Muhammed Nugaymiş
Kuveytli yazar
TT

Tahammülsüzlük

İnsanların neden düne kadar kısa sayılan tartışmalara sabretmekte giderek daha tahammülsüz hale geldiği konusu her zaman aklımı kurcalamıştır. Artık kimse birkaç dakika bile dinlemeye tahammül edemiyor. Bu yüzden diyaloglardan usanır olduk. Bir keresinde BBC’nin eski parlak muhabiri Dr. Muhammed el-Acmi’ye birçok kısa bölümlerle dolu çeyrek saatlik bir program sunmasının ardındaki nedenin dinleyicinin "çabuk bıkması" olup olmadığını sormuştum. Bana, BBC radyosunun 20 dakikalık bir süreyi özet haber bülteni, başlıkları ve ayrıntıları, ardından kısa bir röportaj, reklam ve benzeri bölümlerle çeşitlendirmeye sevk edenin, dinleyicilerin konsantrasyonu mümkün olduğu kadar çok koruma çabası olduğunu söylemişti. 
Bu sözler, 1922 yılında yayın hayatına başlayan BBC’ye deneyimlerinin, izleyicilerin çabuk bıktığını ve konsantrasyonlarını kaybettiklerini, çeşitliliğe ve hızlı geçişlere ihtiyacı olduğunu öğrettiğine işaret ediyor. Bu arada, YouTube'daki modern programların başvurmaya başladıkları yöntem de budur. Kısa bir süre konuşacak olsanız dahi iyi hazırlanmalısınız. Sunacağınız içeriği kısaltmalı, çeşitlendirmeli ve yoğunlaştırmalısınız. Bir haber kanalına konuk olduğumda bu beni en çok zorlayan şeydir.
Bize laf kalabalığından kaçıp haberin “özünü” beklemeye alıştıran modern teknoloji araçlarının etrafımızı sarmasından sonra konsantrasyonumuz nasıl kısa olmasın... Gerçekten de bilim adamları, daha önce yayınladığım bir araştırmaya göre, konsantrasyon süresinin 20 dakika olduğunu, bu süreden sonra etkileşime girme veya sohbete katılma olasılığımız düşükse, odaklanma gücümüzün hızla azaldığını keşfettiler. Londra Üniversitesi’nin Afrika’da halkı şehirden uzakta, kırsal kesimde yaşamayı sürdüren bir kabile ile fertleri kentsel alanlarda yaşamaya yönelen başka bir kabile üzerinde yakın zamanda yürüttüğü bir araştırma, araştırmacıların "beklentilerini" aşan sonuçlar ortaya çıkardı. Şehirde yaşayan grupların (uygar kabilenin) kendileri için hazırlanan çeşitli testlerde, kırsal kesimde yaşamayı sürdüren kabile üyelerine kıyasla dikkatlerini toplamakta güçlük çektikleri tespit edildi. BBC’nin Konya dair yayınladığı habere göre konsantrasyonlarının dağılmasının nedenlerinden biri, şehirli toplumlardaki insanların görme ve ses yetilerini aşırı kullanmalarına yol açan daha fazla uyaranlara sahip olmaları.
Görünen o ki yaşadığımız bu “uygar dikkat dağılımı”, bazen profesyonel öğretim görevlilerini “soru bölümünü sona ertelemekten” vazgeçerek, etkileşim ruhunu yaymak ve can sıkıntısını gidermek umuduyla, ders sırasında herhangi bir soruya alan tanımaya sevk ediyor. Konsantrasyonumuzu korumanın birkaç şeye bağlı olduğu açık ve nettir. İçerikle ne kadar ilgilendiğimiz, ne kadar iyi uyuduğumuz ve konuşmacı hatta yazarın anlatımının ne kadar akıcı olduğu bunlardan birkaçıdır. Ancak bilgi dalaşı çağında insanların dikkatlerini korumaları artık kolay bir mesele değildir. Bu da ilgili kurumlar tarafından iyi anlaşılmış gibi görünüyor. Sözün iyisi az ve anlamlı olandır.