kral zamanında gelişen halk kütüphanelerinden medreselere kadar tarihinin erken dönemlerinden bu yana kütüphanelerle tanışmıştır. Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz, 1988'de Riyad'da Kral Fahd Ulusal Kütüphanesi'ni açtı. Son zamanlarda kütüphanelere ilişkin belirlenen stratejiler kapsamında ‘bilgi yuvası’ olan kütüphaneler birer ‘kültürel platforma’ dönüştüler. Bugün kütüphanelerdeki dönüşüm ile önemli bir dönemin eşiğindeyiz.
Kütüphanelerin ülkemizdeki yolculuğuna hızlıca bir göz atarsak, dikkat çekici ve önemli bir yükselişten sonra yavaş bir büyümeye doğru dalgalandığını ve zamanla biriken zorlukları da beraberinde getiren bir dizi koşulun hâkim olduğu dönemin yaşandığını söyleyebiliriz. Vakıf ve özel kütüphaneler aşamasından sonra kurucu Kral Abdülaziz bin Abdürrahman döneminde kayda değer bir büyüme yaşandı. Ülkemizin kalkınma ve inşa yolunda ilerlemeye çalıştığı bu dönemde siyasi liderliğinin ilgisi, mevcut kütüphaneleri koruma ve geliştirmekten birçok halk kütüphanesi kurmaya doğru evrildi. Kral Abdülaziz, vatandaşlara bilgiyi ulaştırmayı odağına aldı ve eğitim alanındaki önceliği bu oldu.
Kütüphane, Krallık’taki imar planlarının her zaman gündemindeydi. Bu, kuruluşundan Kral Selman bin Abdülaziz dönemine kadar karar mercilerinde sağlam bir şekilde kök salan bir kanaat haline geldi. Öyle ki Suudi kütüphanelerinin sayısı, bir milli kütüphanenin yanı sıra 2 bin 329 kamu, özel, üniversite, vakıf ve ihtisas kütüphanesine ulaştı. Son on yılda gerçekleştirilen kültürel başarıların önemine rağmen gelen rakamlar hala beklentilerin altında bulunuyor. Çünkü Suudi Arabistan'da bir milyon kişiye 3 kütüphane düşerken, İngiltere'de 64, ABD’de 28, Finlandiya'da 158 ve Japonya'da ise 26 kütüphane düşüyor. Suudi Arabistan'daki halk kütüphanelerinin sayısı hala azdır. Krallıktan daha küçük ve daha az nüfuslu bir ülke olan Finlandiya'daki halk kütüphanelerinin sayısı 870 iken, bizde 13 bölgeye dağılmış halde bulunan 84 halk kütüphanesi vardır.
Teknolojide hızlı gelişmelerin yaşandığı bu çağda halk kütüphanelerinin çoğu, teknik yapının gecikmesi gibi bir sorundan mustariptir. Ayrıca kütüphanelerin yüzde 46,42'si 10 binden az kitaba sahiptir. Bunun operasyonel, kültürel programlardaki durgunluk ve talebin azlığı gibi bir dizi sorunla ilgisi olabilir. Zira istatistikler, pandemi öncesinde ziyaretlerin düşük olduğunu ve 84 halk kütüphanesini bin kişiden sadece 5 kişinin ziyaret ettiğini gösteriyor. ABD’de ise bu sayı, her bin kişide 4 bin 480 ziyareti buluyor.
Kütüphaneler Genel Müdürlüğü’ndeki meslektaşlarım bir strateji üzerinde çalışmaya başladılar ve gerek yerel gerek uluslararası uzmanların katılımıyla kütüphane bu durgunluğun nedenlerine el attılar. Dijital altyapının zayıflığı, kullanıcı deneyimi çalışmalarının olmaması, kültürel etkinlik politikasında netliğin olmaması, performans ölçümü programının yokluğu ve toplumsal katılım için gerekli açık politikaların eksikliği gibi durumlardan mustarip olan kütüphaneler, insanlar için cazip olmaz. Bütün bu sıkıntıların üstesinden gelmek ve çok verimli olduğunu düşündüğümüz fırsatlardan yararlanmak adına üç sac ayağı olan bir strateji ortaya konuldu. Bu sac ayaklarından ilkini, genel planlama, standartlar ve düzenlemeler, çalışmalar ve istatistikler, finansman, yatırım ve kadroların geliştirilmesi yoluyla kütüphane sektörünün geliştirilmesi oluşturmaktadır. İkincisi, kütüphane hizmetlerine erişimi kolaylaştırarak ve bilinçlendirme ve tanıtım faaliyetleri yürüterek “bilgi okuryazarlığı” düzeyini yükseltmektir. Üçüncüsü ise, verimli bir çalışma ortamı sağlamak, imkanları geliştirerek, yerel ve uluslararası paydaşları aktif olarak dahil ederek idari ve operasyonel verimliliği geliştirmektir.
Meslektaşlar, tüm sektör için açık ve temel performans göstergelerine sahip bir strateji ile çalışıyorlar. Bu stratejinin temel özellikleri geçtiğimiz 25 Mayıs'ta Kültür Bakanlığı'nın internet sitesinde yayınlandı. Her yıl dijitale dönüştürülen kütüphane sayısı, dijital kütüphane hizmetlerinin yıllık kullanıcı oranı, her yıl verilen kütüphane kartı sayısındaki artış, kütüphane kullanıcılarının memnuniyeti, özel sektörün halk kütüphanelerine yatırımları, yapılan yatırımlardaki yıllık büyüme oranı, en yakın halk kütüphanesine 30 dakika mesafedeki sakinlerin yüzdesi, bilgi okuryazarlığı düzeyindeki yükseliş, kütüphanelerde kültürel programlara katılımlar ve cazip bir çalışma ortamı sağlayan kütüphanelerin yüzdesi gibi göstergeler bu bağlamda dikkate alınmaktadır.
Bugün kütüphanelere, toplumun tüm üyelerini çeken kapsamlı bir kültürel platform ve yatırım yapmak ve geliştirmek için birçok fırsatı içeren bir sektör olarak bakıyoruz. Son on yılda önemli başarı araçlarını elde ettik. Bununla fark yaratabilir ve ‘bilgi ekonomisi inşa etme ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşma sürecine katılan bir bilgi toplumu’ vizyonunu gerçekleştirebiliriz. Kütüphanelerin önemi sadece bilgiye erişim ile sınırlı değildir. Singapurluların, ‘bilgiye hayat vermek, hayal gücünü canlandırmak ve fırsatlar ve imkanlar yaratmak için yaşam boyu okumak’ anlayışlarında olduğu gibi, çok daha derin olan bir bakış açısı vardır.
TT
Kütüphaneler: Bilgi yuvasından kapsamlı kültürel platformlara
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة