Kültür dünyamızda düzeltilmesi gereken birçok atasözü ve şiir bulunmaktadır. Hatta tamamen değiştirilmesi gerekenler dahi vardır. Ya zamanla geçerliliği yitirmiş ve çağdaş yaşamımızla taban tabana zıt hale gelmiştir, ya da söylenen söz en baştan yanlıştır.
Iraklıların kullandığı bir atasözü vardır, "Babamın gücü bir tek anneme yetiyor." Hâlbuki doğrusu tam tersi olması gerekir, yani "Annemin gücü bir tek babama yetiyor." Birçoğumuzun annesi son derece güçsüzdür ve hiçbir şahsa gücü yetmez. Bu şahsın erkek veya kadın olması fark etmez. En güçlü olduğu yer sadece evidir. Bir tek kocasına bağlıdır. Kocası ona her türlü eziyeti yapmasına rağmen yıkılmadan ayakta durur ve pes etmez.
Sık sık kullanılan bir deyiş vardır, " Eken biçer, kim işini ciddiye alırsa sonucunu elde eder." Her iki tespitteki sonuç garanti değildir. Nice insanlar var ki neler neler ektiler, sonra onları askere götürdüler ve savaşta öldüler, yani ektiğini biçemediler. Ektiler ve sonra ekili alanları sel götürdü, çekirgeler yedi veya mafya tarafından gasp edildi. Çoğu Arap ülkesinde yaşayan insanlar işlerini ciddiye alırlar ve sonuç olarak sadece hakaret, kayıp ve sıkıntı elde ederler. Serseriler, boşboğazlar ve tembeller ise hep kazanırlar.
Bu atasözü beni Iraklı yetkililer tarafından 1970'lerde dillendirilen diğer bir atasözüne götürdü, "Çalışmayan yiyemez." Hâlbuki aç olan birisi nasıl çalışıp üretecek? Yeme işine gelince; bugün gözlemlediğimiz gibi, yalnızca hiçbir şey yapmamış şımarık insanlar kazanmakta ve daha iyi şeyler yemekteler. "Çalışmayan yiyemez" deyişinin yazımında bir yanlışlık olsa gerek. Ya "Çalışan yiyemez" şeklinde olmalı ya da "Çalışmayan yer" şeklinde söylenmelidir. Mana bu şekilde daha doğru durmaktadır.
Diğer bir atasözü de, "Hoşuna gideni ye, insanların hoşuna gideni giy." Bu açıkça geçerliliğini yitirmiş bir sözdür, zira tıbbi analizlerin yapıldığı sayfalarda söylenenler bu sözle çelişmektedir. Kişinin hoşuna giden her şeyi yemesi kadar insanların hayatını ve toplumun yıkımını tehdit eden hiçbir şey yoktur. Zira kişinin obez olma riskini artırmaktadır. Özellikle obezite uzmanları insanları öldüren üç hastalıktan bahsediyorlar; kanser, obezite ve sigara. "İnsanların hoşuna gideni giy" atasözüne gelince, bu zaten mümkün değildir ve uygulamaya kalksan insanın sinirlerini bozar. Ne giyersen giy, insanları hoşnut etmek için ne kadar gayret edersen et, mutlaka senin giyim zevkini beğenmeyenler çıkacaktır. İnsanların neyi beğendiğini bilme şansın da yoktur. İnsanlar, moda tasarımcıların zevkine göre elbise üreten şirketlerin tercihine göre giyiniyorlar. Bence bu atasözü şu şekilde değiştirilmelidir, "Doktorun hoşuna gideni ye, şirketlerin hoşuna gideni giy."
Son yıllardaki Arap resmi politikalarına göre düzeltilmesi gereken bir atasözü daha var, "Bakacak ailesi ve akrabası olmayanın ailesi ve akrabası hükümettir." Bundan daha büyük bir anlam sapması olabilir mi? Hayatta edindiğimiz tüm tecrübeler göstermiştir ki, kimin devlette etkili ve yetkili akrabası ve tanıdığı yoksa haklarını elde etmesi ve sözünü dinletmesi mümkün değildir. Irak’ta son dönemde yaşananlar tam da budur.
TT
Atasözlerimizdeki hatalar
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة