Cemile Bayraktar
Gazeteci-Yazar
TT

Adnan Seyid Davası

İslamofobi çalışmaya karar verdiğimde ilk etapta elimde fazla vaka örneği olmayacağı endişesi taşıyordum. Öyle ya, Müslümanların yaşadığı coğrafyalar sürekli savaşın, hak ihlallerinin olduğu coğrafyalar iken buna mukabil Batı özgürlüklerin yaşandığı yerdi ve hatta Müslümanlar çoğunlukla Batı’ya gitmeyi ve hatta kaçmayı tercih ediyordu! Şu durumda özgürlüğün ve adaletin garantörü olan Batı’da İslamofobi çalışmak isteyen biri, hangi verilere göre bu konuyu işleyecekti? Ama maalesef öyle olmadı, kendi alanımla ilgili -keşke olmasaydı ama oldu- çok sayıda örnek vakaya rastladım.
1990’lar bir yandan kapitalist Batı’nın Soğuk Savaş’tan galip çıktığı ve tek kutuplu bir dünya inşa ettiği dönemin zeminiyken diğer yandan komünizmden boşalan koltuğa İslam ve Müslümanların yerleştirildiği, Huntington’ın “medeniyetler çatışması” iddiasının her yerde dillendirildiği bir döneme işaret ediyordu. Henüz 11 Eylül terör saldırıları gerçekleşmemişti ama Müslümanlar yavaştan şeytanlaştırılmaya başlamıştı.
Tam da böyle bir zamanda, 1999’da, ABD’nin Baltimore şehri korkunç bir cinayetle sarsıldı. 1990 yılında annesi ve kardeşi ile Güney Kore’den ABD’ye göç eden Hae Min Lee, 18 yaşında lise son sınıf öğrencisiydi. Bir gün ortadan kayboldu, tüm aramalara rağmen bulunamayan Lee’nin maalesef cansız bedeni 1,5 ay sonra bir parkta gömülü olarak bulundu. Lee, boğularak öldürülmüştü.
Bu cinayetten sonra Lee’nin eski erkek arkadaşı Adnan Seyid (Syed) gözaltına alındı. Zira iki isimsiz ihbara göre Seyid fail olabilirdi. Ancak Seyid’in şüpheli olarak kabul edilmesinde sadece ihbarlar değerlendirilmedi. Seyid'in bir arkadaşı, Lee’yi Seyid’in öldürdüğünü söylemişti. Ve Seyid’in telefon sinyali parka yakın bir yerde olduğunu gösteriyordu. Ancak Seyid’in o zaman diliminde orada olmadığını, okulda, arkadaşlarıyla, kütüphanede ve camide olduğunu gösteren deliller de vardı. Buna rağmen Seyid gözaltına alındı. Alındığı andan itibaren de tüm suçlamaları reddetti. Ama yine de yargılandı, birinci derecede cinayet, hırsızlık, kaçırma ve zorla alıkoyma suçlarının hepsinden suçlu bulundu. Ömür boyu artı 30 yıl daha hapis cezası aldı. Bu cezaları aldığında henüz 17 yaşındaydı.
Seyid 17 yaşında ömür boyu hapse mahkum edilmişti ama aynı zamanda Asia McClain isimli tanık, Lee'nin kaybolduğu saatlerde Seyid'le birlikte kütüphanede olduğunu söylemişti. McClain, Seyid adına tanıklık edebileceğini söylemiş olsa da -daha sonra birçok farklı şikayet nedeniyle- barodan atılan, Syed’in avukatı Gutierrez, McClain ile hiç görüşmemişti. Aynı zamanda Seyid’in telefonunun sinyal aldığı söylenen bölgeyle ilgili kanıtlar net değildi ve her şeyden önemlisi Lee’nin vücudunda Seyid’e ait hiçbir DNA örneği bulunmamıştı. Yani yeterli hiçbir fiziki kanıt bulunmamasına rağmen 17 yaşında genç bir çocuk ömür boyu hapse mahkum edilmişti.

*********

Seyid bugün henüz tam anlamıyla özgür değil… Sadece azimli bir gazeteci olan Sarah Koenig’in çalışmaları sonucu ancak 23 yıl sonra elektronik kelepçeyle ev hapsine alınabildi.
“Syed'in kaderini değiştiren şey bir podcast oldu. Dünyada "true crime" (gerçek suç) furyasını başlatan Serial’ın 2014 yılının sonbaharında yayına giren ilk sezonunda gazeteci Sarah Koenig, 12 hafta boyunca Syed hakkındaki suçlamaları ve yargı sürecini yeniden ele aldı.
Daha önce Baltimore Sun gazetesinde de çalışmış deneyimli bir gazeteci olan Koenig, Baltimore'da yaşayan ve Syed'lerin aile dostu olan avukat Rabia Chaudry'nin kendisine gönderdiği bir e-posta sayesinde davayla ilgilenmeye başladı. Her bölümde Lee'nin kaybolduğu gece yaşananlara dair bir zaman akışı oluşturmaya çalışıyordu.” Sevin Turan- Hürriyet (https://www.hurriyet.com.tr/dunya/her-sey-bir-podcast-ile-degisti-adnan-syed-omur-boyu-hapse-mahkum-edilmisti-23-yil-sonra-neden-serbest-kaldi-8-soru-8-yanit-42140541 )
Bu çalışma sonucunda Seyid’in davası 2016 yılında tekrar görülmeye başladı. Daha doğrusu Seyid serbest bırakılmasa da 2000 yılında verilen hüküm iptal edildi. Ama 2019’da ABD Yüksek Mahkemesi, davanın yeniden görülmesini engelledi ve davayı yeniden gündemine almadı.
Birçok hukuki itiraz, çekilen belgesel, toplumsal tepkiler sonunda 2022 Mart ayında yeniden DNA testi yapılması kararı alındı. Olayla ilgili iki şüphelinin daha olması ancak dönemin savcılarının bu kişileri ve birçok bilgiyi daha Seyid’in avukatıyla paylaşmaması nedeniyle ve yeni çıkan (18 yaşından küçüklerin yeniden yargılanabilmesi yasası) yasa sayesinde 2022 Eylül ayı içerisinde yargıç “adalet ve hakkaniyet” adına daha önce verilen kararı bozdu.

*********

Seyid’in masum olup olmadığı şimdilik bilinmiyor. Yargılama sırasındaki bilinçli hatalar, usulsüzlükler, haksızlıklar sonrasında ve yeni deliller ışığında dava yeniden görülecek. Ama bir şeyi gayet iyi biliyoruz; 17 yaşında bir genç, ABD yargısının yargısız infazı sonucu, net bir şekilde delil olmadığı halde suçlu kabul edildi ve ömrünün en güzel yılları hapishanede geçti. Hiç şüphesiz bu kararda Adnan Seyid’in Müslüman olmasının etkisi vardı. Çünkü 90’lardan sonra Müslümanları şeytanlaştırmak kolaydı çünkü modaydı. Bugün 23 yıl sonra, bu İslamofobik ırkçı hukuk katliamının hatasından geri dönülmesi imkanı doğmuş olsa bile, aynı şekilde kaç kişinin haksız yere hapis yattığını bilmiyoruz. Bu, Adnan Seyid için hissettiğimiz adaletin tesisi imkanın verdiği güven ve sevinci alt üst ediyor.