Afrika'da kaybolduğu gibi geri dönüp yenilenen bir sahne vardır. Çarşamba günü Nijer'in başkenti Niamey, renkli askeri üniformalı figürlerin yer aldığı, zamanın devrelerinin iç içe geçtiği bir tiyatroya uyandı. Sanki ülkenin ilk cumhurbaşkanı Hamani Diori mezarından kalkıp başkanlık sarayında oturmuş, muhafızlarının onu koltuğundan çekip aldıklarını görüyormuş gibiydi. Nijer’de çarşamba günü başkanı korumak ve rejimini savunmak için kurulmuş Cumhurbaşkanlığı Muhafız Kuvvetleri, Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum’u cumhurbaşkanlığı sarayında tutukladılar.
Ülkeye sessiz gizem hâkim oldu. Ülke halkı ilk başta haberlerden etkilenmedi. Adil ve dürüst olduğuna herkesin şahit olduğu, seçimlerle iktidara gelen bir cumhurbaşkanı olduğu için devlet liderleri ve bakanlar Cumhurbaşkanı Bazoum’u arayarak onunla dayanışma içinde olduklarını ilettiler. Nijer’deki askeri-politik tiyatro, bölgesel ve uluslararası bir olay haline geldi. Afrika Birliği, Avrupa Birliği, Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) ve onlarca ülke Cumhurbaşkanı Bazoum ile dayanışma içinde olduklarını deklare edip, yarı sessiz askeri kalkışmayı kınadılar. Gece geç saatlerde bir grup subay devlet televizyonuna çıkarak Birinci Bildiri’yi okudular. Bildiri, her askeri darbe bildirisinde eksik olmayan aynı basmakalıp ifadeleri içeriyordu; cumhurbaşkanı görevden alınmıştır ve ülkeyi yönetecek bir askeri cunta kurulmuştur. Gerekçeler de her zaman ve her yerde orduların bildirilerinde ileri sürdüğü gerekçelerle aynıydı; kötüleşen ekonomik, güvenlik ve sosyal koşullar.
Nijer'de yaşananlar, yurtiçinde ve yurtdışında birçok kişi tarafından tahmin ediliyordu. Nijer, Fransızların ve aslında Batılıların Afrika'nın Sahel bölgesindeki varlığı tespihindeki son boncuktur. Bundan önce Fransa, ülkelerinin Fransa ile ilişkilerini dondurmuş ve kapılarını Rus varlığına açmış askeri darbeler sonucunda hem Mali'de hem de Burkina Faso'daki varlığını kaybetmişti. Nijer Devlet Başkanı Muhammed Bazoum, bu iki ülkedeki Rus varlığına karşı sesini yükselterek hedef almış, bazı Afrika ülkelerindeki Rus “Wagner” güçlerinin varlığının Rus devleti için bir Truva atı olduğunu söylemişti.
Nijer dünyanın en fakir ülkelerinden biri. Kuraklık ve ülke genelindeki aşırılık yanlısı grupların varlığı nedeniyle yoksulluk çekiyor. Kuzey Afrika üzerinden Avrupa'ya yönelik düzensiz göç için bir kaynak ve geçiş noktası. Burada Fransa, Avrupa ve uluslararası güçlerin askeri varlığı bulunuyor. Ama yoksulluğun hâkim olduğu, askeri darbelerin çok sevdiği bu memlekette gözler, ayaklar, kuvvetler ve dış müdahaleler eksik olmuyor. Nijer, küresel uranyum rezervinin üçte birine ev sahipliği yapıyor ve Fransa, elektrik enerjisinin üretiminde bu rezerve güveniyor.
Afrika'daki askeri darbeler, geçen yüzyılın altmışlı yıllarının başından itibaren Fransa'dan bağımsızlığını kazanma dalgasıyla sevinen halkların umutlarını paramparça etti. Bağımsız devletlerin yönetimini devralan liderlerin çoğu, bağımsızlık için savaşan ya da siyaset yapan direnişçilerdi. Bilgelik ve dürüstlükleriyle öne çıkıyorlardı. Milli orduların inşası, bayrak ve milli marşın yanı sıra bağımsızlığı somutlaştıran ve vurgulayan üçüncü işaretti. Ancak bu oluşum, çoğu kez, özgürlük ve ilerleme hayalinin gövdesini vuran bir silahlı negatif güçtü.
Niamey'in yeni subaylarının devlet televizyonunda görünmesi, iktidarı devraldıklarını duyurmaları ve Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum’u görevden aldıklarını açıklamaları ile birlikte haberler büyüdü, sesler yükseldi ve tahminler değişti. Diğer ordu birliklerinin Cumhurbaşkanlığı Muhafızlarının darbe girişimine karşı tutumu nedir? ECOWAS örgütünün sahadaki tepkisi ne olacak? Darbeyi engellemek ve Cumhurbaşkanı Bazoum’u yeniden iktidara getirmek için kuvvetlerini Niamey'e mi gönderecek? Ülkede büyük bir askeri güce sahip olan Fransa'nın tutumu nedir? Ama hem içeride hem de dışarıda olanlara göre en önemli konu, siyasi, askeri ve ekonomik geleceğin ekseninin ve itki gücünün ne olacağı, başkanlık sarayına gelenlerin hangi yöne Batı’ya mı yoksa Rusya’ya mı yönelecekleri? Atlantik Okyanusu'ndan Afrika Boynuzu'na kadar uzanan Afrika coğrafi kuşağı, kapsamlı ve tırmanan bir çalkantı içinde bulunuyor. Bölge, Wagner güçleri aracılığıyla o bölgede askeri, güvenlik ve ekonomik varlık sağlamayı başaran Rusya ile Batı arasında bir savaş alanı haline geldi. Nijer, Rus varlığına kapılarını açan yoldaşı bazı Afrika ülkelerine mi katılacak, yoksa başta Fransa olmak üzere Batılı ülkelerle eski bağlarını mı sürdürecek?
ABD Dışişleri Bakanı Blinken mart ayında Niamey'i ziyaret etmiş ve ABD'nin Nijer'e yaptığı silah ve gıda yardımına ek olarak, 150 milyon dolarlık yardım yapıldığını duyurmuştu. Nijer boğucu bir ekonomik kriz yaşıyor ve eğer ECOWAS meşru Cumhurbaşkanına karşı darbe yapanlara bir ceza olarak ekonomik boykot uygularsa, ülke korkunç bir felakete sürüklenecek ve bu da yeni bir askeri grubu, Muhammed Bazoum’a karşı darbeyi gerçekleştirenlerin yönetimini sona erdirmek için harekete geçmeye itecek.
Rusya, Ukrayna'daki uzun savaşını sürdürürken, 2019'da Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile çok sayıda Afrika ülkesi liderini bir araya getiren Soçi Zirvesi'nde Afrika ülkelerine verdiği sözleri yerine getiremez. Wagner milisleri, Sahel ve Sahra ülkelerinde geniş alanları kontrol eden terör gruplarını ortadan kaldıramaz. Wagner lideri Prigojin geçtiğimiz günlerde Afrika'ya gideceğini duyurdu, ancak bu Batılı güçleri Afrika kıtasına müdahalelerinin seviyesini yükseltmeye zorlayacaktır.
Nijer halkı, ordu komutanlarının Cumhuriyet Muhafızlarının darbesine yönelik tutumunu öğrenmek için bekledi. Genelkurmay Başkanı darbeye desteğini resmen açıklarken, Cumhurbaşkanı Bazoum’un dışişleri bakanı kendisini meşru hükümetin geçici başkanı ilan etti ve darbeye karşı siyasi direnişe kendisinin öncülük edeceğini söyledi. Eski cumhurbaşkanı Muhammed Yusuf'un, Cumhurbaşkanlığı Muhafızlarının darbesinin arkasında durduğuna dair doğrulanmamış haberler dolaşıyor. Bu haberlere göre eski cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum’un kendisi ile bağlantılı askeri ve siyasi unsurları görevlerinden uzaklaştırması nedeniyle darbeyi destekledi. Bazı analistler de ülkedeki etnik kökenlerden bazılarının, Nijerli olmayıp Libya Arap kökenli olduğu bahanesiyle Cumhurbaşkanı Bazoum'a karşı toplumsal olarak muhalif olduklarını söylüyorlar. Ancak bunun Bazoum’un aleyhine değil lehine sayılacağına inanan başka taraflar da var. Zira Bazoum içişleri bakanı iken, Nijer'deki aşırılık yanlısı İslami gruplarla diyaloğu bizzat yönetmiş ve Arapça bildiği, İslami din bilgisine sahip olduğu için içlerinden bazı grupları terör oluşumlarını terk etmeye ve normal hayatlarına dönmeye ikna edebilmişti.
Afrika kıtasında askeri darbeler, birçok ülkede kayboldukları gibi geri dönerler.
Bu, Nijer'de Fransa'dan bağımsızlığını kazanmasının ardından gerçekleşen dördüncü darbe ve başarısız olan darbelerin sayısı çok daha fazla. Afrika'da bağımsızlıktan sonra doğan siyasi oluşumlar kurumsallaşamadılar ve kabile bileşenleri güçlü bir şekilde aktif olmayı sürdürdü. Yeni devletlerin sınırları kabileler arasındaki örtüşmeleri ve uzantıları ortadan kaldırmadı. Hiçbir modern siyasi ve sivil sistem, parti, sendika vb. kurulmadı. Ordu, güçlü ve disiplinli bir hiyerarşiye sahip tek örgütlü güçtü ve her devirde darbeleri eksik olmayan en güçlü yumruk haline geldi. Birinci Bildiri ne açları doyurur, ne de Akdeniz mezarlığına kaçanları kurtarır.