Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Taliban ve yeni görünüm

Taliban Hareketi’nin yeni bir görünümle (new-look) dönüşü, özellikle de hareketin Kabil'e girdikten sonra ülkedeki uyuşturucu sahnesine son vereceğini açıklaması -ki bu oldukça önemli olumlu bir işaret- ılımlı Taliban'ın ortaya çıkışının bir başlangıcı mı?
Taliban'ın ani ve hızlı dönüşü ve ABD’nin her zaman inşa etmekten ve eğitmekten gurur duyduğu Afgan ordusunun kaçıp teslim olması, kafalarda soru işaretleri yaratan olaylar. Yaşananlar, Afgan müttefiklerinden soyutlanmış olarak ABD yönetimi ile Taliban arasında yönetimi devralmak üzere yapılmış kayıt dışı bir anlaşmadan mı ibaretti? Yoksa Taliban sadece tetiğiyle mi iktidarı ele geçirdi?
Afgan dilinde öğrenci kelimesinin (talib) çoğulu olan Taliban (öğrenciler), Pakistan’da İslam bilimleri öğrencileri tarafından oluşturulmuş bir öğrenci hareketidir. Mezhepleri Ehl-i Sünnet’tir ve Ebu’l Hasan el-Eş’ari’nin mezhebine oldukça yakındır.
Taliban’ın dönüşünü temize çıkaran, dönüşünü bir zafer olarak gören ve onların sadece basit bir hayat yaşayan ve topraklarını ve ülkelerini savundukları için zafere inanan savaşçılar olduklarını iddia edenler var.
Bazıları Taliban’ın bu ilerleyişini bedava bir zafer olarak değerlendiriyor. Taliban’ın herhangi bir karşıt silahlanmanın olmadığı bölgelerde ilerlediğini söylüyorlar. Nitekim hava ve topçu koruması olmadan motosikletlerin üzerinde gelen Taliban unsurları Afganistan çölünde ilerliyorlar. Öyle ki, bazıları bu yaşananları ABD’nin Vietnam’daki hezimetine benzetti. Ancak bu fiyasko Hollywood veya Bollywood sahnesini ve hayali senaryoyu bir tarafa koyarsak, benim nazarımda yaşananları gölge anlaşması dışında değerlendirmek mümkün değil.
Çünkü ABD Afganistan’da binlerce ölü ve yaralının yanı sıra yaklaşık 1 trilyon dolar kaybetmişken bir alternatif veya planı olmadan ülkeden ayrıldığına inanmak güç. Aksi takdirde ABD paralarını ve askerlerini dibi görünmeyen derin bir kuyuya atmış gibi olur. ABD Afganistan’dan Afgan müttefiklerine bile ön bir uyarı yapmadan çekildi. Müttefikleri ABD’nin kendilerini götürmek için yeterince uçak getirdiğini düşünerek Kabil Havaalanı’na kaçtılar.
Taliban Kabil’e girer girmez geçmişinden farklı bir şekilde davrandı. Beklenmedik bir şekilde genel bir af ilan etti. Bununla da kalmayarak özellikle yerel yönetimde yer alan bazı eski Afgan yetkililerini serbest bıraktı. Ancak bu yaklaşımı doğrulayacak eylemler görene kadar beklemeliyiz.
Taliban'ın uluslararası topluma karışmak için önünde duran zorlu görev, yabancı savaşçıların sınır dışı edilmesiyle başlıyor.
Taliban Hareketi, sözcüsü Zabihullah Mücahid ile ülkenin içindekilere güven ve diyalog mesajları gönderirken başka ülkelerle düşmanlıktan kaçındı. Mücahid yaptığı açıklamada “Hareket, dünyayı Afganistan'ın başta haşhaş olmak üzere herhangi bir uyuşturucu üretimi için bir merkez olmayacağını temin ediyor” ifadelerini kullandı. Ancak Taliban’ın önde gelen liderlerinden Vahidullah Haşimi’nin “Afganistan’da demokratik bir sistem olmayacak. Afganistan’da uygulamamız gereken sistem belli, şeriat hukuku” sözlerinden sonra endişeler var olmaya devam edecek.
Taliban iç çatışmalar olmadan sessiz sakin bir şekilde Afganistan’a hakim olamayacak. Nitekim merhum Afgan lideri Ahmed Şah Mesud'un oğlu Ahmed Mesud, Tacikçe dilinde "beş aslan" anlamına gelen Pençşir vilayetinde destekçileri ile toplanmış durumda. İstifa eden Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin Ahmed Mesud'un yanında olduğuna ilişkin haberlerin ışığında ve Mesud'u Taliban'a karşı direnişin bir sembolü olarak destekleme çağrıları sürerken, Mesud Taliban'a saldıracak mı?
Bir kez daha soruyoruz: Taliban'ın yeni görünümü, özellikle Taliban Peştun kabilelerine, Mesud ise Taciklere mensupken, Mesud’un ülkenin iç düzenini sağlama ve Afgan dokusunu koruma çerçevesinde önderlik ettiği direnişi dize getirmeye yardımcı olacak mı? Yoksa Taliban mücadele etmeyi ve muhalifleri dışlamayı mı seçecek? Cevabı önümüzdeki günlerde göreceğiz.