Fayez Sara
Suriyeli gazeteci-yazar
TT

Acı ve sıkıntıdan doğan umut

Arap dünyasının acımasız gerçekleri ve sıra dışı görünen hareketlerin son on yılının sonuçlarını düşünürsek, politikaları ve sıkıntılarıyla şu anda sıra dışı görünen bir Arap hareketliliği yaşanıyor. İster Arap durumunun genel gerçekliğinde isterse çoğu ülkenin iç gerçekliğinde olsun bazı ülkelerinin çoğunun başına sıkıntılar, felaketler geldi. Bazılarının sakinlerini ise insanın katlanamayacağı koşullarda yaşamak zorunda bıraktı.

Bazı Arap ülkelerinde yaşanan hareketlilik devam ediyor ve bu ülkelerin adımları arzu edilene göre hâlâ mütevazı olsa da temel Arap ihtiyaçlarına değiniyor. Bu ihtiyaçların en belirgini Arapların durumlarını ve ilişkilerini yeniden düzenlemektir. Söz konusu ilişkiler iki düzeylidir; birincisi bölgesel ve uluslararası düzeyde üçüncü ülkelerle ilişkiler, ikincisi, Arap ülkelerini toplu olarak veya bir ya da daha fazla ikili ilişki yoluyla birbirine bağlayan karşılıklı ilişkilerin düzenlenmesidir.

İki düzeyde de ilişkilerin düzenlenmesi, Arap aksiyonunun özünü, ilişkileri geliştirme ve sorunları sıfırlama temelinde herkesle iletişim kurmanın oluşturduğu yeni politikalar benimsemesini gerektiriyor. Arap aksiyonu, çözümü zor olanı ortak çözüm arayışı veya problemi parçalara ayırma temeline oturtmalı ve bu parçalara çözüm bulmalı. Sorunları sıfırlamaya, özellikle insan ve mal geçişini iyileştirmek için ülkeler arasında karşılıklı açılıma dayanan bir yaklaşım da eklenmeli. Bu, en azından mevcut potansiyelden ve kapasiteden yararlanarak, ülkelerin ve halkların doğrudan ve karşılıklı çıkarlarının karşılanmasını sağlayacaktır.

İlişkileri güçlendirmek için karşılıklı maddi çıkarlara güvenmek, Arapların başkalarıyla ve kendi aralarındaki ilişkilerini güçlendiren ve geliştiren kültür ve medeniyet ortaklıklarını göz ardı etmek anlamına gelmiyor. Zira kültür ve medeniyet ortaklığı bu günlerde, insanları bir araya getiren ve çok kırılgan bir dünyada ciddi sorunları çözmeye kanatlarını sonuna kadar açan yakınlaşma ve etkileşim kapılarından biri haline geldi.

Arap aksiyonuna genel bir bakış, Arap ilişkileri haritasında görünmeye başlayan ve şüphesiz Arap gerçekliğinin olumsuz yönlerine özel olarak odaklanmayı gerektiren bazı değişkenleri gösteriyor. Bu olumsuzlukların bazıları son 10 yılda güçlendi ve ertelenemeyecek, ciddi çözümler gerektiren olgulara dönüştü. Bunların ilki, Arap Baharı devrimlerinin nedenleri arasında yer alan güvenlik baskısı ve bundan kaynaklanan korkular, özgürlüklerin bastırılması ve insan hakları ihlalleridir. İkincisi, devrimlerin çeşitli Arap ülkelerinde bölgesel ve küresel müdahalelerin karıştığı şiddetli iç çatışmalara dönüşmesinin sonuçlarıdır. İç çatışmalar milyonlarca insanı yerinden etti ve göç etmeye zorladı. Arap ülkeleri, mülteci ve göçmen ihraç edenler ve karşılayabildikleri kadar göçmen ve mülteci karşılayanlar şeklinde ikiye bölündüler. Bu durum, varlıklı ülkeler de dahil olmak üzere çoğu ülkede yoksulluğun, ekonomik ve sosyal sorunların artmasına katkıda bulundu. Bir yanda radikal ve terör örgütlerinin faaliyetlerinden daha az da olsa etkilenen, diğer yanda son olarak Sudan’ın katıldığı Suriye, Irak, Yemen ve Libya gibi ülkeleri kasıp kavuran silahlı çatışmaların etkilediği ülkeler.

Yukarıdaki gerçekler bir şekilde Arap aksiyonunun ve müdahalelerinin gözünden kaçmıyor. Bu nedenle özgürlüklere sınırlı bir açılım, hak ihlallerini sınırlama, silahlı çatışmaları durdurmaya ve siyasi çözümlere ulaşmaya yönelik girişimler, kalkınma politikaları ve acil ihtiyaçları karşılama yoluyla sorun ve zorluklarla başa çıkma çabası bulunuyor. Suriye’nin ev sahipliği yaptığı Captagon hapı üretimi ve ihracı saldırısına karşı Arap dayanışması, yalnızca sorunla değil, aynı zamanda dolaylı olarak arka planla da mücadele eden Arap aksiyonunun canlı bir örneği olabilir.

Durum daha kötüye giderken Arap aksiyonuna yönelik bakışımızın iyimser olduğunu söyleyenler olabilir. Öncelikle durumun daha kötüye gittiği düşüncesi inkâr edilebilir, çünkü daha da kötüye gitmek yazılı bir kader değil, aksine Araplar arzu eder ve değişim sürecine dahil olurlarsa bunu değiştirebilirler. İyimser olmamıza gelince bu kısmen onaylanabilir, çünkü aksiyon henüz başlangıç ​​aşamasında ve bilhassa seçeneklerinin zor olduğu, büyük iç ve dış meydan okumalarla karşılaşacağı göz önüne alındığında, ona taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemeye hakkımız yoktur. Ancak irade ve çalışma ile hedef ve gayelere ulaşılabilir. Araplar çok acı çekti ve artık acılardan kurtulmalarının zamanı geldi.