Cuma Bukleyb
TT

Libya, Batili ve karanlık tünel

Arap Baharı olarak bilinen devrimlerle ilgili diğer tecrübelerin aksine, Libya 17 Şubat Devrimi tecrübesi, 2011'deki başlangıcından bu yana ilgi alanları doğrultusunda yabancı güçlerin sürece dahil olması ve yerel oyuncuların küçük ve dar bir marja sıkışmakla yetinmesiyle ayırt edildi.
NATO hava operasyonuyla sürece müdahil oldu ve görevini tamamladığında sıra Birleşmiş Milletler'e (BM), onun genel sekreterlerine ve Libya elçilerine geldi. Elçilerin hepsi farklı milletlerden ve ABD’li Bayan Stephanie Williams dışında hepsi erkekti. Stephanie Williams, statükoyu korumak ve sürdürmek amacıyla iktidardakilerin sahada kurdukları tuzakların doğasını az çok anlamayı başardı.
Bayan Williams azim ve kararlılıkla bu engelleri aşmayı ve Libya'yı biri ülkenin batısında, diğeri doğusunda olmak üzere iki hükümete sahip olma ikileminden kurtaran bir Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) kurmayı başardı. Ancak rüzgâr hızla yön değiştirdi. Fiili güç tarafından dayatılan seçkinler, krizi ilk kareye döndürmeyi başardılar.
Şu anda Libya'da meşruiyet iddiasında olan iki hükümet var: Biri başkent Trablus'ta Sayın Abdulhamid ed-Dibeybe başkanlığında, diğeri ise Bingazi'de Sayın Fethi Başağa başkanlığında.
Dibeybe, parlamentonun güvenoyuna sahip değil ancak uluslararası toplum tarafından tanınmakta ve desteklenmekte.
Başağa ise parlamento tarafından güvenoyu aldı ancak uluslararası arenada tanınmamakta.
Mevcut BM Libya Özel Temsilcisi Senegalli diplomat Abdullah Batili, Libya krizinin çözümünün ancak parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasından, ülkenin geçersiz yapılardan arındırılmasından geçebileceğini ve bunun da sorumluları devre dışı bırakarak olacağını baştan anladı. Bu nedenle, geçtiğimiz ay BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) özel bir oturumunda Libya krizini tartışmak için inisiyatif aldı. Yaşananların sebebi olan siyasi elitleri ve oluşumları yok sayan, gençlerin ve kadınların temsil edileceği, birçok siyasi ve aşiret yelpazesinden oluşan bir yürütme kurulunun oluşturulacağı ve 2023'ün sonundan önce genel seçimlerin yapılmasına dayalı bir girişim önerdi.
Girişim, beklendiği gibi, Libya'da onu değiştirmeyi reddeden iktidardakiler tarafından benzeri görülmemiş bir düşmanlıkla ve halk arasında ise coşkuyla karşılandı. Ayrıca, başta ABD ve İngiltere olmak üzere BMGK üye devletlerinin çoğunun desteğini aldı.
Öte yandan Rusya, özellikle Temsilciler Meclisi (TM) ve Devlet Yüksek Konseyi'nin (DYK) geçtiğimiz günlerde seçimlerin yapılmasını garanti eden anayasal bir temelde anlaşmaya varmasının ardından Libya çözümünü desteklediğini ifade etti. Kabul edilmesi gereken gerçek şu ki, iki meclisin liderleri, aralarındaki en önemli ihtilaf olan cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılma hakkıyla ilgili ikilemi şu ana kadar çözebilmiş değiller. Zira TM, ordu mensuplarının ve çifte vatandaşların aday olma hakkı konusunda ısrar ederken, DYK çifte vatandaşların sonradan aldıkları ikinci vatandaşlıklarından vazgeçmeleri ve ordu mensuplarının adaylık başvurusunda bulunmadan önce görevlerinden istifa etmesi konusunda ısrar ediyor. Bununla kastedilen aslında Mareşal Halife Hafter'dir. ABD vatandaşlığına sahip olan Hafter, ordudan istifa etmeyi reddediyor ve aday olmakta ısrarcı davranıyor. Mareşal konusundaki ikilem çözülmedikçe herhangi bir cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmayacaktır. Onun ülkenin üçte ikisini kontrol ettiği göz önüne alındığında, Mareşal, aday listesinde olmadan cumhurbaşkanlığı seçimlerini yapmak imkânsız.
Bu nedenle Libyalı taraflar arasındaki diyalog yalanı artık kimsenin inanmadığı bir yalan. Çünkü Libyalılar daha önce de söylendiği gibi en baştan ötekileştirildi. Krizin tüm ipleri Arap, bölgesel ve Avrupalı ​​diğer ülkelerin eline geçti. Bu birinci noktaydı. İkincisi nokta ise, birbiriyle çatışan Libya taraflarının liderleri son yıllarda aynı meydanda dönüp duruyorlar. Genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması için her türlü girişimi erteliyor ve engelliyorlar. Çünkü bunun gerçekleşmesinin sahneyi tamamen terk edecekleri anlamına geldiğinin farkındalar.
Çıkmazdan çıkışın yolu, ancak Sayın Batili'nin önerdiği gibi, krize neden olan elitlerin önlerine koyduğu engelleri aşmayı ve seçimleri yapmakla görevli bir hükümet veya geçici bir yönetim kurulmasını başlatmayı içeren siyasi bir girişimden geçiyor. Bu öneri birkaç siyasi parti, Dibeybe hükümeti ve Başkanlık Konseyi tarafından memnuniyetle karşılandı. İki meclis ve Sayın Başağa'nın hükümeti, ülkenin seçim yapmak için herhangi bir siyasi girişime ihtiyacı olmadığı gerekçesiyle bunu reddediyor. Çünkü TM’nin takdirini ve güvenini kazanmış, görevini yapacak kapasitede bir hükümet var!
Sayın Batili'nin girişimi henüz bir iskelet ve iki ayak üzerinde durabilmesi için kana, yağa ve ete ihtiyacı var. Yani önerilen yönlendirme komitesi ve çalışma mekanizmalarına ilişkin tüm detayların eksiksiz olması gerekiyor. Bunu bir an önce bitirip BMGK'ye sunarak gerekli onay ve desteği alması bekleniyor. Sayın Batili bunu yapacak mı? Libya'yı karanlık tünelden gün ışığına çıkaracak mı?