İki haftadan daha kısa bir süre önce, komik ve gerçek dışı bir şekilde olsa da, kara, deniz ve hava teknolojileri alanlarında dahi çocuk Elon Musk ile bilgi devi Meta’nın adamı Mark Zuckerberg arasında dövüş, boks veya herhangi bir türde bir kafes dövüşünden söz ediliyordu.
Birdenbire ve hiçbir giriş yapılmadan dövüş, kafesten uçsuz bucaksız, geniş dünyaya, aynı anda heyecan verici ve tehlikeli sosyal medya araçlarının birkaç milyara ulaşan abone sayısında aslan payını kazanmaya yönelik şiddetli bir savaş aşamasına taşınmış gibi görünüyor. Meta’nın, Facebook, Instagram ve WhatsApp uygulamalarını kullanan 3 milyar abonesi bulunuyor. Şirket geçen yıl 117 milyar dolar kâr elde etti.
Karşı tarafta Twitter'ı satın almak için heyecan verici ve belki de gizemli bir anlaşma ile yaklaşık 44 milyar dolar ödeyen Elon Musk'ı buluyoruz. Twitter’ın 2021 yılında 5 milyar doları bulan kârı gerileyerek geçen yıl 4.14 milyar dolar olarak kaydedildi.
Bu alanda çatışma, Mark Zuckerberg'in Threads adını verdiği, özel özelliklere sahip yeni bir dijital platform kurduğunu duyurmasıyla patlak verdi.
Platform, lansmanının yapılmasının ardından ilk 5 günde 1 milyon kez indirilen “ChatGPT” sohbet robotunu beklenmedik bir şekilde kolayca geride bıraktı. Lansmanından yaklaşık bir hafta sonra hızla kendisine katılanların sayısı 100 milyona yaklaştı.
Özel teknik meselelerden uzakta, soru şu: "Bu, bir bilgi savaşı zamanı mı ve Zuckerberg'i dolandırıcılık ve taklitle suçlanan platformunu lanse etmeye iten sebep nedir?"
Bu satırlardaki fikrin derinliğine girmeden önce, Meta şirketinin tabiri caizse “uluslararası bilişim” bağlamında nerelere ulaştığına dair Amerikan Wall Street Journal” gazetesi tarafından yayınlananları yeniden okumamız gerekebilir.
Bahsettiğimiz Meta, eğer bir Facebook veya Instagram kullanıcısıysanız, yıllar boyunca hakkınızda büyük miktarda veri biriktirmiş demektir. Peki, bu durumda Threads, Meta’nın daha önce topladıklarının kapasitesini aşan yeni bir uygulama mı?
Kısaca Threads, kullanıcılarının, ister satın alma ister tarama verileri olsun erişilebilen tüm verilerini, ırk, cinsel yönelim, hamilelik durumu, din, biyometrik veriler (parmak izi - göz ve yüz tarama) gibi hassas bilgilerini Apple aracılığıyla topluyor.
Threads, abonelerinin satın alma geçmişlerini, finansal verilerini, fiziksel adres, e-posta, ad ve telefon numarası gibi iletişim bilgilerini, fotoğraf ve videolarını topluyor.
Buna ek olarak platform, kullanıcının cihazındaki fotoğraflar ve ses kayıtları dahil her şeye erişiyor.
İnsanlık yolunda Threads nasıl bir bilgi canavarına benziyor? Kendisi dünyanın yeni yöneticilerinin bir aracı mı?
2004 yılında Avustralyalı yazar ve gazeteci John Pleasure, “Dünyanın yeni hükümdarları” adlı ünlü kitabını yayınladı. Kitapta büyük ülkelerin mevcut dünyayı kontrol etmek için kullandıkları hegemonya ve nüfuz planlarından ve hedeflerinden bahsediyordu.
Pleasure, büyük ölçüde dünyadaki doğal kaynaklar üzerinde durdu ve Amerika Birleşik Devletleri’nden bilhassa bahsetti. ABD’nin nüfusu dünya nüfusunun sadece yüzde 6'sını oluştururken, küresel servetin yarısına nasıl sahip olduğunu açıkladı. Zenginliği ile gücünün her şeyden önce finansal olarak kendisi ile dünya arasındaki uçurumu kasten geniş bırakma nedeni olduğunu vurguladı.
Bugün, tahakküm araçlarında, neredeyse gerçek üretim dünyasından, tıklanma sahiplerinin yeni efendiler olduğu dijital bilgi çemberine doğru bir geçiş hissediliyor.
Tarih boyunca, dünyayı fethetme hızı ve kapsamı açısından sosyal medya platformlarının bir eşi benzerinin görülmemesi ilginç görünüyor.
Bilim insanlarının telgrafı icat etmeleri iki nesil sürdü. ABD hükümetine bağlı laboratuvarlar, interneti icat etmek için onlarca yıl çalışmaya devam etti
Sosyal medya ise bilim kurgu masallarının ve bazı sosyal bilimcilerin tahminlerinin ötesinde, göz açıp kapayıncaya kadar yoktan var oldular ve dikkat çektiler.
Komplo teorilerinden uzakta son dönemde, çatışma ve bilgi savaşı arenasında gündeme gelen sorulardan biri de şu: Musk ve Zuckerberg dijital dünyanın asıl sahipleri mi yoksa derin Amerikan devletinin görünmez elleri, izleyenler bunu iki kişi arasındaki bir savaş zannederken onları gizli amaçlar için mi kullanıyor?
Phil Elden Robinson tarafından yönetilen 1992 yapımı "Sneakers" (Şifreciler) filmine geri döndüğümüzde, hükümetin liderlerine şantaj yapmasının ardından safça gizli bir hükümet operasyonuna dahil olan bir güvenlik uzmanları ekibinin etrafında dönen olayları izleriz.
Filmin kahramanlarından biri ve dünyaca ünlü aktör Ben Kingsley'nin canlandırdığı Cosmo ile ünlü Amerikalı aktör Robert Redford’un canlandırdığı Martin adındaki filmin bir diğer kahramanı arasındaki diyalog sırasında, birincisi ikinciye şöyle der: Dışarıda bir savaş var dostum, bir dünya savaşı var. Kimin daha fazla kurşunu olduğuyla değil, bilgiyi kimin kontrol ettiğiyle ilgilenen bir savaş. Gördüklerimiz, duyduklarımız, çalışma şeklimiz, düşünme şeklimiz… Hepsi bilgi etrafında dönüyor.”
Çevremizde olup bitenler, mevcut ve gelecekteki zihinleri manipüle etme sürecinin yolunu döşeyen bilgi kontrolünün bir parçası mı?
Eğitim ve medya alanında büyük etkisi olan teorilerin sahibi ve öncü eğitimci Brezilyalı Paulo Freire, insan zihnini yanıltmanın, bilgiyi gizli baskı araçları olarak kullanmak suretiyle yapıldığını, bunların kitleleri kendi amaçlarına boyun eğdirmek için küresel seçkinlerin başvurdukları en önemli araçlar olduğunu üstüne basa basa söylüyor.
Zuckerberg’in, Facebook'un tasarımında ufak bir değişiklik yapması halinde, milyonlarca kullanıcının bundan etkilenecek olması, Meta ve araçlarını insanlık tarihindeki en geniş kolektif deneylerden biri haline getiriyor.
Zuckerberg ve Musk arasında yaşananlar bir yazılım çatışmasının ötesinde. Amerikan rahminde yeniden engin bilişim Mega aracılığıyla kitleleri yönlendiren veya yanıltan meta-küresel bir toplumsal sistemin yaratılmasını garanti eden başka bir dünya doğuyor.
Threads tıklamalar savaşı aracılığıyla doğan yeni efendiler ve imparatorlar sürecinin başlangıcıdır.