Suudi Arabistan’dan Şeyh Salih el-Mugamisi’nin bir televizyon konuşmasında Allah’ın kendisi aracılığıyla yeni bir yenilikçi İslam mezhebi kuracağına dair çağrısı veya temennisi, bu aralar bir grup insanı meşgul etti.
Mugamisi bazen konuk bazen tek konuşmacı olduğu televizyon programlarında, Medine-i Münevvere’deki Kuba Mescidi’nde Kur’an-ı Kerim’in kıyısında, sonra da Twitter ve diğerlerinde verdiği vaazlarla tanınmış bir tebliğ ‘yıldızı’dır.
Bu adam bugün altmış yaşında. Medine’deki tarihî Kuba Mescidi’nde imam-hatipti. Şefkatli ve biraz da hüzün veren ifadelerle şekillenen bir vaaz üslubu var. Ayrıca Arap edebiyatına, Şair Şevki’nin şiirine ve erken dönem klasiklerine de özel bir ilgisi mevcut. Bazıları, onun vaaz kürsüsündeki tarzını, ‘edebiyatçı’ Şeyh eş-Şa’ravi’nin tarzına benzetmiş olabilir. Bu konuda, vefatı bizi üzen Suudi Arabistanlı meslektaşımız merhum Ömer el-Madvahi’nin Mugamisi hakkında yazdığı güzel bir gazete yazısını hatırlıyorum.
Bu başka bir şeydir; Mugamisi’nin “kendi eliyle” yeni bir mezhep kurma çağrısı tamamen başka şey. Tartışmanın düğüm noktası burası.
Öncelikle, yeni Riyad’a doğru giderken yenilenmeye, gelişmeye, araştırmaya ve zihin yolculuklarında bakir yollara öncülük etmeye yönelik hiçbir itirazım yok.
Aynı şekilde ‘tecdid (yenilikçilik)’ ilkesi de kadim eserlerin teşvik ettiği erdemli bir ilkedir. Hatta Müslüman alimlerin çoğu müceddid (yenilikçi) olarak tarif edilmiştir. Allah’ın her yüzyılın başında bu ümmete dinî işlerini yenileyecek bir müceddid göndereceğine dair meşhur hadis-i şerifi de unutmayalım. Bu, eski ve yeni zamanlarda kalemlerde ve dillerde dolaşan bir hadistir. Hatta hicri 911 yılında vefat eden ünlü Mısırlı yazar Celal es-Süyuti’nin ‘Bu Ümmet İçin Dini Yenileyen Kişinin Büyük Faydaları’ adlı kayıp bir eseri mevcut. Ayrıca müceddidlerin isimlerini saydığı ‘Tuhfetü’l-Mühtedîn fî Beyân-i Esmâi’l-Müceddidîn2 adlı bir manzumesi de var. Yümna Tarif el-Huli’nin, aydınlanmacı Mısırlı alim Şeyh Emin el-Huli (öl. 1966) hakkında yazdığı kitapta belirttiğine göre Şeyh el-Huli’nin ‘İslam’daki Müceddidler’ adlı meşhur bir kitabı bulunuyor. Araştırmacı Yümna Tarif, dikkatimizi Şeyh el-Huli’nin şu meşhur ifadesine çekiyor:
“Yenilenme ilk önce eskiyi anlayış, araştırma ve inceleme bakımından öldürmektir (…) Ama müceddid, belirsiz bir yenilenme arzusuyla, geçmişi bilmeden ve onu yok sayarak ilerliyor ve yıkıyor, tahrip ediyor, değersizleştiriyor ve alay ediyorsa o zaman bu -şerrinden korunun- israftır, yenilenme değil.”
Yenilenme aslında bitti mi? Yenilenmenin özellikle gerekli olduğu alan nedir? Büyük dinî akademilerinin ve ekollerin fıkıhçıları tüp bebek, organ bağışı gibi ‘içtihat meselelerini’, hatta milliyetçilik, uluslararası ilişkiler gibi yeni kavramların fıkha ve şeriata uygunluğunu tartışmayı bıraktı mı?
İslamcı aktivistler, yenilenme bahanesiyle dini ‘hareket ettirmek’ ve siyasileştirmek için tecdid kapısından mı girdiler?
Bunlar -ya da bazıları-, Mugamisi’nin kopardığı son gürültüden daha önemli ve sorulmayı hak eden sorulardır.
TT
Mugamisi mezhebi ve yenilenme düşünceleri
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة