Ömer Özkaya
Yazar
TT

Yıldız savaşları projesi başladı mı? Ve Hz. Nuh'un güvercini

İtalya’da meydana gelen P2 Mason Locası Skandalı’nın büyük ölçüde SSCB’yi yıkmaya yönelik bir senaryo olduğu kabul görmektedir. “Skandal”, Vatikan'a İkinci Jean Paul’un papa seçilmesi, öncesi ve sonrası olayları da kapsayan ve senaryonun afişinde ve manşetlerinde “temiz eller operasyonu” gibi çok kapsamlı bir adla sonlandırılan oldukça fazla katmana sahip master plandır.
Sovyet ve Komünizm karşıtı P2 Mason Locası ve Vatikan'ın çok farklı ana oyuncularla desteklenen SSCB’yi sonlandırma girişimi, Polonya merkezliydi. Temelinde Lech Walesa’nın bulunduğu ve komünist sendikacılığa karşı hareketlerle başlayan ve Gdansk tersane ve limanlarından doğan bir antikomünist hareketti.
Polonyalı Papa İkinci Jean Paul, düşmanı olduğu Sovyetler ve komünizmi yok etmeyi yaşamsal hedefi haline getirmiştir. Papa İkinci Jean Paul’den önce kritik aşamaları bitmiş bu operasyon boyunca yapılan tüm işbirlikleri o kadar karmaşık ve katmanlı hale gelmişti ki, tüm İtalya ve tüm Batı ülkelerinin ilişkili kurum ve kuruluşları bu sosyopsikolojik, psikoideolojik ve teofinansal harekâtta roller almışlardır.
Sonuçta Vatikan ve P2 Mason Locası, 10 milyar doları geçmediği hesaplanan bir bütçe ile SSCB’nin Polonya üzerinden dağılmasında yüksek oranda başarılı olmuşlardır.
SSCB’nin Polonya ile birlikte Orta ve Doğu Avrupa’yı kaybettiği “temiz eller” operasyonu İtalya bağlamında küresel düzeyden yerele çekilmiş ve bütün bir ülkenin tüm yönetsel, ekonomik, finansal, bürokratik, dinsel ve toplumsal elitleri bir nevi bu dosya ile birlikte süreçten koparılmıştır.
Bugünse hedefin Rusya Federasyonu olduğu ileri sürülmektedir. Bu defa olay Ukrayna bağlamında ülkesel düzeyden küresele terfi ettirilmektedir. Bu defa ABD ve NATO kendi genişlemeleri ekseninde Ukrayna’daki Rus genişlemesini geriletme çabası içindedirler.
P2 Mason Locası Skandalı’nın sansürlü boyutları bile tüm dünyada şaşkınlık yaratmıştır: Çünkü Batı'nın ve kapitalizmin antitezi olan SSCB ve sosyalizm dağıtılmaktadır. Şüphesiz böyle bir köklü operasyonda şoföründen hemşiresine, işadamından politikacısına, finansçısından brokırlara kadar binlerce aktör rol alınca teoideolojiler, siyasal ideolojiler, psikoideolojiler gibi sayısız stratejik dosyanın izlenmesi, bir ideolojinin her boyutta bitirilmesi ve bir paktın her yönüyle çürütülmesi gibi astronomik bütçeli bir operasyon gerçekleştirilmektedir. Bunun çok üst düzey küresel bir operasyon olduğu, operasyon bitiminde temiz eller operasyonu kapsamında oyun dışı bırakılan oyuncu sayısından anlaşılmaktadır.
Bugün Ukrayna’ya desteğin ölçek olarak büyütülmesiyle küresel operasyonun çeşitli ülkelerden ayrılan bütçelerle şimdiden 500 milyar dolarlık bir pakete ulaşmış olması harekâtın büyüklüğü hakkında bir fikir vermesi açısından yeterlidir.
İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler'e karşı yürütülen harekâtla bir kıyaslama yapılırsa, o gün ABD, İngiltere ve Fransa etrafında toplanan ülkelerin neredeyse hepsi bugün Rusya'ya karşı durmaktadır. Bu tablo bile Ukrayna bazlı uluslararası krizin sadece Rusya'yla sınırlı olmayacağını göstermektedir.
Doğal olarak Ukrayna bazlı küresel harekât, İkinci Dünya Savaşı’nın bitimindeki gibi tüm dünyayı ve hatta dünyanın da içinde bulunduğu galaksiyi yani uzayı da dizayn edecek çaptadır. Bu bağlamda Yıldız Savaşları projesi Ukrayna bazlı küresel harekât ile başlamış bulunmaktadır.
ABD Başkanı Reagan döneminde anons edilen Yıldız Savaşları programı olarak nitelendirilen Stratejik Savunma Girişimi (SDI) "ABD’yi kıtalararası balistik füzeler ve deniz altından fırlatılan balistik füzelere karşı korumayı hedefleyen bir füze savunma sistemiydi”. Wikipedia'dan yapılan bu alıntı ABD’nin ve bileşenlerinin Rusya ve bileşenlerinin saldırılarından korunmak için oturup ülkelerinde beklemeyi öngörmediğini aksine "önleyici saldırı" konsepti kapsamında stratejik hamleyi içerdiğini ortaya koymaktadır.
Şüphesiz Yıldız Savaşları programının ileri sürüldüğü tarihlerde SSCB’nin balistik füze dahil olmak üzere uzay savaşları yelpazesindeki gücünün abartıldığı düşünülebilir. Bu abartı bir stratejiye dönüştürülerek SSCB bitirilmiştir.
Bugünse Rus doğal gazına oluşan zorunlu bağımlılığın oluşturduğu tehdit bağlamında üretilen soru ve sorunların yanıt ve çözümleri, ileriye dönük simülasyonlarla, süper güç değişimlerinin sarsıntısız geçişi sağlayacak finansal akışkanlıkta olduğu aşikârdır. Bu öngörü Batı’yı harekete geçirmiştir
ABD’yi Rusya’ya karşı daha temkinli olmaya iten ana etkenlerden birisi de Rusya’nın dünya haritasında kapladığı alandır. ABD’nin gelişmişliğini sağlayan ana öğelerden birisi toprak genişliği ve geniş coğrafyada oluşan gereksinimlerin teknoloji ve bilimi kalkınmanın lokomotifi yapmasıdır. Çin, Hindistan ve bu büyüklükteki ülkeler, coğrafya genişliği ve bu genişliğin oluşturduğu nüfusun talepleri doğrultusunda patlayacak teknoloji ve bilim kullanımı ile ABD’yi kısa ve orta vadede dengeleyip sonra da geçecek potansiyeldedir.
Rus oligarkların ellerindeki olanaklar ile Rusya'nın gücünü katladıkları bilinmektedir. Oligarklara yönelik yaptırımlar bu gücü bloke etmeye yöneliktir.
Öte yandan Çinli oligarkların da aynı fonksiyona ve işleve sahip oldukları görülmektedir.
Tablodan da anlaşılacağı gibi konuyu analiz etmeye teşebbüs etmek bile büyük çaplı analiz zinciri oluşturmaya elverişlidir.
Bu durumda Rusya’ya yönelik bu küresel yaptırımlı Ukrayna bazlı harekât, Rusya’nın da Batı’ya karşı Ukrayna bazlı harekâtını daha dikkatle incelemeyi zorunlu kılmaktadır.
SSCB’nin dağılmasında ana etken olduğu kabul edilen P2 Mason Locası’nın Varşova Paktı’na yönelik operasyonunun yeni bir küresel dizaynda etkili olduğu açıktır.
“O dönem SSCB’nin yarattığı rahatsızlık bu dönemde Rusya tarafından da devam ettirilmekte midir?” sorusunun yanıtında bazı sorunlar vardır: Rusya kendi suyunu yükselten Avrupa pazarından gelen bir nevi sabit geliri niye riske atacak jeopolitik ve jeostratejik ataklar yapsın?
Doğal gaz tedariki gibi çok zor değiştirilebilen denklemler, ekonominin maliyet bazlı çalıştığı özellikle Batı ülkelerinde kolayca enerji stratejilerini yenileyebilir mi?
Ukrayna bazlı uluslararası krizin yaşanmakta olan küresel ekonomik krizin çözümünde anahtar olma işlevi var mıdır?
Çin ve Rusya’nın Avrupa ve Batı üzerinden ekonomik olarak yavaşlatılması, Batı'nın Çin, Rusya ve Asya bağlamında gelişen hızlı ekonomik değişimi dengelemesi için yeterli olur mu?
AUKUS Paktı’nın bu tablo karşısında ne kadar gecikmiş olduğu söylenebilir mi?
Bütün bunlara rağmen Ukrayna bazlı uluslararası krizin mevcut küresel dengeleri korumada ne kadar etkili olacağı sorusu, yanıtı aranan soru olarak, yüksek cazibe sahibidir.
Çin lideri Şi Cinping, Rus lideri Putin ve ABD başkanı Biden yeni bir "Yalta" yaparlarsa sorun çözülür mü? Yoksa bu üçlüye Fransa, Almanya, İngiltere, Hindistan ve başka hangi ülke katılmalıdır?
Ukrayna savaşı bağlamında ilk ortaya çıkan tablo, gıda savaşları boyutunun atlanmış gibi durduğudur. Gıda tedariği sorununun yanında teknolojik handikaplar, daimi üstünlük prensibini merkeze almayı zorunlu kılmaktadır. Bu noktada tüm stratejiler zorlanacaktır.
Düşmanın hiç bir ülke olmadığı, sistemin tümüyle vizyonumuzla birlikte demode olduğu ve bu durumda da küresel savaşın tek çıkar yol olması seçeneğine can havliyle sarılmamız da olasılık dahilindedir.Bu ise insanî zaaftır.
Bütün bu küresel sorun paneli küresel operasyon bitmeden ortadan kalkmayacaksa , "kasa"nın hangi güç olduğu önem taşımaktadır.
Yıldız savaşları programı kapsamında uyduların büyük bölümü düşürülürse Nuh peygamber gibi Dünya'daki durumu öğrenmek için güvercin salmak durumunda kalabiliriz.