Hazım Sağıye
TT

Lübnan: Gücün zayıflığı ve saçmalığı

Mişel Avn dönemi bilindik slogana göre güçlü bir dönem. Güç, Avn döneminin programının hemen hemen yegane içeriği. Avn’ın kurduğu ve hala bağlı olduğu meclis bloğunun adı da Güçlü Lübnan.  Zaman zaman askeri geçmişinin hatırlatılması, bu güç izlenimini pekiştiriyor.
Kastedilen güç, hasımlarını seçme şekliyle kendisini göstermekten vazgeçmiyor. Hasımları dolaylı olarak onu zayıflatmaya çalışmakla, dolayısıyla ülkeyi zayıflatmakla suçlanıyorlar. Peki, bu güce meydan okumanın cazibesine kapılan ve onun güçlü dönemi hakkında konuşmaya cüret eden bu tehlikeli hasımlar kimler?
Son zamanlarda yaşadığımız bazı küçük olaylar bu soruyu cevaplıyor.
El-Cedid kanalı muhabiri meslektaşımız Leyal Saad Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na girmekten ve haberlerini yapmaktan men edildi, çünkü Mişel Avn’ın adından önce sayın ünvanını kullanmadı.
Yeni Enformasyon Bakanı George Kordahi, Lübnan Basın Editörleri Sendikası'ndan bir heyet ile yaptığı görüşmede medyayı eleştirdi ve medyanın politikacıların onuruna saldırılarda bulunduğunu söyledi.
Bu, Enformasyon Bakanı'nın birkaç hafta içindeki ikinci darbesiydi. Birincisinde özetle medyanın muhalifleri ve eleştirmenleri barındırmasından hoşlanmadığını ifade etmişti.
Avn ile hareketi ve hükümeti içinde ona yakın olanlar, gece gündüz Suriyeli ve Filistinli mültecilere ve yerinden edilmiş kişilere karşı kışkırtmalardan vazgeçmiyorlar. Bu yoğun saldırıdan mültecilerin, güçlülerin gücünün önündeki bir başka engel oldukları anlaşılıyor.
Birkaç gün önce bir Lübnan güvenlik güçleri devriyesi, Beyrut'un Hamra bölgesindeki Şehir Tiyatrosu'nda sahneye konan Tanfisa (rahatlama, deşarj olma) oyununun gösterisini durdurdu. Tiyatro topluluğu, 20’li yaşlarda erkek ve kız öğrencilerden oluşuyor. Güvenlik güçlerine göre oyun, yasal kuralları ihlal ediyor. Emniyet Genel Müdürlüğü yayınladığı bildiride, yönetmenin (Filistinli) uyruğu üzerinde durdu ve bu gençleri “kapsamlı bilgi iddiasında bulunanlar” ve “zeki olmaya çalışanlar” ilan etti. Gençler karşılık olarak oyunun asıl durdurulma nedeninin, Cumhurbaşkanı dahil olmak üzere yönetici grubun eleştirilmesi olduğunu söylediler. Dediğimiz gibi eleştirmek güçlü döneme saldırmak demek.
Bu olay ve vakaların ortak noktası nedir? Avncı gücü tehdit eden ve güçlüler tarafından kendilerine tehdit olarak gösterilen hasımlar kimler?
Lübnan ve Lübnanlıların bugün yaşadıklarına kıyasla önemsiz şeylerde boğulmanın yanı sıra, bu iktidar karşıtları arasındaki en belirgin ortak payda, zayıf olmaları. Kimseyi tehdit etmiyorlar. Bunu yapamazlar. Bununla beraber, ki bu ikinci ortak paydaları, sesleri güçlü. Nedeni de medya, kamuoyu, kültürel alan, sosyal medya ve uluslararası kuruluşlardaki konumları. Madem ki bir sese sahipler, bu ses boğulmalı.
Başka bir deyişle, Avncı güç, sadece zayıflara karşı güçlü. Boğmak, yani seslerini boğmak ise tek meşguliyetinin dinamiğini oluşturuyor. Oysa boğmak güçlülerin özelliklerinden biri değil, özellikle de boğulmak istenen kişinin arkasından boynuna ip geçirmek ya da gece uyurken yüzüne yastık bastırmak gibi doğası gereği gizlice yapılan bir eylem olduğu için.
Beyrut Limanı patlamasıyla ilgili soruşturmayı engelleme girişimleri, boğma stratejisinin en yüksek aşamalarını oluşturmaya devam ediyor. Ancak mevcut felaket durumu gibi bir durumda Tanfisa oyununun bile nefes almasına izin yok.
Hizbullah, devleti ve ordusunun varlığının gölgesinde bilindiği gibi Avncı gücü ciddiye almak zor. Hizbullah’a meydan okuyarak gücünü kanıtlama talebinin büyük bir vadide sesini duyurmaya çalışmak ve geçilmesi imkansız bir test olduğu biliniyor. Gelgelelim, üst seviye yerine yeni başlayanlar seviyesinde bir teste tabi tutulursa Avncı güce biraz ciddiyet kazandırılabilir. Bu sınavda başarılı olup bir şans elde edebilir.
Örneğin, son oyunun yasaklandığı Hamra Caddesi'nde, Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi milisleri daha önce 27 Eylül'de caddeye girişleri, caddeyi ve kaldırımlarını kapatan bir askeri geçit töreni düzenlemişti. Maskeli ve silahlı unsurları her tarafa yayılmıştı. Aynı partinin başka bir kanadı 23 Haziran’da aynı yerde aynı şeyi yapmıştı. Bu iki gösteri, bir zamanlar Ortadoğu'nun en önemli caddelerinden biri olan başkentin bu en önemli caddesinde tekrarlanan nefret dolu ve saygısız manzaraya neden olanın bazı milliyetçilerle diğerleri arasında bir rekabet olduğunu gösteriyor. Kurtuluş Günü ve milliyetçi Halid Alvan'ın İsrail askerlerine ateş açması sadece bir bahane ve argüman.
Tiyatro oyununu sergileyen öğrencilere güç gösterisinde bulunan Avncı güçler, bu askeri geçit törenlerine karşı da bir şey yapabilirlerdi. Ama yapmadılar.
Hatırlatma: Lübnan devleti geleneksel olarak başarısız bir darbe girişimi gerçekleştirmeye başvuracak ve bunun sonucunda siyaseten tasfiyesine yol açacak kadar Sosyal Milliyetçi Parti'yi kışkırtmayı ve kuşatmayı alışkanlık haline getirdi. 1949’da Bişara Huri döneminde bu yaşandı ve başarısız darbe girişiminin ardından partinin kurucusu Antun Sadi idam edildi. Fuad Şahap döneminde (1961-62) Fuad Avad ve Şevki Hayrullah’ın yönettiği darbe girişiminden sonra da aynı şey yaşandı. Çünkü söz konusu parti, Lübnan yönetimine tüm dini grupları içeren ve "ulusal birlik" adını verdiği olguyu pekiştirme fırsatı veriyordu. Elbette bu ne saygın ne de uzun vadede akıllıca bir politikaydı, ancak, bu partinin zayıflığının ve marjinalliğinin boyutunu gösteriyordu. Son zamanlarda birbiriyle savaşan gruplara dönüşmesi bu zayıflık ve marjinalliğini daha da artırdı.
Milliyetçi Parti'nin veya milliyetçi partilerin zayıflığı ile Avncı güç tarafından hedef alınan kişi ve grupların zayıflığı arasındaki fark, birinci tarafın silahlı olması ve büyük silahlı Hizbullah şemsiyesi altında yer almasıdır.
Böylece Avncı güç, silahların Hamra Caddesi'ndeki yasa dışı gösterilerine defalarca göz yumarken, aynı caddedeki bir tiyatro gösterisine odaklanıyor.
Bu güç, apaçık bir zayıflık ve düpedüz bir saçmalıktan başka bir şey değil.