Cemal el-Keşki
TT

Arap saatine göre yeni dünya

Rusya – Ukrayna savaşının başlamasının üzerinden bir yıl geçti. Küresel ufuktaki siyasi bulutlar her geçen gün artıyor. Hesaplar herkesin kafasını karıştırdı. Savaşın sona ermesini sağlayacak koşulları kimse tahmin edemez. Tüm senaryolar açıktır. Her biri en fazla sayıda müttefiki kendine çekmeye çalışan büyük güçler arasındaki çatışma şiddetlidir. Durum, iki dünya savaşının da atmosferine benzemiyor. Haritalar, çehresini anın imzasıyla yeniden çiziyor.
Bütün bu yoğun siyasi bulutların arasında merak ettim: Bütün bu karışıklıklar arasında Arapların geleceği nereye gidiyor? Arapların artık yeni dünya düzeninde gelişmiş bir fırsatı bulunuyor mu? Koltuklarının birinci sıralarda olması için Arapların neye ihtiyacı var? Pek çok soru işareti ortaya çıkıyor ve düşünceler içimde birikiyor. Bazıları yerle, bazıları da zamanla yakından ilgili olan birkaç belirleyici ve sabite olması koşuluyla Arapların yükselişinin mümkün ve güçlü olduğu konusunda iyimserim.
Yerle ilgili olarak kaderi karşılıklı coğrafi bağımlılıkla geldiği için Arapların artık tek başına çalışma lüksü yok. Bu nedenle çıkarların, hedeflerin ve kaderin karşılıklı bağımlılığı artık bakış açıları için geçerli bir seçenek değil. Coğrafya, Rusya - Ukrayna savaşının ve özellikle tedarik zincirlerinin yarattığı sorunlar altında ‘bölgeselleşmenin’, ‘küreselleşmenin’ yanında olacağının habercileriyle karşı karşıya olduğumuz için Arapların iyi yatırım yapması, birlikte çalışması ve üzerine inşa etmesi gereken bir otoritedir. Coğrafi olarak birbirine yakın ülkeler arasındaki iş birliği bir zorunluluk haline geldi ve gerçekten de son bir yıldır dünyayı kasıp kavuran enerji ve gıda güvenliği, ulaşım ve nakliye sorunlarına karşı emsalsiz bir başarı sağladı. Burada dil birliği, kaynakların bolluğu, küresel denizcilik ve havacılık hatlarının kontrolü ile temsil edilen, onlara karşılaştırmalı avantajlar ve katma değerler sağlayan Arap coğrafyasının önünde duruyorum. Arap bölgesinin dünyanın kalbi, doğudan batıya ticaretin ana arteri, her türlü eski, yeni ve ileri enerjinin önemli bir merkezi olduğu düşünülürse tüm bu mekansal ayrıcalıklar, Arapların yeni dünya düzeninde önemli bir figür olma şanslarını artıracaktır.
Zamansal sabitelere ve belirleyicilere gelince; Araplar tüm büyük, orta ve küçük güçlerle konumlarını güçlendirmek için bu küresel durumdan siyasi ve stratejik olarak iyi yararlanmalıdır. Bu da özellikle enerji güvenliği ve gıda güvenliği gibi hayati ve stratejik konularda Araplardan vazgeçmeyi zor ve imkânsız bir karar haline getiriyor. Bu yeni dünya düzeninin özelliklerinden bahseden tüm siyaset teorileri, özellikle Arap dünyası herkese aynı mesafede durmanın zor denklemini başarabildiği için bu sistemde dengeleyici bir güç olarak Araplara geniş alanlar veriyor. Araplar aynı zamanda, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden ve eski Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra oluşan küresel sistemin temellerini ve değişmezlerini sarsan olumsuzluklara, fırtınalara ve zorluklara karşı siyasi, ekonomik ve güvenlik dokunulmazlığını güçlendirmek için kaynak ve kabiliyetlerini en üst düzeye çıkarmayı başardı.
Zaman artık eskisi gibi değil, hesaplar değişti ve eski bahisler kapandı. Hayatta kalmak, bilgi ve ekonomi sahiplerinin oldu. Arap dünyası asaletini, geçmişini, varoluşun kaçınılmazlığını ve ılımlılık, hoşgörü ve farklılıkları yönetme kültürünü koruyor. Rusya – Ukrayna savaşı, Arap bölgesinin istikrarını ve barışını bozmaya çalışan her türlü değişkene karşı Arap haritalarının sağlamlığını ve gücünü ortaya koydu. Böylece bölge, dünyanın ihtiyaç duyduğu Arap kaynaklarından mümkün olan en yüksek faydayı elde etmek ve büyük güçlerin el sıkışması için çekici bir nokta haline geldi.
Mekansal sabiteler ve zamansal belirleyiciler arasında geleceğin Araplara yöneldiğini ve yeni dünya düzeninin saatinin Arapların önünde çokça duracağını söyleyebilirim. Ancak bu duraklama anı biz Arapların bir yandan Arap ulusal güvenliğinin, diğer yandan tüm Arap halklarının çıkarlarına hizmet eden birleşik bir vizyonla, özdeş stratejiyle, ortak hedeflerle, merkezi meselelerle ve Arap kimliğini korumakla hazır olmamızı gerektiriyor.
Son olarak, tüm küresel baskıların ve egemen değişkenlerin, savaş yılları boyunca Arap davranışının bilgelik, akılcılık, nesnellik ve bağımsızlık ile karakterize edildiğini gösterdiğini söyleyebilirim. Öyle ki, yeni dünya düzeni artık Arap saatine göre işliyor.