Kuveyt'in kurtuluşunun üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen birçok insan hala ABD'nin bu operasyonu petrol nedeniyle yaptığına inanıyor. Beyaz Saray'ın Ortadoğu işlerinden sorumlu en üst düzey yetkilisi Richard Haass, anılarında, ABD eski Başkanı George Herbert Walker Bush'un Irak kuvvetlerini Kuveyt'ten kovmasının nedeninin petrol olmadığına işaret ederek ‘Baba Bush’un’ Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra küçük ülkelere yönelik saldırganlığı durduracak yeni bir uluslararası düzen istediğini belirtiyor.
Şu anda, Şubat 2022'de, Washington'da Ukrayna'ya yardım edilmesinin sebebine ilişkin hâkim bakış açısı, ‘Baba Bush'un Kuveyt hakkındaki bakış açısıyla aynıdır. Washington'da Demokratların ve Cumhuriyetçilerin liderleri arasında ender görülen türden bir birlik söz konusu.
Cumhuriyetçi Senatör Robert Portman, Ukraynalılar özgürlük istedikleri için ABD'nin Ukrayna'nın toprak egemenliğini savunmasına yardım etmesi gerektiğini söyledi. Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nda Cumhuriyetçilerin lideri Senatör Jim Risch, ABD’lilerin her zaman demokratik ülkeleri desteklediğini söyledi. Bu tür ifadelerdeki tarihi çelişkiler bir yana, bir Senato heyeti hem Rusya Devlet Başkanı'nı işgal fikrinden vazgeçirmek hem de Rusya'nın işgalinden önce Başkan Biden'a güçlü yaptırımlar uygulaması noktasında baskı yapmak için geçtiğimiz Ocak ayı ortasında Ukrayna'yı ziyaret etti.
ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Demokrat Senatör Bob Menendez ve Cumhuriyetçi Risch geçtiğimiz Pazar CNN'ye verdikleri röportajda, Rusya'ya derhal güçlü yaptırımlar uygulanmasını öngören yasa tasarısının bu hafta meclisten geçmesini beklediklerini söylediler. Rusya henüz Ukrayna'ya saldırmadı. Peki, gerekçeleri nedir? İkili, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik siber saldırılarına işaret ediyorlar ve Putin'in Ukrayna'yı işgal etmeye kalkışması halinde Washington'ın Rus ekonomisini felç edecek yaptırımlar getireceği konusunda uyarıda bulunuyorlar. Hatta Risch, ABD’li izleyicilere, küresel pazarlarda Rus petrolü olmayacağı için benzin fiyatlarının artacağını söyledi.
Senatörler, işgali hesaba katmaksızın yeni yaptırımlarla karşı karşıya kalması durumunda Putin'in neden Ukrayna'yı işgal etmemeyi seçebileceğine ilişkin bir açıklama yapmadılar. Şu anda Washington'da Rus karşıtı tutumlar popüler.Ancak
Washington, ABD'nin hepsi demek değil. Pew Araştırma Merkezi tarafından 26 Ocak'ta yayınlanan bir rapor, yakın bir zamanda yapılan anketin ABD'lilerin yalnızca yüzde 26'sının Rusların Ukrayna yakınlarında asker yığmasının ABD için büyük bir tehdit oluşturduğunu ve yüzde 33'ünün ise bunun yalnızca küçük bir tehdit olduğunu düşündüğünü ortaya koydu.
Aynı zamanda şunun da belirtilmesinde fayda var ki, raporda ABD’lilerin yüzde 41'inin Rusya'yı ABD'nin düşmanı olarak gördüğünü, ancak yüzde 49'unun Rusya'nın bir düşman değil, bir rakip olduğunu düşündüğü belirtildi.
Ukrayna'yı savunmak için ekonomik bir bedel ödeyecek olan ABD’lilerin büyük çoğunluğunun daha Google’da açılan bir haritada Rusya veya Ukrayna'yı gösteremeyeceğini hatırlatalım.
ABD’li liderler, 21. yüzyılın ortalarına doğru ilerlerken ABD’nin dünyadaki rolünü tanımlamaya çalışıyorlar. Nitekim hala ABD’yi özgürlük namına her yere hakim olmaya çağıran bir kesim var. Buna cevap olarak Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul, Washington'un geleneksel seçkin kesiminin 2003'te Irak’ta yaptıkları gibi ABD'yi Ukrayna'da savaşmaya ittiklerine dair uyarıda bulunuyor. Paul'un üslubu, Donald Trump'ın 2016 seçim konuşmalarındaki üslubuna benziyor.
Realist dış politika ekolüne mensup diğer analistler, ABD'nin artık tek süper güç olmadığı konusunda uyarıda bulunuyor. Çin ile rekabet ve İran tehdidi göz önüne alındığında, Washington, Rusya ile bir anlaşmaya varmalı ve bu anlaşmaya göre Ukrayna'nın asla Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) katılmayacağını taahhüt etmeli. Buna binaen Fox News’in önde gelen yorumcularından Tucker Carlson, ABD çıkarlarına büyük bir tehdit oluşturan ülkenin Rusya’dan ziyade Çin olduğunu vurguluyor.
Bir tarafta Tucker Carlson, Rand Paul ve diğerleri, diğer tarafta Jim Risch ve Robert Portman ile Ukrayna gibi ülkelerde dış müdahale meselesinin Cumhuriyetçi Parti’de ayrılıklara yol açtığını kolayca görebiliriz. Partinin sağ kanadı, Cumhuriyetçi liderlerin ABD'nin güney sınırındaki büyük göç sorununu çözmeyi başaramazlarken Ukrayna için bu kadar endişelenmelerinin sebebini sorguluyorlar. Bu, 2021 yılının Aralık ayında YouGov tarafından Charles Koch ile gerçekleştirilen bir kamuoyu anketinde görülüyor. Ankette Demokratların yüzde 70'inin ve Cumhuriyetçilerin yüzde 76'sının Washington'ın dış politikaya değil iç meselelere odaklanmasını istediğini ortaya koydu. Bu ayrılıkların çoğunun kaynağı Donald Trump ve ABD’nin geleneksel dış politikasını ve dış müdahaleleri reddeden destekçileri.
ABD’deki yoksullara ve orta sınıfa odaklanan birçok ABD’li sağcı Cumhuriyetçi ve solcu Demokrat, benzin fiyatları çok yükselirse ve Ukrayna'ya müdahale etme konusu ülkenin iç sorunlarına olan ilgiyi ve bunlara harcanan finansmanı azaltırsa öfkelenecek. Vakit kaybetmeden de Ukrayna'daki müdahaleyi eleştireceklerdir. Ayrıca Kasım ayında yapılacak Kongre seçimleri yaklaştıkça siyasi polemikler kızışacaktır.
Afganistan ve Irak'ta olduğu gibi, çoğu ABD’li Ukrayna hakkında hiçbir şey bilmiyor. ‘Baba Bush’, Kuveyt'in kurtulmasına rağmen iç ekonomik sorunlar yüzünden 1992 seçimlerini kaybetmişti. Washington'ın liderleri aynı şeyi daha yüksek bedeller ve faiz oranlarıyla riske atıyor. ABD vatandaşları önce Ukrayna’nın haritadaki yerini bulana kadar ABD’lilerin Ukrayna'yı gerçekten savunmaya kararlı olduklarına inanmayacağım.
TT
ABD'lilerin hepsi Ukrayna'ya yardım etmek istemiyor
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة