Tarık Alhomayed
Suudi yazar. Şarku'l Avsat eski genel yayın yönetmeni
TT

İran ve gergin ip

İngiltere, Fransa ve Almanya’nın Tahran’ın nükleer silah üretmek için gerekli uranyum zenginleştirme oranına ulaşması durumunda, BM yaptırımlarının yeniden uygulanması konusunu gündeme getireceklerine dair İran’a yönelik tehditlerinin ifşa edilmesiyle, İran'ın nükleer programı krizinin "ısınması" olasılığından yeniden bahsedilmeye başlandı.

Reuters'in siyasi bir analizinin satır aralarında naklettiği bu duyurunun ilginç yanı, Avrupa'nın İran'a bu mesajı aslında geçen yıl iletmesi ama şu ana kadar duyurulmamış olması. Reuters bunu, ABD yönetiminin şu anda karşı karşıya kalabileceği meydan okumalara dair bir analizinde yayınladı.

Analizde, Ukrayna'daki savaşta çabaları ve ittifakları güçlendirme, Çin ile yüzleşme arzusu kapsamında “Beyaz Saray’da bazı yardımcıları İran'ı Başkanın ilgi alanından uzaklaştırmayı tercih edebilirler, ancak yetkililer ve analistler bunun sahip olmadıkları bir lüks olduğunu söylüyorlar” denildi.

Analizde, adını vermek istemeyen Batılı bir diplomatın şu sözleri aktarıldı: "Ukrayna ve Rusya ile meşguller ve şu anda başka bir cephe açmak istemiyorlar. Bu yüzden İran’ın uranyum zenginleştirmekte yüzde 90 saflık oranına ulaşmasını önlemek için ellerinden gelen her şeyi yapmak istiyorlar.”

Buradaki soru şu; analiz neden şimdi nükleer program dosyasının tekrar ısınabileceğini söylüyor? Ajans neden şimdi analizinde daha önce açıklanmamış bir bilgiyi, üç Avrupa ülkesi dışişleri bakanlarının İran'a yaptırımları yeniden uygulama tehdidinde bulunan bir mesaj gönderdikleri bilgisini kullandı?

Kesin olan şu ki, ABD şu anda İran nükleer dosyasında bazı hamlelerde bulunuyor. Bilgi sahibi kaynaklardan duyduğuma göre Washington gecikmeden, bölgedeki bazı müttefiklerine İran'ın nükleer eşiğe ulaşma kapasitesinden duyduğu endişeyi açıklamış.

Kaynaklar, her zamanki arabulucu Körfez ülkesi aracılığıyla bazı hamleler yapılsa da Washington'ın artık yeni bir müzakere turu başlatmak konusunda isteksiz olduğunu, ayrıca bilhassa İsrail’in baskısıyla Tahran'a askeri çözümün dışlanmadığına dair net bir mesaj gönderildiğini belirtiyorlar.

İki gün önce ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü'nün bir konferansında yaptığı konuşmada, ülkesinin, "İran'ın nükleer silah sahibi olmamasını sağlamak için gerekli önlemleri almayı" taahhüt etmekle birlikte, İran'ın nükleer programına hâlâ diplomatik bir çözüm aradığını söyledi. Sullivan, "Nihayetinde temel sınavımız şu olacak: İran'ın nükleer silah sahibi olmaması. İran’ın bugün nükleer silahı yok ve sonra da olmayacak” diye ekledi. Ülkesinin İran'ı caydırmak için İsrail dahil olmak üzere müttefikleriyle birlikte çalıştığına işaret etti.

ABD ve müttefiklerinin, tanınmış ABD büyükelçisi Dennis Ross'un "gergin ip üzerinde yürümek" olarak tanımladığı şeyi nasıl yapacakları belli değil. Reuters'in Ross’dan aktardığına göre, ABD yönetimi harekete geçmezse gerçek sonuçlarla karşı karşıya kalacak.

Ross, "İranlıları aldıkları risklerin tehlikesi konusunda ikna etmek için yeterince çaba gösterilmezse, bir noktada kriz yaşanacak çünkü yüzde 90 oranına ulaşacaklar" dedi. Bu ise bölgeyi ateşe verecek askeri bir çatışmayı veya nükleer silahlanma yarışını daha da yakınlaştıracak.

Özetle, İran nükleer dosyasında medyadan uzak hareketlenmeler, gerçek mesajlar ve öyle görünüyor ki, Ross'un dediği gibi, gerçekten “gergin bir ip” üzerinde yürüme var.