Tarık Alhomayed
Suudi yazar. Şarku'l Avsat eski genel yayın yönetmeni
TT

Dünya masası!

Rusya Devlet Başkanı ve Fransa Cumhurbaşkanı’nın altı metre uzunluğundaki bir masada oturdukları tabloda herhangi bir alay iması göremiyorum. Bilakis bence bu endişe verici bir şey ve uluslararası toplumun durumunun gerçekliğini yansıtıyor. Bize artık geleneksel diplomasi ya da büyüklerin oyunu olarak tanımlanabilecek bir şeyle karşı karşıya olmadığımızı söylüyor.
Rusya Devlet Başkanı Putin'in ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un açık bir şekilde birbirlerinden uzak bir şekilde bir masanın iki ucunda oturmalarının nedenlerini bildiğimiz doğru, ancak mesele farklı bir şekilde değerlendirilebilir.
Ayrıntılara dalmadan önce şunu belirtmek isterim ki, Fransa Cumhurbaşkanı'nın sağlık protokolünden haberdar iki kaynak Reuters haber ajansına verdikleri demeçte “Macron’un karşısında iki seçenek vardı: Ya Putin'e yaklaşmasına izin verilmesi için Rus yetkililer tarafından yapılacak bir PCR testini kabul etmek ya da reddetmek” ifadelerini kullandılar.
Tabi ki bunun reddedilmesi “oldukça katı sosyal mesafe kurallarına uyulması gerektiği” anlamına geliyordu. İki kaynaktan biri “Bunu reddetmenin tokalaşmamayı ve o kadar uzunlukta bir masa konulmasını gerektirdiğini çok iyi biliyorduk. Ancak cumhurbaşkanın DNA'sını ellerine vermeyi kabul edemedik” dedi.
Peki, bu Avrupa'yı şayet gerçekleşirse dünyanın şeklini değiştirecek bir savaştan kurtarma konusunda müzakerede bulunan iki liderin görüşmesinin bir gerçeği! Savaşı engellemek için müzakerede bulunmak üzere Moskova'ya giden, ancak DNA'sı için endişe duyan Fransa Cumhurbaşkanı’na böyle muamele edildi!
Avrupa da Rusya’dan Avrupa ülkelerine akan gaz akışının etkileneceğinden endişeleniyor. Ruslara yaptırım uygulamak ve onları sınırda Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) füzeleriyle kuşatmak isteyen de Avrupa! Şu anda yaşadığımız dünyanın sürrealist bir resmi bu.
Eski ABD Başkanı Barack Obama'nın başkanlığa gelmesinden günümüze kadar tanık olduğumuz her şey, içinde yaşadığımız sosyal medyanın ve çevremizdeki dünyanın durumunun siyasete yansımasıdır. Burada ne ciddiyet ne de ağırbaşlılık var.
Her şey, hatta siyaset bile, hakikat ve derinlikten yoksun bir hale geldi. Bu noktada basit bir soru ortaya çıkıyor: En son ne zaman Avrupalı ​​veya ABD'li liderlerden derinlemesine siyasi bir açıklama geldiğini ve medyanın bunu bir alıntı olarak naklettiğini gördük?
En son gördüğümüz şey, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss ile Ukrayna krizi hakkında Moskova’da yaptığı görüşmeyi “dilsizle sağırın konuşmasına” benzetmesi oldu.
Bunun dışında ne ciddi bir diplomatik çalışma ne de ciddi diyaloglar görebildik. Gerçekten de dünya şu anda “dilsizle sağırın konuşması” aşamasında. Zira herkes Twitter hesabından paylaşım yapıyor ancak kimse diyaloğa girmiyor. Uluslararası politikacıların üslubu atışmaların, küstahlıkların, hatta hakaretlerin kol gezdiği Twitter'daki içeriklerin üslubuna benzer oldu.
Başkan Biden'ın bir yıl önce Rus mevkidaşı Putin'e nasıl ‘katil’ dediğini ve şimdi Biden'ın Putin'in kendisiyle iş birliği yapması için iğne ile kuyu kazdığını hatırlamamız yeterli olacaktır! Bugün liderlerin görüşmelerinin ardından yapılan basın toplantıları tarihe karıştı ve sözler yerini fotoğraflara bıraktı. Uluslararası konu sadece Instagram’daki fotoğraf oldu. Şaşırtıcı olan şey ise bunun ciddi meseleler yani savaşlar konusunda yapılması.
Bence bu ciddiyet eksikliği sadece Barack Obama'nın ortaya çıkmasıyla değil, WikiLeaks belgeleri skandalından sonra başladı. Zira dünya bu belgelerin ortaya çıkmasıyla ABD yönetimlerinin ‘sulu’ olduğunu, müttefiklerine ve rakiplerine saygı duymadığını, hatta meseleleri ciddiye bile almadığını fark etti.
Evet, dünya değişiyor, ancak özellikle de savaşın eşiğindeyken endişe verici bir şekilde değişiyor.