Selman Dusari
Suudi Arabistanlı gazeteci, Şarku'l Avsat eski genel yayın yönetmeni
TT

Suudi Arabistan’ın Asya’nın kaplanları ile ortaklığı

Suudi Arabistan’ın son 4 yılda, doğudan batıya özellikle de büyük bir ekonomik konuma sahip ülkeler ile dış ilişkilerinde tanık olunan ciddi gelişmeler hiç kimsenin dikkatinden kaçamaz. Bu ülkeler ile ilişkiler; anlık siyasi ve ekonomik çıkarlar ile sınırlı ve bu çıkarların tamamlanması ile sona eren ilişkiler olmaktan çıkıp başarısının temelini uzun vadeli ortak çıkarların oluşturduğu stretejik ortaklıklara dönüştü. Aynı şekilde bu stratejik ortaklık; yalnızca şu anda Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın ziyaret ettiği Japonya ve Güney Kore değil Hindistan ve Çin gibi büyük öneme sahip diğer Asya ülkeleri ile Suudi Arabistan ilişkilerinin tanık olduğu gelişmelere de dayanmaktadır.
Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu ile temsil olunan büyük bir projesi vardır. Japonya Başbakanı Şizo Abe de dün Şarkul Avsat’a verdiği demeçte bu proje hakkında; Ülkesinin Suudi Arabistan’ın reform çabalarını desteklediği ve iki ülke arasındaki stratejik ortaklığı güçlendirmeye çalıştığını belirtti.
Asya kaplanları da Riyad ile ilişkilerini çeşitlendirerek bunların karşılıklı yatırımlar, askeri işbirliği, terörle mücadele ve bu ülkelerin Suudi Arabistan petrolüne bağımlılığını arttırmak gibi konuları da kapsamasına çalışmaktadır. Bunlar, Riyad’ın benimsemiş olduğu ve siyah altının tek başına Asya’nın kaplanları ile ilişkilerini kontrol etmemesi ve bu işbirliğinin sadece bu alan ile sınırlı kalmaması temeline dayanan plan dahilinde önüne yeni ufuklar açacak adımlardır. Nitekim Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Güney Kore Başkanı ile dün resmi konutu Mavi Saray’da gerçekleştirdiği genişletilmiş toplantıda, stratejik ortaklığın iki ülke arasındaki işbirliğini geliştirmeyi desteklemek, Seul ve Riyad’a katma değer katmak için bir fırsat olduğunu şu sözlerle özetledi: “Ülkelerimiz politik, güvenlik, savunma, ekonomi, kültürel ve sosyal olmak üzere birçok işbirliği alanında stratejik ortaklığa sahiptir”.
Suudi Arabistan-Asya stratejik ortaklığının özü ekonomi olsa da Hindistan, Çin ve Güney Kore’nin askeri güçlerini arttırdığını ve yine Japonya’nın da yurt dışında düzenlenen askeri operasyonlara katılmasını engelleyen anayasal kısıtlamaları kaldırmak için anayasasını değiştirdiğini göz ardı edemeyiz. Asya ülkeleri muhtemelen gelecekte Suudi Arabistan ile askeri ve güvenlik ilişkilerine daha fazla yatırım yapmaya yöneleceklerdir.
İran’ın tırmandırma politikları nedeniyle Körfez bölgesinde yükselen gerilimin yansımasının;  denizden yapılan petrol sevkiyatında kullanılan hatların istikrarı ve güvenliğini sağlamaya bu ülkelerin de katılması ve bir rol oynaması şeklinde olacağı kesindir.Suudi Arabistan ve Asyalı devler arasındaki stratejik ortaklık derinleştikçe Suudi Arabistan-Asya askeri ve güvenlik işbirliği de bu işbirliğinin doğal bir sonucu olarak artacaktır. Bu da bilhassa Japonya ve Çin’in Ortadoğu’ya baskı yapan istikrarsızlığın bölgedeki ekonomik çıkarlarını etkilemesinden duydukları endişenin varlığında, Asya ülkelerinin Ortadoğu’da oynadıkları stratejik rolün değişmesine yol açacaktır. Dolayısıyla bu nokta; Suudi Arabistan ve Asya arasındaki stratejik ortaklığı ve ilişkileri güçlendirecek bir başka güçlü noktadır.
Suudi Arabistan uluslararası stratejik ortaklıklarından uluslararası bir birlik kurarken attığı adımları buna göre değerlendirmekte ve her şeyden önce de 2030 Vizyonu ve programları ile uyumluluğuna önem vermektedir. Aynı şekilde her 5 yılda bir kendisine yeni hedefler tayin etmekte ve bunların Suudi Arabistan ve stratejik ortağı olan bu ülkeler üzerindeki ekonomik etkilerini belirlemektedir. Yani Suudi Arabistan sadece kendi çıkarlarını öncelememektedir. Bilakis bu stratejilerin başarısının ve sürekliliğinin güvencesi ve temeli olduğu için ortaklarının çıkarlarını da göz önünde tutmaktadır. Asya kaplanlarının, çıkarlarını sağlama ve başarılarını garantileme konusunda Suudi Arabistan’dan daha güvenilir bir uluslararası stratejik ortak bulamayacakları kesindir.