Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Suudi Arabistan sakinleri ile ‘ed-Diriye’ sakinleri!

Suudi İstatistik Kurumu, yakın zamanda nüfus anketlerinin sonuçlarını açıkladı ve ‘tama yakın’ ölçüde doğru ve yeni veriler ortaya koydu.

Suudi İstatistik Kurumu’nun rakamlarına göre nüfus, 32,1 milyonu geçti. Bunların 18,8 milyonu Suudi vatandaşı. Suudi olmayanların sayısı ise 13,4 milyon.

Suudi vatandaşların oranı yüzde 58,.4 iken vatandaş olmayıp Suudi Arabistan’da yaşayanların oranı ise toplam nüfusun yüzde 41,6’sını oluşturuyor.

Dikkate değer bir diğer gösterge de Suudi toplumunun canlılığı. Şöyle ki istatistiklere göre Suudi Arabistan nüfusunun yaş ortalaması 29. Bu da ülkedeki genç nüfus yapısını ortaya koyarak Krallığı dünyanın en genç ülkelerinden biri haline getiriyor. Suudi Arabistan’da nüfusun yüzde 63’ü 30 yaşın altında.

Bu, birçok kalkınma, eğitim-öğretim, kültür ve tümüyle gelecek planına temel oluşturan bir orandır. Bu oran, Suudi toplumunun kalıcı olarak yenilenmesi konusunda iyimserlik telkin eden bir oran olmakla birlikte Suudi planının omuzlarına ağır bir yük de bindiriyor. Zira bu yeni genç neslin kendiliğinden oluşan gerçek ulusal kimliğin cevherlerini kazanmasını sağlamalı ki gemilerinin pusulasını kaybetmeden dünyanın derin sularında yüzebilsinler. Bu, vallahi de billahi de en önemli meseledir!

Ancak benim üzerinde durmak istediğim rakam, Suudi olmayanların oranı. Suudi Arabistan, mesela Körfez ülkelerine kıyasla, vatandaşlarının mevcut sakinlerine oranı bakımından en yüksek ülke olsa da Suudi olmayanların oranı yine de çok yüksek.

Suudi Arabistan’dakilerin yüzde 41,6’sı Suudi değil. Bu iyiye işaret mi?

Twitter ve diğerler platformlardaki paylaşımları takip edenler görecektir ki onların gözünde bu rakam, vatanperverliğin ve vatanın saflığı ile tüm dünya toplumlarında bazılarının takıntılı olduğu arılık için bir felakettir.

Ama kalkınma, iletişim ve güven gözüyle bakanlar bunu iyi bir rakam olarak görüyor. Belki de bizi bundan daha fazlası bekliyor. Şarku’l Avsat gazetesinin bir haberinden öğrendiğimiz üzere Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın geçen yılın ortalarında belirttiğine göre Suudi Arabistan, 2030 yılına kadar nüfusunu, ‘yarısı’ Suudi olmak üzere 50 ila 60 milyona çıkarmak istiyor. 

Bu konuda endişe duyanlar büyük resme bakmalıdır. Yani insanların ülkenizde yaşamak için akın akın gelmesi veya oradan çokça geçmesi, modelinizin çekiciliğine dair sağlıklı bir işarettir. Ne diyor yetenekli şair Beşşar bin Burd:

“Kuş, muhabbetin saçıldığı ve cömertlerin yuvalandığı yere konar!”

Söz uzar gider. Ama ‘güzel’ maziye yaslanmakla yetinen kişiyi o mazide bırakacağız.

1818 yılında, ed-Diriye’deki ilk Suudi devletinin son zamanlarında yaşayan Necdli tarihçi Osman bin Bişr, ‘Unvânü’l-Mecd’ adlı kitabında ed-Diriye’nin büyüklüğünü şöyle tarif ediyor:

“Bu belde, ülkenin en güçlüsüydü… Halkının gücü, nüfusunun ve malının çokluğu hesaba sığmaz. Durumlarını, ed-Diriye’deki ilerlemelerini, at ve Umman develeri alaylarında geri gelmelerini, halkının aralarında yolculuk edenlerden ve bir kitaba sığmayan ülkelerin insanlarından gelen her cinsten mala sahip olduklarını anlatmaya kalksam müthiş bir şey görürdünüz. Mevsiminde beldenin içinde ufuklardan, Yemen’den, Tihame’den, Hicaz’dan, Umman’dan, Bahreyn’den, Badiyetü’ş-Şam’dan (Suriye Çölü’nden), Irak’tan ve kendi şehirlerinden insanlar eksik olmazdı. Sayması uzun sürecek diğer yerlerden insanlar da gelir ve oraya yerleşirdi. Ama orada evler nadiren satılırdı.”

Cazibeniz ve içeri ile dışarı, eski ile yeni, yaşlı ile genç arasında denge kurma becerinizle güçlü olursunuz.