Ömer Önhon
TT

Suriyelilerin trajedisi devam ediyor, dünyanın ise gözü başka yerde

Suriye iç savaşının birçok trajik sonucu var, ancak en trajik sonucu, on yıllardan bu yana dünyanın en büyük mülteci krizi olan Suriyeli mülteciler sorunu olmalıdır.
Suriye’deki olaylar, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana dünyanın en büyük mülteci krizini yarattı. UNHCR’ye (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği) göre, 2011'den bu yana ülkesinden kaçan ve yurtdışında yaşayan kayıtlı Suriyeli mültecilerin toplam sayısı 31 Ocak 2022 itibarıyla 5 milyon 689 bin 538'e ulaştı. Suriye'den kaçan Suriyelilerin çoğunluğu komşu ülkelerde yaşıyor (Türkiye 3,7 milyon, Lübnan 839 bin 788, Ürdün 673 bin 188, Irak 256 bin 66).
Buna ilaveten, 6,2 milyon kişi ülke içinde yerinden edilmiş durumda. Dolayısıyla savaştan önce 23 milyona ulaşan Suriye nüfusundan sadece 9-10 milyonu anavatanında kalabildi. Suriyelilerin çoğunun yaşadığı Türkiye'de ise krizden kaçan ilk grup (252 kişi) 29 Nisan'da Türkiye'ye geldi. Krizin tırmanmasıyla rakamlar yükselmeye başladı ve Türk yetkililer kırmızı çizgiler deklare ettiler, ancak kriz o kadar hızlı gelişti ki kırmızı çizgilerin bir anlamı kalmadı.
2012 yılında Türkiye'ye giriş yapan Suriyelilerin sayısı 14 bin civarında iken 2013 yılında bu sayı 224 bine yükseldi. 2014'ten 2016'ya ülkelerinden kaçan Suriyelilerin sayısı iki katına çıktı. DEAŞ isyanı, Rus hava bombardımanları ve rejimin Halep'i geri almasının doğrudan bir sonucu olarak, Türkiye'deki Suriyeli sayısı 2016 sonunda 2,8 milyona yükseldi, ardından 3,6 milyonu aşan mevcut sayıya ulaştı.
Türkiye'de geçici koruma altındaki Suriyeliler hayatın bir gerçeği haline geldi. Türkiye'de son 10 yılda 735 bin Suriyeli çocuk dünyaya geldi. İçişleri Bakanı'nın verdiği bilgiye göre 31 Aralık 2021 itibarıyla 84 bin 152'si çocuk olmak üzere 193 bin 293 Suriyeli Türk vatandaşı oldu. Türkiye'deki Suriyeliler artık Türk iç siyasetinin de bir parçası. Kamuoyu araştırmaları, seçmenlerin en az yarısı için hangi partiye oy vereceğine karar verirken dikkate alınması gereken konulardan birinin Suriyeli mülteciler olacağını gösteriyor.
Burada soru şu; Suriyeliler Suriye'ye döner mi?
UNHCR'ye göre, 31 Ocak 2022 itibarıyla son 10 yılda komşu ülkelerden ülkelerine dönen Suriyelilerin toplam sayısı şöyle: Türkiye'den 125 bin 47, Lübnan'dan 66 bin 803, Ürdün'den 61 bin 731 ve Irak'tan 50 bin 106.
Ancak sayılar kaynağa bağlı olarak değişebilir. Örneğin, İçişleri Bakanlığı Sözcüsü geçtiğimiz günlerde 4 Şubat 2022 itibariyle toplam 484 bin 400 Suriye vatandaşının Suriye'ye döndüğünü belirtti. Ürdün ve Lübnan'dan dönenlerin sayısı da az. UNHCR Ürdün 3 Ocak 2022'de bir basın toplantısında 2021'de 5 bin 500 Suriyeli mültecinin Ürdün'den Suriye'ye döndüğünü duyurdu.
Lübnan'daki Mültecileri Koruma Örgütü'ne göre, Lübnan'daki zorlu yaşam koşullarına rağmen Suriyeli mültecilerin yalnızca yüzde 0,8'i geri dönmeyi düşünüyor.
Öte yandan rapor, geri dönenlerin yarısından fazlasının Suriye'deki ekonomik zorluklar, askerlik hizmetinden kaçma ve Suriye'deki güvenlik güçlerinin tacizleri nedeniyle Lübnan'a döndüğünü ortaya koydu.
Türkiye'de ise yapılan anketlerle Suriyelilere Suriye'ye dönmeyi düşünüp düşünmedikleri soruluyor ve bu anketlere göre, 2017’de Suriyelilerin yüzde 16’sı, 2019’da yüzde 36’sı, 2020’de yüzde 58’i, 2021'de yüzde 80'i Suriye'ye dönmeyeceklerini söyledi.
Her halükarda, dikkate alınan veriler ne olursa olsun, gerçek dönüş rakamlarının çok küçük bir yüzdeyi oluşturduğu ve gelecekte, en azından yakın gelecekte mülteciler arasında geri dönme niyetinde olanların oranının çok düşük olduğu açıktır.
Peki, Suriyeliler neden geri dönmek istemiyorlar? Güvenlik Konseyi'nin 2449 sayılı kararı ‘güvenli, gönüllü ve onurlu bir geri dönüş’ öngörüyor, ancak mevcut durum bu noktadan çok uzak.
Esed rejimi, pek çok vesileyle vatandaşlarına ülkelerine dönme çağrısı yaptı, ancak yanıt olumsuz oldu.
Bence bu olumsuz yanıtın ana nedenleri aşağıdaki gibidir:
- Suriye, belirsizlik duygularıyla dolu ve tamamen güvensiz. Siyasi bir çözüm yok. Çatışmalar henüz bitmedi. Suç oranları yüksek ve şimdi geri dönmek çok tehlikeli.
- Rejim unutmaya ve affetmeye hazır değil. Çeşitli kaynaklardan gelen raporlar, geri dönenlerin çoğunun tutuklandığını, gözaltına alındığını, kötü muamele ve işkenceye maruz kaldığını ve bazen de öldürüldüğünü ortaya koyuyor.
- Ekonomik koşullar çok kötü. Altyapı, barınma, eğitim, sağlık vb. hizmetleri kabul edilebilir bir yaşam standardı sağlamak için yeterli değil.
- Birçok Suriyeli evini ve malını kaybetti.
-Kaçan Suriyeliler hangi ülkede yaşarlarsa yaşasınlar artık kendilerine alternatif bir hayat kurdular.
Aslında, süreç tam tersi bir şekilde ilerliyor. Uluslararası toplum Suriye'ye dönüşün nasıl kolaylaştırılacağı hakkında konuşurken, süreç tersine işliyor gibi görünüyor. Birçok insan Suriye'yi terk ediyor ya da ilk fırsatta terk etmek istiyor.
Bir diğer soru işareti uluslararası toplumun rolüyle ilgili.
Suriyeliler en büyük mülteci grubu olabilirler, ancak tek mülteci grubu değiller. Afganlar sadece Afganistan'da değil, İran'da da bekliyorlar. Afrika'da şiddet, istikrarsızlık ve yoksulluktan kaçan ve başka bir yerde, büyük olasılıkla Avrupa'da yeni bir başlangıç ​​arayan insanlar sorunu var.
Mülteci sorunu tüm uluslararası toplumun sorunu ve ülkelerin tek tek başa çıkamayacakları kadar büyük. Kaynak ve kapasitelerinin boyutu ne olursa olsun, her ülkenin bir noktada çökecek kendi sınırları var.
Uluslararası dayanışmaya ve yük paylaşımına çok ihtiyaç var. Ülkeler katkıda bulunuyorlar, ancak bir dereceye kadar. Mültecilerin yol açtığı siyasi, sosyal ve diğer etkiler ile kendilerini bu etkilerden nasıl koruyacaklarına çok daha fazla odaklanıyorlar.
Yürek burkan trajedilere tanık olduk. Örneğin, bu yılın Şubat ayında Yunanistan sınır birimleri, yasadışı yollardan sınırı geçen bir grup göçmeni tutukladı, üzerlerindeki kıyafetleri çıkardıktan sonra Türkiye'ye iade etti. Bu göçmenlerden 19'u aşırı soğuk hava koşullarında ve tamamen açık bir alanda donarak öldü.
Suriye’deki geçici kamplarda Suriyeli çocukların canını alan sert kış koşulları, Akdeniz'de boğulan insanlar, insan kaçakçılığı çetelerinin eline düşen göçmenlerin maruz kaldıkları sömürü ve acılar, tanık olunan diğer yürek burkan trajedilerden.
Suriyeli mülteciler için gerçek ve kalıcı çözüm yani kaynak Suriye'dedir. Güvenli ve gönüllü geri dönüş ancak siyasi bir çözüm bulunabilirse sağlanabilir.
Birçok kişi Esed’in mültecilerin geri dönmesinde hiçbir avantaj görmediğine, çoğu muhaliflerinden olan ve halihazırda bitkin ve tükenmiş ekonomiye ek bir yük oluşturan Suriyelileri kovmaktan mutlu olduğuna inanıyor.
Uluslararası toplum Suriye'de siyasi bir çözüme ulaşılması için baskı yapmalı. Geri dönüş için doğru koşulları yaratması amacıyla Esed'e baskı yapmalı.