Velid Haduri
Enerji konusunda uzman, Iraklı yazar
TT

Avrupa “içten yanmalı motorlar” kavşağında

Geçtiğimiz Şubat ayında Avrupa Birliği Parlamentosu, 2050 yılında net sıfır emisyon hedefine ulaşmaya hazırlık olarak, 2035 yılından itibaren içten yanmalı motorlu yani benzin veya dizel kullanan araçların satışını yasaklama kararı aldı. Karar, Avrupa Parlamentosu'nun toplam 640 üyesinden 340'ı tarafından oylandı.
Avrupa Parlamentosu'nun Alman üyesi, “içten yanmalı motorlu otomobillerin yasaklanmasının iklim değişikliği üzerinde küçük ve sınırlı bir etkisi var” diyerek karara karşı çıktı. Ayrıca “Karar, bölgemizdeki otomobil endüstrisine çok zarar veriyor”  diye ekleyerek Avrupalı ​​otomobil üreticilerinin görüşünü destekledi.
Avrupa Parlamentosu'nun aynı zamanda Rus petrolünün yasaklanması çağrısında bulunan ve nükleer enerjinin rolünden bahsetmeden Avrupa enerji sektörünün bağımsızlığını teşvik eden "Avrupa enerji pazarını yeniden gözden geçirme" planını onayladığını belirtmekte de fayda var.
Avrupa merkezli Business News dergisi karar hakkında; "Bu kararlar, yeşil hareketlerin Avrupa'nın karar alma politikası üzerindeki demirden kontrolünü yansıtıyor" dedi. Ayrıca, “Kararlar yeşil hareketlerin bölgenin ekonomik büyümesini yavaşlatma gündemini de yansıtıyor, zira öncelik karbondioksit salınımını azaltmaksa, nükleer enerji konusu etrafında dolanılmamalı” diye ekledi.
Ne var ki yeşil hareketlerin baskılarına rağmen, Fransa, Ukrayna savaşı nedeniyle, elektrik üretiminde nükleer enerji kullanımını yoğunlaştırmaya ve hatta komşu Avrupa ülkelerine ihraç etmeye girişti.
Ukrayna savaşının enerjiye olumsuz etkileri göz önüne alındığında, Avrupa Parlamentosu'nun "içten yanmalı motorlu" otomobil satışını yasaklama kararı almakta acele etmesi, Avrupa ülkelerinde enerji geçişi dönemi zorluklarını artıracak. İstatistikler, elektrikli otomobillerin şu anda Avrupa'daki toplam otomobillerin ancak yüzde 19'unu, ABD’de ise yüzde 5'ini oluşturduğunu gösteriyor. Bu büyük açığın önümüzdeki yıllarda kapatılıp kapatılamayacağı şüpheli ve bu nedenle 2035’e kadarki kısa süre içinde, Avrupa otomobil endüstrisi kendisini iki otomobil arasında kıyasıya bir rekabetin içinde bulacak; içten yanmalı ile devam mı edilmeli yoksa "elektrikli" mi satın alınmalı? Elektrikli otomobil sahipleri, şimdiden elektrik fiyatlarının benzine göre yüksek olmasından şikayet etmeye başladılar.
Elektrik fiyatlarının benzine göre yüksek olmasıyla ilgili artan şikayetler, elektrikli otomobile yönelik eleştiri dalgasını tetikledi. Ardından, sanayileşmiş ülkelerdeki birçok taraf, "Ne tür bir otomobil almak istediğine bırakın tüketici karar versin, bırakın pazar arz ve talep faktörlerine göre gelişsin" şeklinde sloganları dillendirmeye başladı.
Business News dergisi Avrupa’nın bu kararı ve yeşil hareketlerin rolü hakkındaki haberini şu başlıkla sonlandırdı; “Bu tür dostlarla Avrupa'nın düşmana ihtiyacı yok”. Dergi şu sonuca vardı; “Avrupa Parlamentosu'nun (içten yanmalı motorlu) otomobili yasaklama kararı, gelecekteki otomobilin türünü seçme konusunda teknik tarafsızlığını terk ederek,  ne Avrupa Topluluğu içinde ne de dünyanın geri kalanıyla serbest ticarete bağlı kalmayarak, Avrupa pazarının benimsediği yanlış yolun bir başka kanıtıdır.”