Cuma Bukleyb
TT

Libya: Petrol gelirleri için başlayan savaş

Libya’da, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri için anayasal kuralların belirlenmesiyle ilgili olarak Cenevre’de Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı ile Temsilciler Meclisi Başkanı arasındaki müzakerelerin başarısız oldu. Akabinde yaşanan hayal kırıklığının ardından, son zamanda ivmelenen olaylarla birlikte iktidar mücadelesinin daha önce kendisinden uzak tutulan petrol sektörüne taşınması endişe vericidir. Bu başarısızlık siyasi bölünmenin devam ettiğini ve Trablus ve Sirte'de iki rakip hükümetin varlığını doğruladı. Ülkede temel hizmetlerin yokluğu, uzun saatler süren elektrik kesintileri ve nisan ayının ortasından bu yana birçok limanda petrol ihracatının durdurulması nedeniyle halkın öfkesi gün geçtikçe daha da arttı.
Son iki gün içinde Libyalılar ve dünya, Ulusal Birlik Hükümeti tarafından Trablus'ta yayınlanan ve Başbakan Abdulhamid Dibeybe’nin imzaladığı bir kararla şaşkına döndü. Bu kararla, Ulusal Petrol Kurumu (NOC) Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri görevden alınarak, yerlerine yeni başkan ve yönetim kurulu atandı. Libya ve yabancı basında, Ulusal Birlik Hükumeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile Mareşal Halife Hafter arasında imzalanan bir anlaşmadan söz ediliyor. Buna göre geçenlerde bir Arap ülkesinde kendilerini temsil eden iki delegasyon arasında gizli bir toplantı gerçekleştirildi. Ulusal Petrol Kurumu Başkanı’nın görevden alınması ve yerine bir başkasının getirilmesi de müzakere edilen konular arasındaydı. Bu talep, Mareşal Hafteri temsil eden heyetten geldi ve bunun karşılığında ise kapatılan petrol limanların açılması istendi.
Petrol limanlarının kapanmasından önce günde 1 milyon 200 bin varil ihraç edilirken, kapanma döneminde günde bu sayı 700-800 varile geriledi. Dolayısıyla günde 400 bin varil zarar edildi. Haberler, Ulusal Petrol Kurumu Başkanı’nın Mareşal Hafter tarafından seçildiğini doğruluyor. Batı basınında çıkan haberlere göre bundan amaç, Hafter’in petrol gelirlerinden değil; bütçeden daha büyük bir pay almasıdır.
Herkes petrol sektörünün ve kurumlarının öneminin farkındadır. Sektörün ve sorumlu kişilerin tarafsızlığı ve siyasi çatışmalardan uzak tutulması, finansal gelirlerinin akışının devamı için bir zorunluluktur. Olağan olan kurumun sektör içinden kişiler tarafından yönetilmesidir. Ancak bu kez daha önce Libya Merkez Bankası başkanı olarak görev yapan deneyimli bir bankacı tercih edildi ve geçen perşembe günü bir askeri gücün yardımıyla görevine geldi. Yeni başkan, Trablus'taki genel merkezin önünde bir basın toplantısı düzenledi ve siyasi tarafsızlığını teyit ederek kapalı petrol limanlarını açma sözü verdi. Trablus’taki ABD Büyükelçiliği'nde yetkililerle temaslarda bulunduğunu belirten başkan, yetkililerin, ‘petrol gelirlerinin taraflardan birinin diğerine karşı desteklenmesi için kullanılması’ yönündeki endişelerini dile getirdiklerini söyledi. Bunun yanı sıra başkan Fransız hükümetinden yetkililerle istişarelerde bulundu. Ulusal Birlik Hükümeti'nin uluslararası kuruluşlarla temas kurduğunu ifade eden başkan, petrolü mümkün olan en yüksek seviyede yeniden ihraç edeceğine söz verdi. Ayrıca göreve getirilmesine itiraz edenlerin yargıya başvurabileceğini, yargının burada hukuka aykırı durumun olduğuna karar vermesi durumunda kurumdan ayrılacağını söyledi.
Ulusal Petrol Kurumu Başkanı Mustafa Sanallah'ın görevden alınması kararına Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid el-Mişri itiraz etti ve başbakana gönderdiği mektupla bu kararın geri çekilmesini istedi. Ancak Dibeybe, başbakan olarak bu kararın yetkileri dahilinde olduğunu belirterek talebi reddeden bir mektupla yanıt verdi. Ayrıca Devlet Yüksek Konseyi’nin rolünün tavsiye niteliğinde olduğunu ve hükümeti bağlamadığını söyledi. ABD büyükelçisi, Twitter’da yaptığı bir paylaşımla kararı zımnen onaylayarak, muhaliflerin mahkemede buna itiraz etmesi gerektiğini öne sürdü. Ayrıca Sayın Sanallah'ın liderliğindeki kurumun siyasi anlamda bağımsız kaldığını ve yüksek verimlilikle çalıştığını vurguladı. İngiliz büyükelçi de ABD’li mevkidaşının endişesini paylaştı ve kurumun bağımsızlığının ve güvenliğinin sağlanması gereğini vurguladı. Sanallah ise kararı reddetti ve başbakanı sert bir dille eleştirerek onu bir Arap ülkesiyle anlaşma yapmakla suçladı. Ayrıca şirketin icra direktörlerinin ve yan kuruluşlarının, onu başkan olarak tanıdığını belirtti.
Bu bağlamda, Başbakan Abdulhamid Dibeybe ile Mareşal Halife Hafter arasındaki ani anlaşma ile ilgili pek çok soru gündeme geldi. Anlaşmanın zamanlaması ve Hafter ile İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa arasındaki ilişki üzerindeki etkisi üzerine sorular soruldu. Basında yer alan haberlere göre Dibeybe’nin amacı, ikili arasındaki ilişkileri bozmak, rakibin zayıflamasını sağlamak ve onu en büyük destekçisinden mahrum etmektir. Başağa, konuyla ilgili şahsen veya basın ofisi aracılığıyla herhangi bir açıklama yapmadı. Ancak görünen o ki, işler onun için ters istikamette ilerliyor. “Libya Ulusal Güçler Girişimi” olarak bilinen bir grup yaptığı açıklamada, kitleleri cuma günü karara karşı protesto gösterileri için sokağa çıkmaya çağırdı.