Şemsan bin Abdullah Menai
TT

4. Körfez Savaşı çıkar mı?

Bugün ABD ve İran arasında şahit olduğumuz sözlü sıcak savaş belki de daha ileriye gitmeyecek. Zira bu tarz sözlü tehditlere alıştık. Öte yandan bu tarz sıcak tehditler, savaşa da götürebilir. Çünkü ABD ve İran arasında savaşın yaklaşmakta olduğunu bildiren birtakım işaretler ve deliller mevcut. Nitekim ülkeler, hızlı bir şekilde güvenlik önlemleri almaya başladı. ABD, Irak’taki vatandaşlarına ülkeye dönmelerini önerdi. Aynı şekilde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, Bahreyn ve Kuveyt gibi ülkeler de Irak’ta kendilerine ihtiyaç duyulmayan vatandaşlarına ülkelerine dönme çağrısında bulundu. Dolayısıyla ABD Başkanı Donald Trump ve Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın İran’a karşı bu tarz askeri bir operasyon düzenleme konusunda açıklama yapmalarının ardından savaşın çıkması, uzak bir ihtimal değildir. Nitekim son dönemde İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, reform söyleminden uzaklaşıp tehdit ve gözdağı söylemlerini kullanmaya başladı. Bunun için savaş kaçınılmaz olabilir. Çünkü ABD, ekonomik yaptırımların son aşamasına ulaştı.
Diğer yandan İran, büyüklenmeye devam ederek, savaşın çıkmasını düşük bir ihtimal olarak görüyor. ABD’nin İran’a saldırmaya cesaret edemeyeceğini dile getiren Tahran, Washington’u sınırına yakın ABD üslerini hedef almakla tehdit etti. Aynı şekilde Tahran, Başkan Trump’ın “beni arayın” çağrısını da reddetti. Aslında bu, Tahran’ın Washington’la mevcut gerilimin potansiyel süreçlerine ve Washington’un mevcut seçeneklerine –ki en önemlisi savaş seçeneğidir- bakış açısıyla ilgili çeşitli değerlendirmelere dayanmaktadır.
Müzakere çağrıları yapılmasına rağmen İran, bu çağrıları ısrarla reddetmeye devam ediyor. Başkan Trump, son askeri hareketliliklerden sonra bile müzakere çağrısını sürdürüyor. Ancak bu, aşamalı bir karar olabilir. Şartların olgunlaşmasını beklemek, Washington’la yeni müzakereler yapma fırsatını artırabilir. İran, müzakerelerin Irak ya da Kuveyt’te yapılmasını şart koşuyor.
Savaş için gerekli her şey tamamlandı. Washington, savaş gemilerini ve uçaklarını bölgeye gönderdi. Aynı şekilde savaşın Ramazan ayından sonra yapılmasını büyük bir olasılık haline getiren başka bir değişken devreye girdi. Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, İslam zirvesinin yapılmasına eş zamanlı olarak, Ramazan’ın 25’inde Körfez ve diğer Arap ülkelerini Körfez ve Arap zirvesi düzenlemeye çağırdı. Kral Selman, Körfez, Arap ve İslam zirvelerinde Arap ve Müslüman liderleri gelişmeler hakkında bilgilendirecek.
Suudi Arabistan’da petrol pompa istasyonlarına ve el-Fuceyra limanındaki gemilere düzenlenen saldırıların ardından İran’ın yürüttüğü terör eylemleri, Körfez ve Arap ülkelerinin içişlerine müdahalesi ve Tahran’ın küresel barışa ve güvenliğe yönelik tehlikesi, görüşme masasında gündeme getirilecek öncelikli konular olabilir. Hiç şüphesiz Körfez, Arap ve İslam ülkeleri, İran’ın kırmızı çizgiyi ihlal ettiğini hissetmeye başladı. İran’a bir mesaj iletilecek. İran, bu mesaja karşılık vermezse savaş çıkabilir. İran’a karşı askeri bir operasyon düzenlemek için ABD’yle işbirliği yaparak, Arap koalisyon ülkelerine başka ülkeler de katılabilir. Bunun için savaşın çıkması kaçınılmaz olabilir. Ancak Arap koalisyon ülkeleri ile ABD’nin taleplerini İran’a kabul ettirecek şartların meydana gelmesi halinde savaş çıkmayabilir. Aksi takdirde 4. Körfez Savaşı için savaş davullarına vurulmaya başlandı. Bekleyip göreceğiz.