Süleyman Cevdet
Mısırlıaraştırmacı yazar
TT

Kuzeydeki mutluluk

Finlandiya, Dünya Mutluluk Raporu’nda altı yıl peş peşe birinci sırada yer aldı. Ancak gelecek seneye kadar bu durum değişebilir ve artık dünyanın en mutlu ülkesi olmayabilir.
Mart ayında yayınlanan rapor, ülkeleri vatandaşlarının mutluluk seviyesine göre sınıflandırdı ve Finlandiyalıları da rakipsiz olarak birinci sıraya yerleştirdi. Rapor, bu durumun arkasında birçok sebep olduğunu söylüyor. Buna göre her şeyden önce Finlandiyalılar, büyük oranda kendini ve düşüncelerini ifade etme özgürlüğüne sahipler. Sonra devletin sunduğu iyi bir sağlık hizmetinden faydalanıyorlar ve ortalama gelirleri de yüksek.
Bence Finlandiya vatandaşının mutluluğunu açıklayan bir başka sebep daha vardı: Aldığı ileri seviyede eğitim. Raporun sıraladığı sebepler arasında eğitimi aradım ama izine rastlamadım. Halbuki bu, mutluluk için ikna edici bir sebeptir. Yine de bu, ünlü mutluluk raporunun bir sonraki baskılarında eğitimin bir sebep olarak yer almasını beklememize engel değil.
Raporun güncel hali yayınlandıktan sonra Finlandiyalılar için sahnede yeni bir oyuncunun belirdiği bir sır değil. Bilindiği üzere ülkeleri, 4 Nisan’da NATO üyesi oldu.
Bu tarihten önce Finlandiya, NATO’dan da başka herhangi bir ittifaktan da uzaktı. Herhangi bir tarafla çekişmesi çatışması da yoktu. Haritada Kuzey Avrupa’nın en uzak noktasındaki konumun tadını çıkarıyor ve ne hayatında ne de komşu ülkelerle ilişkisinde herhangi bir sorun yaşıyordu. Bu komşu ülkelerin başında elbette Rusya geliyor. Zira Finlandiya, Rusya ile doğrudan sınırlara sahip ve bu sınırlar yaklaşık 1300 km uzunluğunda.
Haritaya bakınca Finlandiya’nın şekil olarak uzun bir ülke olduğunu ve Rusya’nın sağ omzunda uyuduğunu, yerinde sanki istirahat ediyormuş gibi uzandığını göreceksiniz. Bu, raporun gözlemlemediği bir başka mutluluk sebebi olabilir.
Genel olarak İskandinav vatandaşlarının mutluluğunu uzun zamandır duyuyoruz. Yani bu mutluluk, Finlandiya sınırlarında kalmayıp İsveç ve Norveç gibi diğer İskandinav ülkelerine de uzanıyor. Korkulan o ki bu ülkeler, ünlendikleri tarihî mutluluğa veda edip kendilerini, diğer dünya ülkelerinin tam merkezinde yer aldığı asrın kargaşaları içinde bulabilir.
Bu asrın sıkıntıları arasında Finlandiya’nın NATO adıyla tanınan Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü’ne üye olma gerekliliği hissetmesi de var. Bu, ekonomik veya siyasi bir ittifak falan değil, gerçek bir askerî ittifaktır ve üye ülkelere ayrıcalık kazandırdığı ölçüde sorumluluk da yükler.
Finlandiya’nın bu ittifaka 4 Nisan’da katılması tesadüf değildi. 1949 yılında, ittifakın kurulduğu tarih olduğu için bu gün özellikle tercih edildi. Katıldığının ilan edilmesinden sonra Finlandiya, 31’inci ülke olarak ittifak içerisindeki diğerleri gibi oldu. Yani önceden sahip olduğu ayrıcalığa artık sahip değil çünkü daha önce Rusya ile NATO arasında tarafsızdı. İki taraf arasında meydana gelen herhangi bir çekişmede taraf tutmuyordu ve mutluluğunu kesinlikle bu bağlamda buldu. Taraflılık halinden uzakta özgürlüğünü kullanıyor ve haliyle tavrıyla her birimize, kötülükten uzak durup sürekli şarkı söylememizi öğütleyen o meşhur şarkıyı tekrarlıyordu.
Finlandiyalılar, kötülükten uzak kalıp bunun yerine şarkı söyleyerek yaşadı. Gelgelelim Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş karşısında uzak durmaya çalıştıkları kötülüğün gelip kapılarını çaldığını hissettiler. Mevcut hadiseler bir yıldan daha uzun bir süre önce Ruslar ve Ukraynalılar arasında yaşandıysa, bir dahaki sefere onların topraklarında da yaşanabilir. İşte bu sebeple NATO’ya katılmak zorunda kaldılar. Çünkü oluşum, üye ülkelerin gölgesine sığındığı koruyucu bir şemsiyeye benziyor. Yani hamilikte Rusya benzersiz değil.
Elbette bu ansızın gerçekleşen üyelik, Finlandiyalı vatandaşın yüksek gelir ortalamasını, hükümetinin sunduğu kaliteli sağlık hizmetini, önceden günlerini geçirip kendisini mutlu eden şeyi bulduğu özgürlük alanını ya da geçmiş günlerdeki mutluluğun ardında yatan hiçbir şeyi etkilemeyecek.
Mutluluğun, Finlandiyalıların hayatında işaret edilen türde maddi sebepleri var. Ama maddi olmayan başka sebepleri de bulunuyor. Finlandiyalının hayatında bu maddi olmayan sebepler de mevcuttu ancak o, varlığını hissetmiyordu. Çünkü insan genelde kaybetmedikçe bir şeyin varlığını hissetmez.
İnsanın görmeyip de hissettiği şey huzur mu?... Olabilir, çünkü tarif edemezsin ama hayatında olup olmadığı hakkında konuşabilirsin.
Finlandiya’nın NATO’ya katılması, sadece hükümetinin resmî bir isteği değil, aynı zamanda vatandaşlarının de isteğiydi. Bununla birlikte ayın dördünden itibaren vatandaşları, bu tarihten öncesinin sonrakine benzemediğini fark edecek. İttifaka katılım, bundan önceki uzun yıllar ile ondan sonra yol boyunca gelecek olan ve kimsenin ne boyutunu ne şeklini bildiği yıllar arasında ayırt edici bir andır.
İskandinav ülkelerinin mutluluğu, Baltık Denizi kıyısındaki inzivasından ve Avrupa’nın içinde bulunduğu karmaşaya uzaklığından geliyordu. İskandinav ülkelerinin AB’ye üyeliği, onların inzivaya çekilmesine engel olmadığı gibi oradaki hayatın, Yaşlı Kıta’nın hayat şartlarından farklı özelliklere sahip olmasını da engellemedi.
Finlandiya katıldıysa İsveç de katılmak üzeredir. Türkiye’nin İsveçlilerin katılmasına yönelik muhalif tutumu, çok geçmeden azalacaktır. İşte o zaman İsveç hükümeti, NATO dışında kalınan günlerin sona erdiğini ve ittifakın herhangi bir ülkesi ile ister Rusya ister başkası arasında meydana gelen her türlü çekişmede bir taraf haline geldiğini anlayacak.
Rusya’dan, özellikle de onun Ukrayna’ya yönelik hareketinden duyulan korku, Finlandiya’yı NATO üyeliğine sevk etti. Halen kıyıda olsa da İsveç’i de harekete geçiren aynı korku. O halde soru şu:
Bu korku, sadece ittifaka katılıp üyelik almakla geçecek mi?
Hükümetler için resmî düzeyde ortadan kalkarsa vatandaşlar arasında da paralel olarak yok olur mu?...
Peki, halk düzeyinde ortadan kalkmazsa oradaki vatandaşlar, raporun altı yıl peş peşe gözlemlediği mutluluk halini kaybeder mi?
Şu andan itibaren bir sonraki rapora kadar beklememiz gerekiyor. O zaman Finlandiya’nın sıralamadaki yerini koruyup korumayacağını göreceğiz. Mutluluk kuşu, yedinci senede de Finlandiya semalarında uçmaya devam mı edecek yoksa yerini başka bir ülke mi alacak, anlaşılacak!
Finlandiyalılar, bir ay öncesine kadar en mutlu insanlardı, halen de öyleler. Bu durum, onların ve başkalarının mutluluğunu ölçüp sonuçları insanlara ilan eden küresel bir sertifikayla sabit. Bununla birlikte gelecek yıla kadar Finlandiya ve genel olarak İskandinavya ülkeleri vatandaşıyla birlikte göreceğiz. Zira mutluluk, iyi bir sağlık hizmetiyle, yüksek bir gelir ortalamasıyla ve geniş bir özgürlük alanında elde edilebilir. Ancak elle tutulur gözle görülür olmayan şeyler de mutluluk getirir.