Meşal Sudeyri
TT

Oruç size farz kılındı

Mübarek Ramazan Ayı’na yaklaşırken bu makaleye Kur'an-ı Kerim'de geçen şu mübarek ayet-i kerime ile giriş yapmak istiyorum:
“Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç yazıldı.”
Azim olan Allah ne güzel ne doğru söylemiştir.
Oruç tutmak, insanlık tarihinin ilk toplumlarında bile ruhsal ve fiziksel yenilenme çağrısı olarak çoğu din tarafından üzerinde hemfikir olunan bir erdem olmuştur. Oruç, insanların savaşlara gitmeden önce aradığı ve onunla kutsandığı bir erdemdi. Çünkü insanlar bazen felaketlerden ve kıtlıklardan kaçınmak için oruç tutuyorlardı. Tıpkı Amerika'nın yerli halkı gibi...
Bazı insanlar içinse oruç, yetişkinlik ritüellerinin bir parçasıdır. Oruç her yönüyle, psikolojik ve fiziksel saflığa giden bir yol olan, yücelik, özdenetim, doğruluk ve takva eylemleri arzusu ile eş anlamlı bir statüye sahiptir. Bu nedenle oruç, bazılarının ölüme ulaşıncaya kadar oruç tutmayı düşündüğü ölçüde kendini Allah'a yakın hissetmenin en kolay yoludur. Ölüme ulaşıncaya kadar oruç tutmak, Caynizm dini mensuplarının da yaptığı bir işlemdir. Bazıları öyle bir dereceye ulaşmıştır ki tedavi edilemez hale gelmiştir. Bu tür oruçlar onların inancına göre intihar sayılmaz.
İnsan öfke ve üzüntünün tesiriyle değil, zühd ile meydana geldiğinden günahlardan arınmak amacıyla, bedeni bütün arzulardan arındırmak için maddi olan her şeyden vazgeçmeye karar verir. Uzmanlar, özellikle Hindistan'da her yıl 200'den fazla kişinin, -bazılarının bunu suç sayması ve önleme çağrısı yapmasına rağmen- ‘Santhara’ adı verilen bir tür oruç dolayısıyla yaşamını yitirdiğini tahmin ediyor. Din adamlarından birinin dediği gibi, bu inancın taraftarları bunu bir erdem olarak görüyorlar.
Bazılarıysa ayın dört evresini takip eder. O günlerde oruç tutmak, her türlü işten de kaçınmayı gerektirir. Müstehcen sözler söylemek, şarkı söylemek, dans etmek ve makyaj yapmak da dahil olmak üzere dünyevi her türlü işten kaçınarak kendilerini meditasyona ve negatif enerjileri boşaltmaya adarlar. Bu nedenle Budizm dininin mensupları dört gün oruç tutarlar. Çünkü oruç tutmak her türlü işi yasaklar. Bu tür oruç, Yahudi yasasının Şabat gününde iş yapmayı yasaklamaya karar verdiği şeye benzer. Yahudilerin önceden bu özel günde yemeden ve içmeden kaçındıkları söylenir, ta ki mesele daha sonra Şabat günü sadece iş yapmaktan kaçınmakla sınırlanana kadar.
Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) “Kim inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır” hadisinden daha şerefli bir söz yoktur.