Emel Musa
Tunuslu şair ve yazar
TT

Küçük köyden küçük ekonomiye

Genel entelektüel söylem, her zaman sosyal değişim kavramını ana sosyolojik konulardan biri olarak ele alır ve kendi kavramları, toplumsal değişme sürecindeki aktörler, toplumsal değişme süreci ve özellikleriyle ilgilenir. Dahası modern öncesi toplumlardan moderniteye geçiş yorumu esas olarak sanayi ve Fransız devrimlerinin toplumsal değişimdeki etkisine maruz kalmaktadır. Bugün sosyal değişimleri ekonomik değişimlerle her zamankinden daha fazla ilişkilendirmeden ne ölçüde anlayabiliyoruz? Daha da ileri giderek ekonomik değişimlerin, bulunduğumuz çağda diğer değişimlerin ürünleri olduğunu söyleyebiliriz.
Bugün dünya ekonomik değişimlerle şekilleniyor. Dünyayı sarsan ve ne yaptıklarının gayet iyi farkında olan büyük aktörler dışında dünyadaki herkesi kayıtsız bırakan bir ekonomik deprem yaşanıyor. Birçokları bu tespiti apaçık görebilir, ancak biz bunun tam tersine inanıyoruz. Çünkü büyük gerçeği akılda tutmak, yaşananları ve değişim sürecinin seyrini her açıdan anlamak çok önemlidir. Bu inceleme olmadan anlama sürecindeki bulanıklık devam edecektir. En tehlikelisi ise bu belirsizliğin, ekonomik değişimlerle nasıl başa çıkılacağı konusunda yol açtığı olumsuz yansımalarıdır.
Bugünkü tehlike, gezegendeki milyarlarca insanın geçimini etkiliyor. Birçoğu, meydana gelen ekonomik değişikliklere dayanamıyor. Bugün toplumsal piramidin geniş bir kesiminin dünyada meydana gelen ekonomik değişimleri anlamanın rehinesi olduğunu söylersek abartmış olmayız. Bu nedenle günümüz dünyasında değişimin hızı ve yaşam hakkını etkileyen değişim konularını ‘anlama’ önemli bir halkadır. Burada, küresel ekonomik değişimlerin bizi kalkınma hayallerini gerçekleştirmek için zenginlik yaratma modelinden ‘yaşamak için zenginlik yaratma’ modeline taşıdığını fark ediyoruz. Elbette mevcut ekonomik algıyı bir oldubitti olarak ele almanın yanlış ve ondan kopup farklı bir şekilde düşünmenin mümkün olduğuna inananlar da var. Aslında bu teorik olarak cazip pozisyondur ve 19 ila 20’nci yüzyıl ekonomi düşüncesinin başarısızlıklarına dayanmaktadır. Fakat bildiğimiz gibi, yabancılaşma bir gecede değil, yavaş yavaş gerçekleşir; özellikle de bu yabancılaşmanın muhatabı bir birey değil de bütün bir toplumsa.
Dolayısıyla genel olarak toplumsal olanı da içermesi nedeniyle ekonomik değişimleri hızlı bir şekilde ele almak kaçınılmazdır. Burada anlamanın ilk adımı, dünyada ekonomik anlamda olup bitenleri rasyonel, bilimsel ve doğru bir şekilde konuşmaktır. Neden ve nasıl sorularına cevap vermeksizin ekonomi haberleri aktarmak eksik bir anlatım olarak kalıyor. Anlamanın önemini hafife almamalıyız. Zira ekonomik değişimler insanların günlük yaşamlarını, ceplerini, sosyal ve ekonomik statülerini etkilemektedir. Ekonomik değişiklikleri anlamak için çaba sarf etmenin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bunun iki nedeni var: Konunun tüm taraflarca rasyonel bir şekilde ele alınması ve dayanıklılığı güçlendirmek için gerekli stratejinin uygulamaya konması.
Günümüzde yaşanan ekonomik değişimler, hiç şüphesiz zorlayıcı ve sürpriz dönüşümleri dikte eden uluslararası çatışmaların sonucudur. Ancak aynı zamanda bu değişimler, özellikle gıda ve ekmeği etkilediğinde, dünya halklarını bunlara karşı bağışıklık kazanmaya ulaşmanın yollarını düşünmeye sevk eder. Bir şey bizi, ülkelerimizde ve büyüme yolundaki ülkelerde toprağın nimetlerine yatırım yapmaya geri dönmeye davet ediyor. Dünyadaki çatışmaların etki ve yansımalarından korunmak, büyük güçlerin mücadelelerinin ve hesaplarının sonuçlarından daha az etkilenmek için kendi kendine yetmekten ve yaşamı iç milli üretime bağlamaktan başka yol yoktur. Başka bir deyişle ithalat, yaşam ve ölümle ilişkili gıda güvencesini içerdiği sürece ekonomik değişim riski sürekli ve beklenen olmaya devam edecektir.
Gereken şey kolay değil: Rasyonel etkileşim, ekonomik değişimleri anlamak, bunları rasyonel bir şekilde ele almak. Bunun maliyetleri ve koşulları vardır. En önemlisi, kemer sıkma ve yeni bir tüketim davranışı oluşturmaktır. Aynı zamanda dışarıya daha az bağımlı, ülke kaynaklarına ve topraklarına daha fazla dayanan bir ekonomik yaklaşım geliştirilmelidir. Ulaşım ve modern iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte dünyanın küçük bir köy haline geldiği doğrudur. Ancak yaşanan çatışmalar da dünyayı, küçük bir köyden kastedilenin aksine küçük ekonomiye dönüştürmüştür. Burada küçüklük, köşeye sıkışmışlık anlamındadır!