Tarık Alhomayed
Suudi yazar. Şarku'l Avsat eski genel yayın yönetmeni
TT

Irak… Hatalar oyunu

Bu makaleyi yazarken dahi Irak’ta olup bitenler, bize tehlikeli bir hatalar oyunuyla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Irak tüm olasılıklara açık ancak hiçbiri buradaki tehlikeli çatışmayı etkisiz hale getirme yönünde iyi bir olasılık değil.
Bugün Irak'ta mevki çatışmasından sokak çatışmasına, İran’ın bariz müdahalesinden, kelimenin tam anlamıyla Amerikan ‘saflığı’ ile karşılanmasına kadar var olan tüm kartlar oynandı. Tüm bunlar, İran ve müttefikleri tarafından Irak üzerinde tam kontrol sağlamak içindi.
Örneğin Beyaz Saray, Irak’ta olup bitenlerden duyduğu endişeyi dile getirerek “Şimdi çatışma değil, diyalog zamanı” vurgusunda bulundu. Bu açıklama, ‘barışçıl bir çözüm ve uzlaşma ihtiyacına’ dikkat çekilen ifadelerden farklı değil. Her ikisi de seçim sonuçlarının iptal edilmedi. Kaybedene yönetme fırsatı verilmesi anlamına geliyor.
Lübnan'da da aynı şekilde oldu. Seçimleri kimin kazandığı, kimin kaybettiği önemli değil. Zira gidişata, kimin yönetip kimin yönetmeyeceğine İranlı ‘Hizbullah’ karar veriyor. Bu demokrasi değil, bir komedidir.
Bugün Irak halkı İran’ı ve İranlı grupları reddediyor. Irak'ın bağımsızlığı, İran etkisinden ve siyasi yozlaşmadan kurtulması için büyük fedakarlıklarda bulunan Şiiler reddediyor.
Bu ret ayların değil, senelerin neticesi. Uğruna kanların döküldüğü, siyasi ve ulusal bir ret. Nitekim Irak’ta olup bitenler, bize orta yolun olmadığını gösteriyor.
Irak’taki ayaklanma ve İran etkisinden kurtulması, Irak devleti için bir zafer anlamına geldiği kadar İran için de bir yenilgi demek. Aynı zamanda hem İran’ın bölgeye yönelik yıkıcı projesinin uğradığı yenilgi hem de İran iç kesimine yönelik bir tehdit.
Vatansever Iraklıların gerçek sloganının “Olmak ya da olmamak” olduğunu bildiği bir kemik kıran savaşı ile karşı karşıyayız gibi görünüyor. Bu Irak büyüklüğünde bir ülke için normal olsa da durum daha da kötüleşiyor.
Bugün gözler İranlı milislerde, siyasi güçlerde, önde gelenlerde, hatta yozlaşmışlarda. En önemlisi gözler şu an güvenlik ve askeri kurumlarda.
Dolayısıyla bir hatalar oyunu ile karşı karşıyayız. Her tarafın kendi hesabı var. Kim hesaplanmamış bir hata yaparsa, Irak'ı hesaplanmamış değişimlere sokacaktır. Böylece tüm siyasi sistem yok olabilir. Şimdiki mesele tarafsızlık veya bir tutum takınma meselesi değil. Mesele daha büyük…
Bugünkü mesele, orada olup bitenlerin ciddi bir şekilde ve soğuk kanlılıkla üzerinde durmak gerektiğidir. Tehlikeli bir yol ayrımında olduğumuz için tüm söylenenlerin aksine Irak'ın diyalog aşamasını geçtiğini düşünüyorum.
Bu, kasvetli bir manzara değil. Aksine neler olup bittiğine dair soğukkanlı bir analiz. Nitekim İran müdahalesine yönelik bir Şii reddinin yanı sıra Şiilerin iktidar için kendi aralarındaki çatışma ile karşı karşıyayız. Bu bir bilmece değil, kısacası Irak'ın bağımsızlığı, devletin prestijini yeniden kazanması için verilen bir savaştır. 
Bu bir Irak’ın değil, Irak’a ‘yönelik’ bir savaş... Cehennemin kapılarını açabilecek türden.
Allah Irak'ı ve hür Irak yurtseverlerini korusun.