Abdulaziz Tantik
TT

Farkındalığın inşa ettiği kimlik…

İki şeyin ayrımı üzerinden dikkat çeken farkı gören, anlayan ve bilen birinin ulaştığı sonuca farkındalık denir. Farkındalık, bir şeyin varlığını hissetmek, idrak etmek ve anlamak ile birlikte bilmeyi de içeren bir sürece mebni durumun sonucudur. Birini yekdiğerinden ayırtan ince nüansları anlamak ve bunu dile getirmek ise farkındalık bağlamında bir estetik meselesi olarak zuhur eder. Yani farkındalığı, bir şeyi kendi olarak anlamak, o kendi olan şeyi diğer kendi olan şeylerle benzerlikleri ve ayrımları üzerinden anlama, idrak etme ve ifadeye kavuşturma olarak da görebiliriz.
Farkındalık, ontolojik ve epistemolojik bir sürece mebnidir. Farkındalık, hem varlığın, hem bilginin ayrımlarını dikkate alarak bir şeyi varlığı ile ve bilgisi ile ayrı değerlendirmek ve her iki ayrımı doğru ortaya koyarak şeyi olduğu gibi bilmeyi de içerir. Farkındalığın bütün ayrımların, farklılıkların bütününü kavrayan bir olgu olarak düşünmek daha makuldür. Bilinir ki, bütünlükler de kendi içinde farklılıklar izhar eder. İşte bu farklılıklar bütünü yek diğer bütünden ayrıştırır. Bütünlükler, farklılıklar, benzerlikler, tekrarlar dahi özü itibarı ile bir ayrımı içinde taşır. Yani fark esas olduğu gibi bu farkı doğru bir zeminde kavramak ise farkındalığın oluşumundaki derinliğe dayanır.
İlk fark; Yaratıcı ile yaratılan arasındaki derin farktır. Bu ayrımı ortadan kaldırdığınızda hakikati derinden etkiler ve hakikatin parçalanması üzerine ortaya çıkan fark, yanıltıcı bir işleve sahip olur. Ulûhiyet meselesinde de ayrımlar önemlidir. Ulûhiyetin neliği meselesinde isim ve sıfatlar olduğu gibi ulûhiyetin varlığı bizatihi ayrı bir ayrımı içerir. Bu ayrımlar bize ulûhiyetin üzerinde bulunduğu zemine yönelik bir zihni faaliyetin hakikat üzere oluşunu temellendirir. Allah’ın varlıkla kurduğu ilişki babında vahyin/bilginin indirilmesi meselesi de bu fark ve farkındalık üzerinden anlam kazanır. Vahiy, gönderilmiş bilgi olarak insana fıtraten verilmiş verili bilgiden ayrı ve bağımsız bir bilgidir. Bu ayrımı anlamadan verili bilgi ile gönderilmiş bilgi arasındaki mahiyet farkını kavramak mümkün görünmemektedir. Ulûhiyetin tecellisi bağlamında farkın önemi, her tecellinin varlık nezdindeki önemini ve yaratılmış varlıklar nezdindeki önemini ayrımlar üzerinden belirginleştirir.
Allah (cc )nün yaratılış süreci bağlamında tecellisini doğru anlamadan, farkın ve farkındalığın neye tekabül ettiği konusu hep muallakta kalacaktır. Bu nüzulün derece, derece bir iniş olduğunu, varlıktan bilgiye yönelişi temsil ettiğini de ayrıca dikkate sunmakta fayda var. Ulûhiyet en temelde teklik içinde birliğin konusu olarak anlamlı ve değerlidir. Farkındalık bu meseleyi zihne yaklaştırmak babında dikkate şayandır.
Yaratılmış her varlığın biricik oluşunu farkındalık üzerinden anlamlandırabiliriz. Biriciklik, varlığın temelini oluşturur. Her varlığa çıkan varlık biricikliğini gösterecek bir istidada sahip kılınmıştır. Bu istidadı üzerinden kendini gerçekleştirme ameliyesi yürütebilir. Varlıkların, tür ve cins olarak tanımlanmaları kadar, bu türlerin ve cinslerin hem kendi içlerinde hem birbirleri ile ilişkilerinde de bir farklılık zuhur eder. İşte bu farklılık bize bir farkındalık üzerinden o şey ile kurulacak doğru ilişkinin mahiyetini belirtir. Farkındalık burada ilişkinin doğru mahiyetinin açığa çıkışını ve uygulanabilişini işaret eder.
Her varlığın akıllı ve bilgili olduğunu söylemek artık bilimsel bir gerçeklik zemini kazanmıştır. Akıl ve bilgi tek başına yeterliliğini gösteremeyebilir. İnsanı diğer varlık kategorilerinden ayrıştıran ise irade sahibi bir varlık oluşu ve bu iradesini gösterecek özgürlüğünü de elinde bulundurması olduğunu belirtmekte yarar var. Sorumlu ve özgür bir varlık olarak iradesini kullanma imtiyazı kazandığı gibi, bu iradesini kullanırken bir mükâfat ile de karşı karşıya kalacaktır. Bu mükâfat ise farkındalık üzerinden iyi veya kötüye tekabül edeceğini gösterir. Böylece her alanda ve her zeminde, bilgide ve yaratılışta hep bir farkın olduğunu, hep bir farkındalığın olmazsa olmaz koşulu olarak öne çıktığını da görmeliyiz.
Fark, bizi farkındalığa taşır. Farkın varlığı farkındalığın varlığının müsebbibidir. Bu yüzden farkın doğru tanımı ve ifadeye kavuşturulması bizi farkındalığın doğru tanımına ve farkındalığına taşıyacaktır. Farkındalığın farkındalığı söz konusu mudur? Tabi ki, iyinin iyisi kadar iyinin iyiliği de aynı özelliği gösterir. Farkındalığın farkındalığı belirli bir şuur seviyesini gösterir. Bütüne dair sezgisel bakışın derinliği farkındalığın farkındalığına dair beliren şuurun seviyesi ile ilişkili bir durumu işaret eder.
Şimdi bu giriş farkındalık üzerinden kişinin kendi kimliğini inşa etmesi bağlamında meselenin neye tekabül ettiğini anlamak ve ifade edebilmenin zeminini kurmaya matuftu.
Bir kimliğin inşası bir farkındalığın inşasıdır aynı zamanda…
Kimliğin doğru kodlarla, doğruyu sahiplenecek bir zemine ve hakikat ile kurulacak bağın sahihliğini sağlama almaya ancak farkındalığın şuur üzerinden damıtılarak bu sürecin gerçekleştirilmesine bağlıdır. Şuurun ise bir sürece mebni olduğunu söylememe gerek yok! Bu sürecin sağlıklı olarak yürütülmesi ise farkın ayrımını bilme ve bu farkın farkındalığa dönüşeceği zemini kurmaya matuf bir şuuru şart koşar. Şuur; bir şeyin tam olarak kendisi olarak görülmesi, anlaşılması ve ifadeye kavuşturulması sürecinde sahici bir zemine sahip olmayı zorunlu kılar.
Şuur ve farkındalık bir süreç olarak birbirini besleyerek varlık kazanırlar. Bu sürecin sahici bir zeminde işlemesi ise bilginin mahiyetini gündeme taşır. Burada bilgi ilahi vasfını kazanmalıdır. İster verili ister inzal edilmiş bilgi olsun sağlam bir zeminde farkındalığa mebni kılınmışsa onun şuuru da derinlik kazanarak şuur ve farkındalığı besler, karşılıklı bir diyalog üzerinden ve bilgiyi de incelterek…
Fark etmek, kişiyi kendisi üzerine düşünmeye sevk eder. Kişi fark ettikçe bir şeyin neliği konusunda zihni bir açıklığa sahip olur. O zihni açıklığı bir derinliğe taşımak ise o şeyin farklılığı konusunda oluşacak bir farkındalığın derinleşmesiyle ilişkisi ise tartışılmazdır. Herhangi bir meselede o mesele etrafında oluşan çeperin kendisine dair farklı farklılıklar ve bu farklılıklara dair oluşan farkındalıklar, yeni bir mesele ve o mesele etrafında oluşabilecek farklılıklara dair bir farkındalık oluşturur. İşte bu farkındalıklar kişiyi hem kendisi üzerine ve hem de başka şeyler üzerine bir farkındalığa taşır. Farkındalık, çeşitlendikçe ve geliştikçe derinleşir, derinleştikçe ise şuuru besler ve bilgiyi eyleme dönüştürecek inceliğe sahip kılar.
Bir kimlik inşası, Yaratıcının farkını kavramakla başlar. Yaratıcı Varlığın şahsiyeti ve Zatı üzerine bir farkındalık oluşması, imanın gücünün derinlik kazanması anlamına gelir. İman arttıkça fark artar, fark arttıkça ise kendisi üzerine bakışı kesinleşir. Bu kesinleşen bakış üzerine kendi kimliğini inşa edebilecek bir vasat oluşur. Yaratıcı ve yaratılmış ontolojiler ayrımı derinleştirir ve fark ile farkındalığın derinlik kazanmasına zemin oluşturur. Buradan oluşturulmuş bir farkındalık ile bu yaratılmış varlıklar arasındaki derin farklar açığa çıkar. Bu açığa çıkan farklar üzerinden oluşturulacak bir farkındalık ile de kendi kimliğini inşa edecek vasatı tezyin etmek mümkün olacaktır.
İnşa ameliyesi bir süreçtir. Kimlik inşası da bu sürece mebnidir. Bu kimliğin oluşumundaki en temel faktör ise fark ve farkındalık üzerine bina edilir. Böylece kişi, kendi kimliğini ve kişiliğini ayrımlaştırarak kendi farkını ortaya koyar. Bu onun biricikliğinin ilanı anlamına gelecektir. Bu ilan ile kişi, kendisi gibi kişi olanlar arasındaki farkını ortaya koyar. Bu fark ile kendi kimliğini ve kişiliğini inşa eder. Bu inşa devam ettikçe de tecrübesi artarak devam eden inşa ameliyesi, yeni farklar, yeni farkındalıklar ve yeni şuur katmanları oluşturarak kişiliğini sağlam bir zemine yaslar.
İnsan, neyi öncelerse ona göre biçim kazanır. Önceliğin değişimi ise biçimin değişimini beraberinde taşır. Bu yüzden kişi, neyi kendine hedef kılarsa ona yönelik biçim kazanır. Bu noktada kişinin kimi örnek aldığı ve neye benzemek istediği de belirleyici faktörler olarak orada durmaktadır.
Şimdi ‘Allah’ın Ahlakı ile ahlaklanın’ sözünün anlamı bir farkındalık üzerinden izhar edilir hale geldi. Hem kendi biricikliğini hem Allah’ın varlığının biricikliğini dikkate alan bir farkındalık hem tevhidi korumada öncelik kazanır ve hem de örnek alınan Varlığın kimlik inşa etmedeki fonksiyonunu doğru bir zeminde kurma imkânı bulur. Bu biricikliğin tevhidi bir teorik çerçeve olarak kimlik oluşumunu sağlamada etken kılmak, Tanrısallığın ayrı kulluğun ayrı kendi zemininde kalarak bir iletişim ve ilgileşim sağlaması mümkün olur.
O zaman tarihsel süreç içinde oluşmuş yanlış algılara dayalı farkındalıklar üzerinden kimliği kurmak yerine yanlış algıları değiştirecek sahici ve sahih bir idrak üzerinden oluşacak bir farkındalık üzerinden kimliği kurmak, kimliğin derinleştirilmesine de zemin oluşturur.
Farkındalığın farklılık üzerinden oluştuğunu, özgürlük ve sorumluluğun iradenin temelini kurduğunu unutmadan kimliğin inşasına yönelik çabaların ilahi inayeti davet eden bir karakteri taşıması gerektiği ise bedihidir.