Yasir Abdulaziz
TT

Demokrasi yeni tehlikelerle karşı karşıya

2018 yılında, Virginia Amerikan Üniversitesi'nde Kültür Tarihçisi ve Medya Profesörü olan Siva Vaidhyanathan ‘Antisosyal Medya: Facebook Bizi Nasıl Böldü ve Demokrasinin Altını Oydu?’ (Anti-Social Media: How Facebook Disconnects Us and Undermines Democracy) başlıklı önemli bir kitap yayımladı. Kitabın adından da anlaşılacağı gibi yazar ‘sosyal ağ’ anlamına gelen ‘sosyal medya’ ifadesini kullanıyor. Yazar ayrıca bu ifadeyi iletişim ve sosyal bağları güçlendirme araçları değil, ‘anti-sosyal’ yani topluma aykırı olduğuna inandığı için tercih ediyor.
Vaidyanathan, bu medyanın oynadığı muğlak rolleri eleştiren en sesli bilim insanı değil. Büyük ‘hasarını’ tespit etmeye çalışan binlerce eleştirmenden ilki de değil. Bununla birlikte, yaklaşımı, bu ağlar üzerinde gerçekleşen etkileşimlerin demokrasinin durumu, kavramı, etkinliğinin boyutu ve devam etme yeteneği ile ilişkisine daha fazla odaklandığı için büyük ilgi gördü.
Vaidyanathan kitabında, "Bu sitelerdeki, özellikle Facebook hesaplarımızın aşırı kullanımı, siyasetin ve politikacıların itibarını sarsmasına katkıda bulundu ve demokratik yöntemlerin altını oydu" diyor.
Bu araçları, faşizmin yükselişinden, ırkçılığın serpilmesinden ve demokrasiyi onlarca yıldır bilen toplumlarda sağcı partilerin ve hareketlerin art arda elde ettiği başarılardan sorumlu olmakla suçladı.
Daha sonra ortaya bu yazarın önerisinin ciddiyetini ispat eden birçok kanıt çıktı. Bunların arasında Avrupa'daki aşırı sağ partilerden birinin (Almanya için Alternatif partisi) irtibat görevlisinin itirafı da var. Partinin başarısının, Alman siyasetinde önemli bir yer edinmesinin ve ‘Bundestag’dan (Alman Parlamentosu) pay alabilmesinin nedeninin Facebook olduğunu söyledi.
Aynı bağlamda, geniş çapta ‘popülist’ liderler arasında sayılan eski ABD Başkanı Donald Trump, sosyal paylaşım sitesi Twitter’ın başkan olmasına katkıda bulunduğunu itiraf etmişti. Freedom House 2019 yılında yayınladığı bir raporda, internet üzerinden seçim süreçlerine müdahale politikalarının devam etmesi tehlikesi konusunda uyarıda bulunmuştu. Bu tür politikalar genellikle, ‘demokrasinin altını oymak isteyenler için temel bir strateji’ haline geldi. Söz konusu raporda, şüpheli izinsiz girişlerin takip edildiği ve 2018 yılında incelenen 30 seçim sürecinin 26'sında dünyanın farklı yerlerinde meydana gelen dezenformasyon mekanizmaları benimsendiği bildirildi.
Vaidyanathan’a göre bu medya platformları bize ‘siyasi diyalog için en kötü forumu’ sağladı. Uygun miktarda sorumlulukla rasyonel diyaloglar için alan yaratmak yerine, duyguları kışkırtmaya odaklanan provoke edici mesajların yayınlanmasına dayanarak kabalığın ve aşağılayıcı dilin yayılmasına büyük katkıda bulundu.
Görünüşe göre bu araştırmacı, içerdiği bilgi, analiz ve görüşlerle, ‘sosyal ağ’ sitelerinin kamusal tartışma durumunda artan etkisi hakkında erken sayılabilecek bir uyarıda bulunmuş. Halkın tercihlerini etkilemekte, tutumlarını bozabilmekte ve kamu politikalarına aykırı pozisyonlar almasına yol açabilir.
Ancak ‘sosyal medya’ dünyasındaki hızlı gelişmeler bu konuda yeni öneriler getirmekten geri kalmadı. Bugün yeni olan, yapay zekanın benzersiz yeteneklerini bu medyanın popülerlik potansiyeli ve keskin etkisi ile harmanlayan yeni platform ‘Chat GPT’. Chat GPT'nin yapay zeka ve sosyal medya dünyasında yerleşmesi uzun sürmedi. Bu konuda iki ayda yüz milyonu aşan kullanıcı sayısıyla rekor bir yükselişe imza attı.
Bu, mükemmel bir rekor yükseliş sayılıyor. Özellikle bu uygulamaya günlük ziyaretçi sayısının ocak ayı boyunca bir günde 13 milyona ulaştığı göz önünde bulundurulduğunda, belki de popüler rakip medyanın hiçbirinde benzer bir artış gözlemlenmediğini söyleyebiliriz. Metinler, makaleler, şiirler, öyküler yazma ve akademik ödevleri yanıtlama alanlarında Chat GPT’de yer alan yeteneklerin yanı sıra, önündeki fırsatlar doğal olarak siyasi kullanıma açıktır.
Bu, Chat GPT ile değiştirilecek olan ‘elektronik komiteler’ mekanizmaları aracılığıyla siyasi nüfuz dünyasında tarihi bir darbe anlamına gelecektir. Bu algının doğruluğu veya kurallara uygun olup olmadığına bakılmaksızın belli bir siyasi vizyona hizmet eden yüz binlerce mesajı tek tuşla yayınlayabiliyor.
Yeni medya dünyasında merkezileşen Chat GPT ve yeni türevlerinin ortaya çıkmasıyla kamuoyu manipülatörleri, gündemlerini inanılmaz bir yoğunlukta ve neredeyse sıfır maliyetle uygulayabilecekler. Bu, demokratik devleti derin bir yalan ve manipülasyon kuyusuna sürükleyebilecek bir şeydir.