Vail Mehdi
TT

Suudi petrol bakanları dönemleri

Dr. İbrahim el-Muhanna, Suudi Arabistan ve Körfez petrol medyası dünyasındaki ve hatta OPEC düzeyindeki en önemli Suudi simalarından biridir. Kendisi, seksenlerin sonlarından 2017 yılında emekli olana kadar Suudi Arabistan Petrol Bakanlığı'nda görev yaptı. Görev süresi boyunca dört Suudi bakanla çalıştı. Bunlardan ilki Bakan Hişam Nazır, sonuncusu da Prens Abdulaziz bin Selman'dı. El-Muhanna ile ilişkim yıllar boyunca iyi olmadı. Çünkü ben bir gazeteciyken, o kendisini Suudi petrol bilgilerinin koruyucusu olarak görüyordu. Bazen Körfez'deki bir kaynak, bazen de bilgi sahibi bir kaynak adına medyaya konuşuyordu. Kim olduğu gibi bilgi almak için kapıları ve duvarları kırmak ister ki?
El-Muhanna bunca yıllık tecrübeden sonra, aldığı kararlarla petrol tarihini zenginleştiren bakanlar, krallar ve başbakanları olan petrol liderlerinden bahsettiği bir kitap yayınlamak istedi. Kitap ilginç, güzel ve bakanlarla yaşadığı dönemler hakkında büyük ölçüde şeffaflık, açıklık ve dürüstlük içeriyor. Kitabı okuduktan ve Eş-Şark TV kanalında (bu gazetenin kardeş medya kuruluşu) ‘Petrolün Ötesinde Podcast’te el-Muhanna'yı ağırladıktan sonra, el-Muhanna'nın bahsettiği kırk yıl ve bakanlar döngüsü hakkında bazı sonuçlara vardım. Suudi bakanların döngüsü, İbn Haldun'un bahsettiği devletler döngüsüne çok benziyor. Zor bir başlangıç ​​ve kuruluş, ardından zorluklardan sonra sakinlik ve istikrar, ardından bakanın görev süresinin bitişi yani çöküşü var.
El-Muhanna, Ahmed Zeki Yamani'den ve yıldızının nasıl hızla yükseldiğinden, ardından diğer bakanlara başvurmadan veya yanlış bilgilere dayanmadan karar vermede yahut bunları oluşturmada yalnız kaldığından bahsetti. Yamani'nin dönemi zordu. OPEC marjinal bir organizasyondu. Ancak hâkim olan siyasi durum ve İran ile Libya'daki petrol şirketlerini kamulaştırmaya yönelik adımlar nedeniyle örgüt, Yedi Kız Kardeş’in (uluslararası petrol şirketlerinin) karşısına çıkabilmiş ve haklarını alabilmişti. Altmışlı ve yetmişli yıllardaki o dönem, Yamani gibi siyasi zihniyete sahip bir petrol bakanına ihtiyaç duyuyordu. Petrol piyasası bir ekonomiye dönüştüğünde, el-Muhanna'nın ima ettiği gibi Yamani’nin buna ayak uyduramadığı görülüyor. Genel olarak Yamani'nin zaaflarından biri de kurduğu Petromin Şirketi’nin hedeflerine ulaşamamış olmasıydı. Bu durum onu zamanının pek çok bakanından uzaklaştırmıştı.
El-Muhanna'ya ve hakkında konuştuğum birçok kişiye göre Hişam Nazır farklıydı ve stratejik bir insandı. Ancak Yamani gibi medyaya yakın değildi. Nazır yıllarca yerinde kaldı. Ancak selefi Yamani gibi Aramco tarafından satın alınan Samarec Şirketi, sektörü yeniden yapılandırmak ve geliştirmek için devreye koyduğu birçok plana rağmen görev süresi boyunca kötü noktalardan biriydi.
Ali en-Naimi dönemi birçok proje ve yurtdışı açılımı ile tanınır. Ancak konuştuğum kişilere gelince; hiç kimse Naimi'nin petrol portföyünü devralmadan önce Planlama Bakanı olan Nazır kadar stratejik olduğundan bahsetmedi. Ancak Naimi medyaya yakındı ve OPEC'te müzakerelerde yüksek diplomatik yeteneklere sahipti.
Görünümün petrol üretiminden enerjiye daha geniş bir şekilde kaydığı ve OPEC'in Rusya ve diğer üreticilerle ittifakı nedeniyle geniş bir diplomatik ölçekte faaliyet göstermeye başladığı vizyon döneminde Halid el-Falih ve Prens Abdulaziz bakanlığı devraldı. El-Falih'in sorumluluklarını sanayiden enerjiye genişletmesi, görev yılları sırasında bakanlığın kapasitesinden fazlasını taşımasına neden oldu. Şimdi, Prens Abdulaziz bin Selman ile birlikte enerji dönüşümüne, hidrojene geçişe ve döngüsel karbon ekonomisine net bir şekilde odaklanılıyor. El-Falih ve Prens Abdulaziz'in her ikisi de medyayla ilişkilerde yüksek yeteneklere sahip ve bu, Suudi Arabistan enerji bakanlarının en belirgin özelliklerinden biri.
En son dikkatimizi çeken şey ise Suudi Arabistan'daki bakanların uzun bir görev sürelerinin olması. Bu nedenle, el-Muhanna'nın kitabında yaptığı gibi, değişmek ve yargılanmak için yeterli fırsatlara sahipler.