İstemi Yılmaz
TT

Kuzey Irak’ta saatler ‘Türkiye seçimine’ ayarlandı

Türkiye son yılların en kritik seçimine hazırlanıyor. Bunun klişe bir ifade olduğu sanılmasın. Bugün Fransız Le Monde’dan Amerikan CNN’e, İngiliz BBC’den Alman Die Welt’e kadar dünyanın pek çok saygın yayın organına göre 2023’ün dengeleri değiştirmesi beklenen 5 olayı arasında Türkiye’deki başkanlık seçimleri de gösteriliyor.
Elbette Batı’nın olduğu kadar Doğu’nun da gözü Türkiye’de gerçekleştirilecek cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde. Bahse konu ülke, komşu Irak. Ankara yönetimi bir süredir Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) içerisindeki aktörlerle gerginlik yaşıyor. Geride bıraktığımız haftada Dışişleri Bakanlığı, Türk hava sahasının Süleymaniye’de bulunan uluslararası havalimanından kalkan uçaklara kapatıldığını duyurdu. Söz konusu hamleden kısa bir süre önce de Türkiye’den bölgeye uçuşlar durdurulmuştu.
Gerginliğin muhatabı IKBY içerisinde Süleymaniye merkezli birkaç noktayı yöneten KYB. Partinin başında, Erbil’i ve bölgesel yönetimi idare eden Barzani’lerle rekabet halindeki Talabani ailesi bulunuyor. KYB’yi Ankara’nın radarına sokan ise Mart başında Duhok’ta yaşanan bir helikopter kazası.
Kuzey Irak’ta 15 Mart akşamı düşen helikopterde ölenler arasında biri üst düzey olmak üzere 9 PKK’lı yer alıyordu. Basında çıkan bilgilere göre helikopterin güzergahı KYB’nin üssü Süleymaniye’ydi. Hatta Ankara’ya yakın gazetecilerin iddiasına göre helikopteri örgüte tahsis eden de bizzat eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin oğlu Bafel Talabani, yani KYB’nin mevcut lideriydi. Üstelik hava trafiği Türkiye’yle yakın ilişkilere sahip Barzaniler’in bölgesinden geçmesine rağmen KDP’ye bilgi verilmemişti.
Türkiye bu iddiaların ardından hemen harekete geçti ve Süleymaniye üzerinden KYB abluka altına alındı. Ankara’nın hedefinde sadece KYB ve Talabani’ler var. KYB ile PKK arasındaki ilişki maddi değil tarihi de bir vakıa. Öyle ki bölgede zaman zaman KDP’ye bağlı Peşmergeleri hedef alan PKK’lı teröristler genelde KYB tarafından korunup kollanıyor.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın hafta içerisinde Anadolu Ajansı’na verdiği mülakatta kullandığı ifadeler Ankara vaziyetin farkında olduğunun kanıtı: “Özellikle Süleymaniye ayağında PKK'nın çok ciddi bir yapılanmasının olduğunu biliyoruz. Biz buna asla göz açtırmayacağız. PKK'nın, Süleymaniye'de veyahut başka bir yerde, Mahmur kampında olabilir, başka yerlerde olabilir nerede olursa olsun PKK'nın orada yuvalanmasına ve ülkemize karşı bir tehdit olmasına asla müsaade etmeyeceğiz.”
Peki bütün bu yaşananların seçimlerle ne ilgisi var?
Ankara’nın KYB’ye yönelik ablukası seçimlerden çıkacak neticeye göre artarak sürebilir veya tamamen kesilebilir. Nitekim Kuzey Irak’taki aktörler de bunun farkında. İran’ın Bağdat yönetimini kontrol etme arzusunun doğurduğu krizler ülkede yeni güç mücadelelerinin kapısını araladı. Bunlardan biri de hiç şüphesiz IKBY’deki KDP-KYB rekabeti.
Türkiye’de iktidar değişikliği yaşanmadığı senaryoda Ankara’nın İran’ı çevreleme stratejisi Süleymaniye hamlesi üzerinden devam edecek. Aksi bir tablodaysa KYB-KDP rekabeti bu sefer yeni yönetimi etkileme yarışına evrilerek bölgesel dengelerde ve Irak’ta kimin güç gösterisine girişeceğini belirleyecek.
Bununla birlikte tarafların tek bir hamlesi olduğu sanılmasın. Gerek KDP’nin gerekse de KYB, Türkiye seçimlerinde Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı içerisinde etki ajanlarına sahip.
Sonuç olarak Batı kadar Doğu’nun da ajandasında Türkiye seçimleri var. Kuzey Irak’ta saatler 14 Mayıs’ta çıkacak sonuçlara ayarlanmış vaziyette.