Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Yargı var, hukuk yok!

Bütün bir ülke yargının önündedir ve kimse kanundan üstün değildir. Lübnan, patlamaları tüm dünyada duyulan ancak soruşturması bir fısıltı olarak yürütülen bir suçlar cumhuriyeti. Tarih tarihi lağveder. 4 Ağustos hatırası, artık Halde'deki ‘taze’ patlamaların gölgesinde kaldı. Milletvekili Cemil el-Seyyid'in dediğine göre, suçu soruşturan adli müfettiş, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve eski bakanların ifadelerini dinlemek istiyor ama ‘dokunulmazlıklar’ onu engelliyor. Korku, sanıkları değil yargıçları korkutuyor.
Avrupa'daki sel felaketleri 200 kişinin canını aldı ve Angela Merkel bunun unutulmaz bir felaket olduğunu söyledi. Bir yıl önceki Beyrut Limanı patlaması 214 kişinin canını aldı, başkentin üçte birini sildi süpürdü, ülkeyi öksüz bıraktı, ülkenin imajını sarstı, insanların mutluluğunu yok etti ve iradelerini alt üst etti. Lübnanlı politikacılar ise hükümet portföyleri için savaşıyorlar. Bunlar, amonyum nitrat satan, ölüm, cinayet ve tehcir ticareti yapan pervasız çokça düşmanı olan bu ülke için büyük utanç anlarıdır.
Lübnan'da neler yaşandığını biliyor musunuz? Başkanlık savaşı yaşanıyor. Bu savaşta şehitler verildi, lira ve ekonomi düştü, hastaneler oksijensiz kaldı, yakıt ve su kurudu, halk aç kaldı, kıtlık arttı, işsizlik çoğaldı. Başkanlık savaşı giderek daha çirkin ve daha acımasız bir hal alıyor. Her gün ya da her saat, aç ve hastalara, eskimiş bir dilde yazılmış, çokça tekrarlandığından dolayı kıymetini yitirmiş bir açıklama yapılıyor. Devlet, portföy hakkı olan, ne şekilde sabredeceğini ve harekete geçeceğini bilen bir hükümet ve bir başbakan arıyor.
Lübnanlılar, çöküş, çarpışma ve büyük düşüş konusunda uyarıyorlar ama bu durumların ötesine geçerek dengesizlik aşamasına geldiklerinin farkında değiller. Amin Maalouf kitabında ‘dünyanın dengesizliğini’ yazmış ve bana dengesizliğin ne olduğunu açıklamıştı. Bu dengesizlik, zaman geçtikçe duvar saatindeki akreplerin, yelkovanların, çarkların, motorların ve çalan zillerin durmasıdır.
Lübnan tam bir dengesizlik içinde. Zifiri karanlık, sağlık krizi, yakıt, gıda, güvenlik, hukuk, su ve bebek maması kıtlığı ülkede hüküm sürüyor. Tam bir dengesizlik. Buna karşın resmi kurumlarda da tam bir dengesizlik var. Kapsamlı bir yalan ve sahtekarlık süreci ve sorumluluğu reddetme ve el sallama konusunda mutlak küstahlık var.
Lübnanlılar, liman patlamasının birinci yıl dönümünü yâd ediyor ve gelecek yıl ikinci yıl dönümünde aynı soruları soracaklarını biliyorlar. Üçüncü yılda yine soracaklar sonra da unutacaklar. Lübnan unutulmuşların ve çaresizlerin ülkesidir. Gerçeğin bilinmemesi daha iyidir. Ve suç liman bombalaması ölçeğinde olduğunda, geçmişte olanlardan ders almaları onlar için en iyisidir.
Geçmişte ne oldu? Hiçbir şey. Katil isimsiz olarak kaydedilmiş. İsimsiz kimse sorumlu odur. Siz asıl, 4 Ağustos'ta ölüm gibi bir dilde yazılan bir sonraki açıklamayı bekleyin.