Prof.Dr. Bilal Sambur
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi
TT

Değişmeyen Taliban teolojisi: Despotizm, şiddet ve cehalet

Amerika’nın ve NATO’nun Afganistan’dan çekilme süreciyle beraber gündeme gelen en önemli yapı, Taliban’dır. Öğrenciler anlamına gelen  Taliban ismini kullanan,  siyasal, askeri, sosyal, ekonomik ve  dini boyutları olan bu yapı, Afganistan’da yeniden hakim güç olmaya hazırlanmaktadır. 1994 Yılında Molla Ömer ve  bir grup medrese talebesinin  kurduğu bu hareketin amacı, Afganistan’daki iç çatışmaları ortadan kaldırmak ve ülkede Şeriata dayalı bir devlet kurmaktı. Pakistan İstihbaratının (ISI) örgütlemesiyle ve Çin-Suud sermayesinin  desteğiyle oluşan Taliban, çoğunluğu Peştunlardan oluşan ve Hanefi mezhebini takip eden Sünni-Selefi bir harekettir. Taliban hareketi, Afganistan ve Pakistan’daki  dini ve sosyal yapının ürettiği bir harekettir. Başka bir ifade ile Taliban, Afganistan-Pakistan konteksinde ortaya çıkan yerli, milli ve dini bir harekettir.
3 Kasım 1994 Tarihinde Kandahar’ın ele geçirilmesi Taliban’ın   tarihinde   bir dönüm noktasını oluşturmaktadır.  Kandahar’dan sonra hızla ilerleyişine devam eden Taliban, 27 Eylül 1996 tarihinde Kabil’i ele geçirdi ve Afganistan İslam Emirliği’ni ilan etti. Taliban lideri  Molla Emir, Müminlerin Emiri olarak ilan adıldı, adına para basıldı ve hutbe okundu.Taliban, kendisini bir devlet yapısı olarak sunmaktadır.  Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, Taliban İslam Emirliği’ni resmen tanımaktadırlar.
1998-2001 Yılları arasında Pençşir bölgesi hariç bütün Afganistan’ı yöneten Taliban İslam Emirliği’nin uygulamaları, Taliban’ın teolojisi ve ideolojisinin gerçek yüzünü ortaya koymaktadır. Talibanın ilan ettiği Afganistan İslam Emirliği, şeriatçı bir  despotik düzeni benimsemekte ve Hanefiliği  esas almaktadır. Taliban, şeriatı tek siyasal düzen olarak tanımakta ve din-devlet ayrılığını kesin bir şekilde reddetmektedir. Taliban despotik yönetimi, Şeriatın günlük hayatın her alanında uygulanmasını dayatmaktadır. Taliban despotizmi, şeriatın uygulanması için  Emr-i bil Maruf Bakanlığı oluşturmuştur.
Taliban teolojisi ve ideolojisi, erilliğe,  ataerkilliğe, despotizme ve  şiddete dayalıdır. Taliban  hareketi, ideolojisiyle, teolojisiyle ve organizasyonuyla modern dünyanın  demokrasi, insan hakları, kadın-erkek eşitliği, bireysel hak ve özgürlükler başta olmak üzere  bütün kurumlarına ve değerlerine karşıdır. Taliban teolojisi ve ideolojisi,  despotizmini ve totaliteryanizmini kadına karşı  politikarında ortaya koymaktadır. Kadının  bedenini, cinselliğini,  düşüncesini ve  üretkenliğini bastırmak suretiyle bütün topluma tahakküm etmeyi amaçlayan bir İslam Emirliği kuran Taliban despotizmi, kadınların çalışmasını, kız çocukların okula gitmesini ve eğitim almasını yasaklamıştır.Taliban İslam Emirliğinde kadınlara peçe takma zorunluluğu getirilmiş ve yüzü görülen  kadınlar kırbaçlanmışlardır. Toplu taşıma araçlarındaki  aynalar, kadınlara bakılmasın  diye kaldırılmıştır.  Şii Hazaralara karşı katliamlar yapan Taliban, dört yüz kadını  kaçırarak cariyeleştirmiştir.Taliban  İslam Emirliği, , kadını şiddete ve cehalete mahkum eden sivil ölüler haline getirmektedir.
Taliban İslam Emirliği, erkeklere takke takma ve sakal bırakma mecburiyeti getirmiştir. Sakalını kesenler,  altı ay ve üstü hapis cezalarına  çarptırılmışlardır. Erkeklere, evlerine yakın camilerde beş vakit namaz kılma   zorunluluğu getirilmiştir. Namaz surelerini bilmeyenler cezalandırılmıştır. Esnaf, namaz vakitlerinde dükkanlarını kapatmak zorunda bırakılmıştır.Camide namaz kılmayanlara ağır cezalar  verilmiştir. Emri bil Maruf Bakanlığı (İyiliği Emretme Bakanlığı) görevlileri, camilerde  yoklamalar almışlardır.
Taliban İslam Emirliği,  sinemaya, resme, müziğe, medyaya ve ifade özgürlüğüne karşıdır. Afganistan Televizyonunun yayınlarını durduran Taliban, bütün görsel yayınları ve müzikleri yasaklamıştır.   Kabil Radyosu, Şeriat Radyosu adı altında yayınlar yapmıştır. Bamyan’daki Buda hetykelleri dinamitlenerek imha edilmiştir.Bütün bilgisayarlar imha edilmiştir. Ders kitaplarından bütün resimler kaldırılmıştır. Bütün okullar, medrese haline getirilmiştir. Medreselerde okuyan öğrencilere,  uzun sarıklar sarma mecburiyeti getirilmiştir.  
Taliban, Afganistan İslam Emirliği’ne karşı gelenleri hain ilan etmiş ve idam etmiştir.  Taliban yönetiminde alkol yasak, uyuşturucu serbesttir. Taliban’ın İslam despotizminde, hiçbir sosyal ve siyasal muhalefete izin verilmemektedir.Cuma namazlarından sonra  gerçekleşen  idamlar ve el kesme cezaları, halka izlettirilmiştir. Kesilen eller, şehir merkezlerinde sergilenmiştir.
Taliban’ın kurduğu Afganistan İslam Emirliği, ruhsuz,  renksiz, resimsiz, kadınsız, hürriyetsiz, sözsüz bir   despotizmi, cehaleti ve  barbarlığı  yeniden ülkeye hakim kılmaya çalışmaktadır.  Taliban,  vahşete dayalı despotizmini yeniden ülkeye hakim kılmak için   Afganistan’da mutlak hakimin kendi olmasını istemektedir. Amerika ve NATO’nun ülkeden geri çekilmesinden sonra Taliban’ın  en önemli hakim güç haline gelmesi, Afganistan toplumunda büyük bir korkuya neden olmuştur. Taliban despotizminden korktuklarından dolayı yollara düşen binlerce Afganlı,   mülteci durumuna düşmüştür.
Taliban, eskisinden daha güçlü olarak  geri dönmektedir. Bugünün Taliban’ı, bilgisayarı, medyayı, müziği, diplomasiyi ve siyaseti kendi hakimiyet  amaçları için  yoğun olarak kullanmaktadır.Günümüzün Taliban’ı, bilgisayarlar ve cep telefonları başta olmak üzere her türlü  teknolojik araçla donanmış durumdadır. Teknolojiyi kullanması, Taliban’ın özünde değiştiği anlamına gelmemektedir. Taliban, demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından kadın haklarından, müzikten, resimden, sanattan, çoğulculuktan  nefret etmeye devam etmektedir.Kuran ve kelaşnikofu ellerinden bırakmayan Taliban, daha güçlü olmak için cep telefonlarını ve laptoplarıda elinden düşürmemektedir.Taliban değişmedi. Ellerindeki cep telefonlarına ve bilgisayarlara bakarak Taliban’ın  değiştiğini sanmak, ölümcül bir yanılgıdır.
Taliban, Afganistan’ın özgürlüğü ve yabancı güçlerden kurtulması için mücadele eden bir   özgürlük hareketi değildir. Taliban, özgürlük savaşçılarından oluşmamaktadır. Taliban, Afganistan’daki istilacı güçlere mücadele eden ulusal  bir güç de değildir. Taliban, Afganistan halklarına karşı mücadele eden ve onları  tahakkümü altına almaya çalışan  terörist bir güçtür.  Taliban, kendisini sadece  Afganistan’la sınırlı görmemektedir. Taliban teolojisinin ve  ideolojisinin merkezinde global cihad vardır. Taliban, global cihad doktriniyle  şiddetini ve despotizmini   uluslararasılaştırmayı istemektedir.
Afganistan İslam Emirliği’nin Irak-Şam İslam Devleti’nden hiçbir farkı yoktur. IŞİD’den hiçbir farkı olmayan Taliban’ın despotizmi, vahşeti ve fanatizmi, insanlık için tehdit oluşturmaktadır. Taliban sorununu, bir Afganistan sorununa indirgemek büyük bir yanılgıdır. Taliban, dünya ve insanlık için  küresel bir tehdittir. Amerika, Afganistan’ı  Taliban’a bırakmanın bedelini  dünyayla birlikte çok ağır şekilde ödeyecektir.Taliban despotizminin hakim olacağı yeni dönemde Afganistan’da iç savaş  kaçınılmaz hale gelmektedir.  Küresel terörizmin cennetine dönüşen Afganistan, dünya uyuşturucu ticaretinin anamerkezi haline gelecektir.İnsana, hayata, kadına, özgürlüğe, umuda ve mutluluğa dair her şeyi ve herkesi gadarca yok eden Taliban despotizminin, dünyaya cehaletten ve vahşetten başka  vereceği bir şeyi bulunmamaktadır. Çanlar, sadece Afganistan için çalmamaktadır. Çanlar, bütün dünya için çalmaktadır.