İstemi Yılmaz
TT

Putin’in Ukrayna işgali neden yavaş ilerliyor?

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi bir haftayı geride bıraktı. Yüzlerce insanın hayatını kaybettiği, bir o kadar da yaralının olduğu saldırılar tüm şiddetiyle devam ediyor. Bu satırlar kaleme alındığında çatışmalar başkent Kiev, Harkov ve Mariupol’de yoğunlaşmıştı. Rus kuvvetleri bölgedeki Ukrayna direnişini kırmak adına hava saldırılarına odaklanmış durumda. Starobilsk, Herson ve Mykolayiv’in bir kısmı artık Kremlin’in kontrolü altında. Fakat yine de masada Moskova için işler yolunda gitmiyor.
Savaşın Rus maliyesine bir haftalık maliyeti 10 milyar dolara yakın. Bu hesabın içerisinde Rusya’ya uygulanan ambargoların yol açtığı yıkım yok. Moskova yönetimi tam bir abluka altında. Spor endüstrisi, medya ve banka sektörü çökmenin eşiğinde. Avusturya’da Sberbanka’a kayyum atanırken, Tinkoffbank’ın kaybı yüzlerce milyon doları buluyor. Batı’nın yaptırım listesinde yer alan Rus oligarklar Avrupa ve ABD’deki mallarını elden çıkararak zararı azaltmayı hedefliyor. Elbette Kremlin Batı’nın yaptırım kozunu masaya süreceğini tahmin ediyordu. Yine de Rus menşeili herhangi bir ürüne veya değere yönelik saldırılar arşa ulaştı. Rus medyasında çalışan veya bir dönem çalışmış olan gazeteciler dahi sosyal medyada “Rus basını” etiketiyle yaftalanıyor. Rus bestecilerin eserleri ve Rus edebiyat klasikleri Batı’daki bazı kurumların listesinden çıkarılıyor. Yaşanan geniş çaplı bir cadı avından daha azı değil.
Barış masası gün aşırı kurulup yıkılsa da taraflardan birinin yenilgiye uğradığı bir tablo ortaya çıkmadıkça silahların susması pek mümkün görünmüyor. Uzmanların 72 saatte ezip geçeceğini iddia ettiği Rusların harekatının başkent Kiev’e dahi ulaşamaması, moral üstünlüğün Ukraynalılara geçmesini sağladı. Peki 2008’de Gürcistan’ı yarıp iki bölgeye “bağımsızlık” bahşeden, Suriye ve Libya gibi savaş alanlarında halihazırda aktif olarak yer alan Rus ordusu ne oldu da bir haftada sınır boyundaki Harkov’u dahi ele geçiremedi?
Rusya’nın bir haftadan fazla bir süredir devam ettirdiği harekât, hedefin “işgal” olmadığının kanıtı. Moskova, Kiev sokaklarında dolaşan Rus askerlerinin “işgalci” olarak görülmesini istemiyor. Ukrayna’yı ve Ukraynalıları Rus halkının bir parçası olarak gören Rusya lideri Vladimir Putin, saldırıları ihtiyatla sürdürüyor. Unutmamak gerekir ki Ukrayna halkının önemli bir kısmı Rus yanlısı siyasetçileri destekliyor. Savaş başlayana kadar sınır bölgelerinde yaşayanlar hemen hemen her gün ailelerini görmek veya işe gitmek adına Rusya’ya geçiyordu. Eğer Putin’in amacı sadece Kiev’e Rus bayrağı dikmek olsa tıpkı Halep’i yok ettiği gibi Ukrayna kentlerini de bombardımanla yerle bir edebilirdi. Ancak operasyon öncesi konuşmasında da değindiği gibi Putin’e göre Ukrayna Rusya’nın bir parçası ve taş taş üstünde kalmamış bir Harkov Kremlin’in işine gelmez.
Putin’in stratejisindeki bir diğer önemli noktaysa Ukrayna’yı silahsızlandırmayla ilişkili. Kremlin bilinçli bir şekilde çatışmaları zamana yayarak uzun erimli bir savaş tasarlamış. Rusya ve Belarus topraklarındaki kuvvetlerin tamamı sınırı geçmiş değil. Sınırlı sayıdaki Rus askerleri Ukrayna kuvvetlerini çeşitli kentlerde çevreleyerek ceplere hapsetti. Amaç, yavaş yavaş ve sabırla Ukrayna ordusunu yok ederek “komşuyu silahsızlandırmak.
İşgali uzatmak” Moskova’nın olduğu kadar Batı’nın da ajandasında yer alıyor. ABD ve NATO, savaş uzadıkça Putin’in iç baskıyla mücadele etmek zorunda kalacağının farkında. Rus ekonomisinin köküne kibrit suyu dökmekten çekinmeyecek Batı dünyası Kremlin’in içeriden çökmesini umuyor. Atlantik İttifakı, Ukrayna’yı örnek göstererek İsveç ve Finlandiya’yı askeri birliğine çağırdı bile. Helsinki şimdiden öneriye sıcak bakan taraf. Krizi fırsata çevirerek Avrupa Birliği’ne üyelik başvurusu yapan Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin kıvrak diplomasisi de Putin’i zora sokan bir diğer etmen.
Diplomasiden ekonomiye, harpten ticarete değin pek çok alanda hedef alınan Rusya açısından harekât istediği gibi sonuçlansa dahi kayıp hanesi kabarık gözüküyor. Savaşın kısa sürmeyeceği açık. Çatışmaların şiddeti ve süresi arttıkça Batı’nın alacağı önlemlerin ağırlığı azalmayacak. Putin NATO’ya karşı koymaya hazır. Ancak Rus vatandaşları ekonomik baskıya daha ne kadar dayanacak? Kremlin’in Ukrayna kumarının sonucunu Rus halkının tepkisi belirleyecek.