Prof. Dr. Ahmet Abay
Akademisyen
TT

Yer içindekileri dışarı attığında…

Zamanı geldiğinde her şey içindekini dışarı atar. Deprem dediğimiz şey de yerin içinde bulundurduğu enerjiyi zayıf noktalardan dışarı atmasıdır. Bilimsel açıklamasıyla deprem; “Yer kabuğunun derin katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi veya yanardağların püskürme durumuna geçmesi yüzünden oluşan sarsıntı, hareket.”[1] Depremler sünnetullah gereği tabiatta meydana gelen hadiselerdir. Bunların olumsuz yönleri olduğu gibi olumlu yönleri ve faydaları da vardır.
Bilim adamları depremin başlıca üç yararı olduğuna dikkat çekmektedirler: “Birincisi, ülkemizdeki organik olmayan madenlerin nerede ise tamamı fay hatları nedeniyle oluşmaktadır. Ülkemizin dünyada bor madeni zenginliği açısından birinci olmasını deprem fay hatlarına borçluyuz. Endüstriyel ham madde açısından ülkemiz çok zengindir. Madenlerimizi uygun bir şekilde kullanabilirsek, bunun geliri ülkenin her türlü ihtiyacını karşılayabilir. Depremin ikinci bir yararı, doğal maden sularının deprem fay hatları nedeniyle oluşmasıdır. Maden suları, içinde bulundurduğu çeşitli mineraller ve iz elementleriyle vücudumuz için yararlıdır. Depremin üçüncü bir faydası ise ülkemizin içilecek kaynak suları ve ılıcalar açısından zengin olmasının nedeni de benzer şekilde deprem fay hatlarıdır."[2]
Peki depremler bu kadar yararlı iken nasıl bir felakete dönüşebiliyorlar işte asıl üzerinde durmak istediğimiz şey budur. Depremin felakete dönüşmesine büyük oranda insanın kendisi sebep olmaktadır. İnsanlar, içlerindeki tamah, hırs ve çok kazanma isteği nedeniyle yapılan bütün uyarılara rağmen evlerini fay hatları üzerine inşa etmekte, ucuza mal etmek ve daha çok kazanmak adına malzemeden çalmakta veya kalitesiz malzemeleri kullanarak felaketin oluşmasına zemin hazırlamaktadırlar. Bir de buna kontrol mekanizmasının doğru çalışmamasını, siyasi çıkar ve rant hesaplarını da eklemek gerekmektedir. Belki de bunu birinci sıraya almak gerekir.
Amacımız depremlerin nasıl oluştukları veya nelere neden olduklarını teknik açıdan ortaya koymak değildir. Asıl amacımız insanın içindekileri dışarıya atmasına dikkat çekmektir. Zira insan, içindeki kötüden kurtulmadığı sürece içindeki kötülükler dışarı çıkacak ve felakete neden olmaya devam edecektir. Zira Mum ile Kibrit arasında geçen şu diyalogda olduğu gibi insanın hem kendisinin hem de çevresindekilerin zarar görmesini sağlayan şey içindekilerdir. Anlatılır ki; “Mum kibrite; “Senden korkuyorum. Sen beni yok edeceksin.” der. Kibrit de muma; “Sen benden değil içindeki ipten kork!” diye cevap verir. İşte insanı yok edecek olan veya ihya edecek olan şey içindekilerdir.
10 ilimizde yaşanan deprem, insanın içindekileri ortaya çıkarmasına göre nasıl değer kazandığını veya aşağıların aşağısına nasıl inebildiğini bir kez daha göstermiştir. Bazı insanlar maddi manevi her türlü imkanlarıyla depremzedelerin yardımına, canlarını tehlikeye atma pahasına, koşarken bazıları da oluşan kaos ortamından nasıl yararlanırımın derdine düşmüşlerdir. Arsız olan içindeki arsızlığı, hırsız olan hırsızlığı ve fırsatçı olanlarda içlerindeki fırsatçılığını ortaya çıkardı. Zira küpün içinde ne varsa dışarıya o sızar. Yani deprem görevini yerine getirdi yer, içindekini dışarı attı. Çünkü ilahi irade kıyamette yaşanacak o büyük zelzeleyi-depremi-sarsıntıyı şöyle tasvir etmektedir: “Yeryüzü, depremle sarsıldığı, toprak, bağrındakileri dışarıya fırlattığı ve insan, büyük bir dehşet ve şaşkınlıkla, “Aman Allah’ım, buna ne oluyor?” dediği zaman! İşte o Gün yeryüzü, üzerinde yaşanmış olan tüm olayları bir bir anlatacaktır.”[3]
O gün yeryüzü üzerinde yaşananları anlatacağı için bugün yeryüzü üzerinde yaşananlara tanıklık-şahitlik etmektedir. Bu şahitlik; insanların yaptıkları iyilik ve kötülükleri kendilerine gösterilmek üzere, gruplar hâlinde Rablerinin huzuruna çıkarıldıklarında[4] dikkate alınacak, yaptıkları zerre miktarı hayır-iyilik ve zerre miktarı şer-kötülük amel defterlerinde kayıtlı olarak önlerine konulacaktır.
Yol kesip yağmalayanlar, depremzedelerin boşalttığı evlere girip hırsızlık yapanlar, arkasında askerler ve görevliler yardım dağıtırken onların önüne geçip hiç kimse yardım etmiyor diye bağırıp da algı operasyonu yürütenler, Suriyeli genç "Telefon çaldı" diye hedef gösterip provokatörlük yapıp siyasal menfaat devşirmeye çalışanlar ve enkaz altından canlı çıkarılanlara sevinçlerini ifade etmek için “Allah’u ekber” diyenleri yasa dışı örgüt propagandası yapıyorlar diyenler de yaptıklarını amel defterlerinde göreceklerdir. Tıpkı kendi ailelerini bırakıp deprem bölgesine koşanların, evlerini depremzedelere açanların, maddi imkânlarını seferber edenlerin, yaralıların yardımına koşan sağlık çalışanlarının, arama kurtarma ekiplerinin ve daha nice hayırlı işler yaparak katkı sunanların yaptıklarını amel defterlerinde görecekleri gibi…

[1] https://sozluk.gov.tr/
[2] https://www.yenidonem.com.tr/yazarlar/vedat-aslan-52/depremin-faydalari-14166
[3] Zilzal 99/1-4
[4] Zilzal 99/6