Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Popülist sağ Fransa seçimlerini kaybetti mi?

Popülist aşırı sağcılar Fransa seçimlerini kaybetti mi? Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Marine Le Pen'in yenilgisiyle, popülist hareketin Fransa'da iktidara gelme şansı -en azından yakın bir zaman için- kayboldu. Yabancı karşıtlarını birleştiren bir partinin göçmenler ve yabancılarla barış içinde bir arada yaşanmasına karşı düşmanca söylemi, Fransa'nın içindeki ve dışındaki birçok kişi için korkutucu kâbusu sona erdi.
Fransız seçmenlerin yarısından fazlası ya aşırı sağa ya da aşırı sola oy verdi. Bu, özellikle popülist sağ partilerin programlarında göçmenlerin, mültecilerin, yabancıların ve Müslümanların hedef alınmasının ardından Fransız toplumundaki bölünmenin şiddetini ve sağ ile sol kanat arasındaki aşırı kutuplaşmayı gözler önüne seren tehlikeli bir gösterge sayılıyor. Marine Le Pen, Fransa'daki tüm cami inşaat projelerini durdurmak ve peçe takılmasını yasaklayan kanunu, sadece devlet kurumlarında değil, kamusal alanlarda da türban takılması yasaklanacak şekilde genişletmekle tehdit ediyordu. Bu ise inanç ve ibadet özgürlüğünün kısıtlanması demekti.
Popülist sağcı Marine Le Pen ile Macron'a egemen olan liderlik rolü arasında Fransız seçmenin kafası karıştı. Özellikle orta sınıftan seçmenlerin beklentilerini karşılayan bir seçim planı ve programının olmayışı, seçmenlerin Marine Le Pen'in Fransız Devrimi ve Cumhuriyeti'nin değerleriyle çatışan popüler söylemine duyduğu nefretten faydalanmasaydı, Macron'un neredeyse yenilmesine yol açıyordu.
Macron'un Avrupa Birliği’nin (AB) lideri rolünü oynaması, seçmenlerin geçim masraflarının artmasından tutun, yiyecek almanın zorlaşmasına ve yakıt fiyatlarının artmasına kadar duyduğu korkuları görmezden gelmesine sebep oldu. Seçmenlerin öncelikleri arasında yer almayan dış politikaya verdiği önem az kalsın Marine Le Pen’in ve partisinin popülist söylemi karşısında kaybetmesine sebep oluyordu. Le Pen seçim kampanyasında yoksul ve orta sınıfa odaklansa da kamuoyunun popülist söylemine ilişkin endişesi seçimlerde kaybetmesine yol açtı. Yani kaybetmesinin sebebi Macron’un seçim projesi ya da seçim kampanyasının muhteşemliği değildi.
Le Pen, 2017 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyların yüzde 34’ünü alırken, 2022 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyların yüzde 42’sini almayı başardı. Bu, Fransa tarihinde aşırı sağın elde ettiği en çok oy oranı olarak kayıtlara geçti. Le Pen, 2012 seçimlerinde oyların yüzde 17,90’ını almıştı. Sol ve sağ arasında ikiye bölünmüş, hatırı sayılır bir merkez kesimin olmadığı ve insanların yaklaşık üçte birinin seçimlere katılmadığı bir toplumda, 2017 ve 2022 yılları arasında yüzde 8'den fazla ilerleme kaydetmesi, Le Pen’in yenilgisini destekçilerinin gözünde bir zafere dönüştürüyor.
Kaybetmesine rağmen ilerleme kaydetmesi Le Pen’i şu ifadeleri kullanmaya itti:
“Bu sonuçla savaş daha yeni başlamış oldu.”
Böyle bir sonuç, Le Pen’i gelecek seçimlerde Elysee Sarayı'nın sahibi yapacak veya partiden ayrılma gibi bir durumu söz konusu olduğunda söylemini devralacak kişi başa geçecek.
Ulusal Cephe Partisi'nin (FN) kurucusu Jean-Marie Le Pen'in ilk eşinden olan kızı Marine Le Pen, yaptığı iki evlilikte de başarısız oldu. Herhangi bir toplumun en küçük birimi olan aile hayatında başarı elde edemeyen Le Pen, siyasi liderlikte başarıya ulaşmaya çalışıyor. Marine Le Pen, zamanında babasına sırtını dönerek onursal başkanlık pozisyonunun askıya alınmasına neden olmuştu.
Seçmenler arasında popülist eğilim neredeyse yüzde 50’ye ulaşacak kadar artmış olsa da Fransız toplumunun çoğunluğunun Marine Le Pen ve diğer popülistlerin söylemiyle aynı fikirde olmadığı görülüyor. Bu yüzden çoğu kişi Macron ile görüş ayrılığına düşmesine rağmen, Marine Le Pen’in akımından kurtulmak için Macron’u destekledi. Yıllardır son tura kalmayı başaramayan, bugün ise ikinci sıraya oturan ve neredeyse birinci olacak olan Le Pen’in akımının büyümesi Fransa hatta Avrupa siyaset hayatı için bir kabusa dönüştü. Seçim savaşı Fransa’yı iki seçenekle karşı karşıya bıraktı ya popülistler ya Macron. Bu, çelişkili politikalarına ve çifte standartlarına rağmen Macron'un lehine oldu.
Seçim savaşı, rahatsız edici bir zaferle, popülist Marine Le Pen'in az bir farkla ikinci sıraya sıçrayarak yükselmesiyle birlikte, Macron'un lehine sonuçlandı. Gelecek seçimlere kadar Le Pen durumunu böyle koruyabilirse bu, Fransa ve AB için bir felaket olacak.