ABD’li yazar, edebiyatçı ve mizahçı Mark Twain’e -doğru ya da yanlış- atfedilen şöyle bir söz var: “Ölümümle ilgili haberler çok abartılıyor.” Görünüşe göre bu söz, ABD’deki ara seçimleri önceleyen ve takip eden beklentiler için de geçerli. Çünkü nihai resmi sonuçları henüz tamamen açıklanmayan seçimler, görünüşe göre üzerine çok şey bina edilen -ve özellikle Cumhuriyetçi Parti’nin eyaletler düzeyinde konumunu sağlamlaştırmanın yanı sıra Kongre’nin her iki kanadı üzerinde geniş bir kontrol elde etme beklentisi ortasında- Georgia’da belirleyici bir ikinci tura yöneldi. Bu beklentilerin birçok nedeni vardır, örneğin:
- ABD Başkanı Joe Biden’in silik kişiliği ve medya objektifinin uygunsuz bir şekilde yakaladığı kusurları ve ihmalleri. Ayrıca Biden birkaç gün sonra seksen yaşına girecek.
- Ilımlı ve sert kanatları arasında yaşanan birçok bölünme ve geniş parçalanmalar ile karakterize olan Demokrat Parti’nin durumu. Bu, Bernie Sanders’ın izinden giden ve kendilerine “ilerici” diyen radikal güçlerin nüfuz etmesinin ardından gerçekleşti. Bu noktada, başkan yardımcısı ve eski Kaliforniya Senatörü Kamala Harris’in 2024’teki seçimlerde parti bayrağını kaldıracak bir lider figür olarak varlık göstermeyi başardığına dair hiç kanıt yok. Oysa kendisi, parti tabanının iki büyük bileşenine, yani -özellikle kürtaj meselesinin ardından- kadınlara ve etnik azınlıklara mensup olmasının yanında ABD’nin en büyük eyaletlerinden biri olan Kaliforniya’dandır.
- Pandemi döneminde Demokrat Parti kontrolündeki birçok eyaletteki kapanmalar döneminden sonra ABD’nin yaşadığı ağır ekonomik kriz ve Ukrayna savaşının ekonomik yansımaları.
- Rusya’nın Ukrayna’daki askeri meydan okuması ve radikal sağın Avrupa’da bile bir dizi etkili ülkede siyaset sahnesinde önemli bir oyuncu haline gelmesi karşısında şaşkın ve bölünmüş bir durumda olan Demokrat liderliğe karşı aşırı sağ hareketin parti tabanını kışkırtması.
- ABD’den Avrupa’ya bir dizi Batı demokrasisinde siyasi ve seçim hesaplarında göçmenlik ve sığınma kozunun artan önemi.
- ABD’de göç konusunun etkisinin artması ve Cumhuriyetçi Parti’nin bu konuda sert bir tutum benimsemesi. Nitekim eski Başkan Donald Trump ABD-Meksika sınırı boyunca bir duvar inşa edilmesi fikrini öne sürmüş ve üçüncü dünya ülkelerinden gelen göçmenlere çeşitli kısıtlamalar getirilmişti. Diğer taraftan ABD’nin Kaliforniya’dan sonra ikinci ve üçüncü büyük eyaletleri olan Teksas ve Florida eyaletleri Hispanik/Latin nüfus yoğunluğuyla Cumhuriyetçilerin önemli kaleleri haline geldi.
- Sosyal medyadaki aşırı sağ kampanyaların başarısı, Fox News ağının rakip geleneksel liberal ağlar karşısında izlenme oranında istikrarlı bir şekilde ilerlemesi ve dolayısıyla coşkulu ve aşırı izleyici kitlesini etkilemesi. Bu popülist hareketin etkisi ara seçimlerde birçok Trump destekçisi ve takipçisinin Cumhuriyetçi Parti’ye dayatılmasıyla doğrulandı.
Bu arka plan, Amerikan medyasının son haftalarda “kırmızı dalga” (kırmızı, Cumhuriyetçilerin rengidir) hakkındaki beklentilerinin nedenlerini anlamak için gereklidir. Bu durum, kaçınılmaz olarak şaşkın ve yaşlı Demokrat Parti liderliğinin ayakları altındaki toprağı sarsacaktır. Ancak seçim sırasında yaşananlar Demokratlar için nispeten olumlu bir sürpriz oldu. Çünkü yaşanması beklenen kayıpların boyutu beklentilerin altında geldi. Temsilciler Meclisi’nde durum buyken, Senato’da Arizona’da Demokrat adayın zaferinden sonra 49-49’luk bir eşitlik sağlandı. Böylece Nevada ve Georgia eyaletleri iki koltuğu belirlemekten uzak değil. Bununla birlikte son savaşın 6 Aralık’taki oylamaya bağlı olacağına da dikkat çekmek gerekir. Demokratların, bu seçimden önce olduğu gibi, Başkan Yardımcısı Harris’in belirleyici oyu sayesinde Senato’nun kontrolünü elinde tutmak için bu iki sandalyeden birini ele geçirmeleri yeterli olacaktır.
Ancak öte taraftan Demokratlar için daha olumlu gelişmeler de yaşanabilir. Eski Başkan Trump kişisel olarak desteklediği çok sayıda Cumhuriyetçi adayı kaybetmesiyle ve Cumhuriyetçi Parti içindeki sağcı akımın eski başkanın liderliğine meydan okumasının ortaya çıkmasıyla çifte bir aksilik yaşadı. Hezimete uğrayanların başında Dr. Mehmet Öz geliyor. Trump, Pensilvanya’nın Senato koltuğu için Dr. Öz’ün adaylığını onaylamıştı. Pensilvanya, Cumhuriyetçilerin yeniden kazanmaya çalıştığı büyük bir eyalettir. Gerçek şu ki, Dr. Öz -kazansaydı- Senato’ya giren ilk Müslüman olacaktı ve teorik olarak tartışmalı pozisyonlarına ve açıklamalarına rağmen ABD’li Müslümanlar arasında Cumhuriyetçiler için manevi bir destek olacaktı.
Kendisini hâlâ Cumhuriyetçi Parti’nin doğal başkan adayı olarak gören Trump’a ciddi anlamda meydan okuyanlara gelince, bunlar iki kategoridir: Birincisi ve belki de en tehlikelisi, ona karşı muhtemel alternatiflere sahiptir. Nitekim Florida Valisi Ron DeSantis’in (44) elde ettiği büyük zafer, onun başkan adayı olabilecek bir isim olarak görülme ihtimali artırdı. Ron DeSantis gibi, Senatör Marco Rubio da Florida’daki koltuğunu korudu. Ayrıca göçmen karşıtı politikacı olan sağcı Teksas Valisi Greg Abbott da rahat bir şekilde pozisyonunu korudu. Bu şekilde Trump’ın aurasına esir olmayan diğer seçenekler gündeme geldi. Belki de başkanı endişelendiren buydu, bu yüzden de DeSantis’e karşı sert çıkıştı ve iki yıl sonra başkanlığa aday olmamasını talep etti. İkinci olarak, Demokratlar cephesinde yeni isimler ortaya çıktı. Bu isimler seçimlerde ulusalcı bir çehre kazandılar ve gerek Biden’den gerekse de başkanlığından miras kalan nesilden uzakta ABD’lilerin yöneleceği bir platform temin ettiler.
Kongre’de kontrolü ele almak için verilen savaş, birkaç gün içinde nihai bir şekilde çözülmemiş olabilir. Ancak ABD politikası kaçınılmaz olarak bugün ile Kasım 2024 arasında yeni birtakım verilerle yaşayacaktır.
TT
“Kırmızı dalga” neden geriledi? Trump’ın liderliği üzerindeki etkileri nelerdir?
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة