Velid Haduri
Enerji konusunda uzman, Iraklı yazar
TT

Kerkük sahası yüzüncü yılında yeniden geliştiriliyor

Irak Ulusal Petrol Şirketi'nin yan kuruluşu olan Kuzey Petrol Şirketi, on yıldan fazla süren müzakerelerin ardından mart ayında British Petroleum (BP) ile dev Kerkük sahasının rehabilitesi ve yeniden geliştirilmesi için bir anlaşma imzaladı. Kerkük sahasının Irak petrol endüstrisi açısından önemi göz önüne alındığında, BP anlaşmanın kendisini Irak'ta stratejik bir konuma getireceğine inanıyor.

Irak Petrol Bakanlığı ise anlaşmanın imzalanmasından önce yaptığı kısa açıklamada, bu “entegre stratejik projenin” Kerkük'ün Bay Hasan, Kerkük (Baba ve Avana kubbeleri), Cembur ve Habbaz gibi başlıca sahalarının geliştirilmesini kapsadığını duyurdu. Buna doğal gaz alanındaki yatırımları ve Kuzey Gaz Şirketi tesislerinin yenilenmesi ve genişletilmesi eşlik edecek. Norveç Kalkınma ve Araştırma Danışmanlık Şirketi'nde görevli bir Iraklı uzmana göre, bu sahaların toplam kanıtlanmış rezervi yaklaşık 12,1 milyar varil. Anlaşma kapsamında 400 megavatlık bir elektrik santrali de kurulacak.

Norveç Kalkınma ve Araştırma Danışmanlık Şirketi'nde görevli Iraklı petrol uzmanı Ahmed Musa Ciyad incelemesinde şunu da kaydetti: “Bakanlığın açıklamasına göre Irak tarafına en iyi sözleşme şartlarını ve faydalarını sunmayı amaçlayan Londra'da imzalanan mutabakat zaptına dayanarak, yapılan basın açıklaması, projenin ekonomik modeli de dahil olmak üzere teknik ve sözleşme ile ilgili koşulları içermiyordu.”

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, 1927 yılında Kerkük'teki Babagir’i keşfetti ve bu bir Arap ülkesinde keşfedilen ilk dev petrol sahası oldu. Birinci Dünya Savaşı'nın galipleri olan İtilaf Devletleri (İngiltere ve Fransa) arasındaki müzakereler ve Sykes-Picot Anlaşması temelinde, sahanın mülkiyeti, Irak hükümetinin onayıyla, merkezi Londra'da bulunan ve BP liderliğindeki bir konsorsiyumun sahibi olduğu Irak Petrol Şirketi'ne devredildi. Saha geliştirildi ve 1934 yılında üretime başlandı. Sahadan ilk petrol ihracatı Suriye kıyılarına uzanan bir boru hattıyla yapıldı, ardından Filistin'in Hayfa şehrine uzanan bir boru hattı daha inşa edildi. Irak ve Ürdün'ün çöl topraklarından Hayfa'ya kadar uzanan bu hat, 1948'de İsrail Devleti'nin ilanıyla söküldü.

Sahada petrol üretimi bir asra yaklaşıyor. Keşfedildiği ilk yıllarda Irak petrol endüstrisinin omurgasını oluşturarak, Irak'ın iç tüketiminin büyük bölümünü karşıladığı gibi, komşu Arap ülkelerinden oluşan pazarın ihtiyaçlarını da karşılıyordu. Buradan Arap pazarları ile küresel, özellikle de Avrupa ve ABD pazarlarına yönelik çeşitli ihracat hatları kuruldu. Kerkük-Baniyas, Kerkük-Trablus ve Kerkük-Hayfa hatları inşa edildi. Bütün bu ihracat hatları, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Arap Maşrık bölgesindeki Osmanlı eyaletlerinin İngiltere ve Fransa arasında paylaşılmasını öngören Sykes-Picot Anlaşması kapsamında yer alan önemli mutabakatlardı.

Yukarıda adı geçen hatların çoğunun ya sökülmesi (Hayfa hattı, 1948'de İsrail Devleti'nin ilanı üzerine Irak hükümetinin emriyle) ya da kapatılmış olması (Trablus hattının, Lübnan topraklarındaki kısmının bombalanması sonrasında) veya arzın azaltılması (Baniyas hattı) dikkat çekicidir. Bağdat, 1980'lerin ortasında Kerkük'ten Türkiye'nin Ceyhan Limanı’na uzanan, günlük kapasitesi 1,5 milyon varil olan yeni bir boru hattı inşa etti. Bu hat, Şam'ın 1980'lerin başında Irak'a karşı benimsediği İran yanlısı politikanın bir parçası olarak ihracatta uyguladığı engellere bir yanıttı. Bu transit hatlar deneyimi, Arap transit petrol ticaretinde zorluklar yaşandığına işaret ediyor; bu durum, bir dizi Arap ihracatçı ülkenin karşı karşıya olduğu jeopolitik risklerden dolayı, bu tür hatlardan uzaklaşmasına neden oldu.

Kerkük sahası da Irak'ın son on yıllarda tanık olduğu bölgesel ve iç savaşlardan etkilendi. Bunlardan bazıları şunlardır: İran-Irak Savaşı sırasında sahaya fazla yakıt yağının tekrar enjekte edilmesi ve bu işlemin sahada önemli bir “zarar”a yol açmasıdır. Saha, 2017 yılında Bağdat ile Erbil arasında yaşanan iç çatışma sırasında Kürt Peşmerge güçlerinin eline geçti. Bu konu, 2017 Referandumu ve Irak hükümetinin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne yaptığı uyarıların ardından çözüldü. Peşmerge güçleri sahadan çekildi, sahanın sorumluluğu Irak hükümetine geçti. Kuzey Petrol Şirketi sahanın yönetimini üstlendi.

Sahanın yeniden geliştirilmesi bazı soruları gündeme getiriyor; yaklaşık bir asır sonra Irak, keşfin başlangıcında sahayı geliştiren şirketle yeniden sözleşmek zorunda kaldı. Hem de Irak'ın on yıllar boyunca yüzlerce, hatta binlerce petrol uzmanına sahip olduğu, 1970'li yılların başında petrol sektörünün millileştirilmesinden bu yana ülkede petrol sektörünü milli kurum ve şirketleri aracılığıyla yönetebildiği bilinmesine rağmen. Yabancı bir şirket ile anlaşılmasının sebebi açıktır; o da ülkenin son on yıllarda belini kıran ve yüzlerce uzmanın göç ettirilmesine yol açan, deneyimli uzmanlardan yoksun bırakarak ulusal petrol şirketlerini zayıflatan çatışmaların ve savaşların etkileridir.