Nebil Amr
Filistinli siyasetçi ve yazar
TT

Mısır ve İsrail… Şu an ve gelecek

İsrail Başbakanı Naftali Bennett'in Şarm el-Şeyh'e gidişi ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile yaptığı resmi "açık" görüşmesi sayesinde Mısır-İsrail ilişkisinde bir gelişme yaşandı. Binyamin Netanyahu ile böyle bir görüşme yapılması zor hatta imkansızdı.
İlk görüşme üç saat sürdü. Bu da görüşmenin gündeminin her iki tarafı da ilgilendiren tüm konuları kapsamaya açık olduğu anlamına geliyor.
Görüşmede dikkat edilen konuları “acil” ve “gelecek” olarak ikiye ayırabiliriz. Acilin başlığı Gazze iken, geleceğin başlığı ikili ilişkiler maddesinin altında toplanan pek çok meselenin yanı sıra iki devletli çözümdü.
Yakın vadede anlaşmaya varılan noktalar, genel bir çerçevede açık ve belliydi. Geniş çaplı yeni bir savaşın fitilini etkisiz hale getirerek bundan kaçınmanın, uzun süreli sakinlik için bir formül bulmanın ve İsrail’in her şey için bir anahtar olarak gördüğü -ancak vazgeçebilir- Mısır’ın eskisi gibi ilgilendiği esir mübadele anlaşmasının tamamlanmasının önemi üzerinde duruldu.
Gazze'nin yeniden inşa edilmesinin önemi konusunda da bir görüş birliği vardı. Şeytan ayrıntıda gizli olduğu için bu konuda kesin bir anlaşma olduğu müjdesini vermek imkânsız.
Gelecek bir zamanda çözüleceği öngörülen anlaşmazlıklara gelince, bunlardan en önemlisi Mısır'ın Ortadoğu uzlaşma dosyasının açılmasının kaçınılmazlığı, Filistinliler ve İsrailliler arasında müzakerelerin yeniden başlaması ve Filistin’in bu husustaki başlıca talebinin kabul edilmesi konusundaki ısrarıydı. Filistin’in başlıca talebi uluslararası bir konferans düzenlenmesi. İsrail ise böyle bir şeyin yapılmasını kabul etmiyor. İsrail bu konferansı engelleyemese de tıpkı Annapolis ve diğer benzer uluslararası faaliyetlerde yaptığı gibi başarısız olmasını sağlayabilir.
Cumhurbaşkanı Sisi, acil kategorisindeki sorunların başarılı bir şekilde çözülmesi ve gelecek kategorisindeki konulara geçilmesi için uygun ortamın sağlanmasını istiyor. Mısır’a göre acil olarak çözülmesi gereken meseleler son savaştan sonra değişti. Zira Cumhurbaşkanı Sisi, Gazze konusunda Mısır'ın tipik ve geleneksel rolünü geliştirdi. İşte bakın Mısır sıkıntılı olan mali durumuna rağmen 500 milyar doları Gazze’nin yeniden yapılandırılmasına katkı olarak tahsis etti. Bu yüzden Mısır halihazırda var olan rolünün etkinliğini artırdı. Mısır önceden beri İsrail ve ABD’den bir karşılık bulamasa da Gazze sorununu uzlaşma meselesine bağlayan daha net bir söylem kullanmanın yanı sıra İsrail ile ilişkilerini yangınları söndürmek ve ateşkes süresini uzatmak için kullanıyor.
Mısır'ın bu ivmeyle, bu mekanizmalarla ve siyasi söylemle giriş yapması mütevazı bir ABD teşvikine sahip olsa da İsraillileri tatmin etmiyor. Bu yüzden İsrailliler bu rolü sınırlamak ve ikili ilişkilerde, ekonomik çözümde ve Gazze’de üzerine baskı uygulamak için etkili yollar arayışı içindeler.
Bu doğrultuda, İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid'in toplantıyla eş zamanlı olarak Gazze sorununa köklü bir çözüm bulmak için yeni olarak betimlediği bir girişim sunması tesadüf değildi. Netanyahu tarafından destek görmeyen ve Gazze’ye yeni bir yolla hâkim olmak amacıyla yapay bir ada yapılmasını içeren Yisrael Katz Projesi’nin yeniden görüşülmesiyle birlikte hayatı kolaylaştırmak karşılığında sükunetin sağlanması bu girişimin temelini oluşturuyor.
Mısır vizyonu, İsrail'in Gazze halkının hayatını kolaylaştıracak girişimlerine kapılarını kapatmıyor. Ancak Kahire, bu girişimlerin Filistinlilerin istediği ve onlarla birlikte başta Ürdünlüler olmak üzere Mısırlıların ve geri kalan Arapların ısrar ettiği siyasi uzlaşma pahasına olmamasını şart koşuyor.
Barış anlaşmasının istikrarı ile birlikte Mısır-İsrail ilişkisi, kapsamlı normalleşme kapsamında her zaman pürüzsüz ve verimli olmadı. Yani bu ilişki hiçbir zaman bir ülke ile başka bir ülke arasındaki normal bir ilişki gibi olmadı. Her dönem iki devlet arasındaki uzlaşma tüm detaylarıyla kapsamlı bir ilişkinin gidişatından saptı. Çünkü Mısır büyük bir Arap devleti olarak sorumluluklarının yanı sıra eğilimlerin ve sonuçların belirlenmesindeki temel rolünün ve yükümlülüklerinin bilincinde. Mısır-İsrail ilişkilerinin istikrara kavuştuğu ve hatta büyüdüğü görülen pek çok alan olmasına rağmen esas anlaşmazlık varlığını sürdürmeye ve etkili olmaya devam ediyor. Çünkü Filistin meselesinin hala çözülememiş olması; Gazze'deki savaşların devam etmesi ve Batı Şeria'da gittikçe büyüyen krizin devam etmesi gibi sürprizler doğrudan bir tehdit unsuru olmaya devam ediyor. Mısır tüm bunların bir parçası.