Birçok sanatçı intihar ederek ya da zaman ile savaşlarında yenilip kalpleri kırık ve hüzünlü bir şekilde ölmüştür.
El-Mutenebbi ise “Yenilmeyeceğim” yani intihar etmeyeceğim demiştir. Hatta zamana boyun eğmeyip zayıflık göstermediği için ileri gelenlerin takdirini kazanarak bu savaştan zaferle ayrılmıştır. Filozoflar ve düşünürler arasında bilincin yani “aklın etkinliği”nin insana verilmiş ilk hediye ve zamanın da hiç durmadan insanın başına vuran ve aklındaki o uzun soru dizisini sormaya iten en büyük tokmak olduğu konusunda neredeyse bir oybirliği vardır. Bu, ebedi ıstırap halkasıdır. Derin ve öncü çalışması “Ruhun Fenomenolojisi” adlı çalışmasında Hegel, bu korkunç varlığa yani “bilinç”e insanlığın ebedi ıstırabının sorumluluğunu yükler.
Hegel bu çalışmasında şöyle der: “Sanat , din ve felsefe bilinç-ruhun en yüksek biçimleridir.” Hegel’in deyimi ile bu bedbaht bilinç; büyük sanatçıları durmadan devam eden hatta bedbaht ve bedbaht olanın bilinç düzeyi yükseldikçe şiddeti artan bir savaşta zaman ile yüzleşme ağına düşüren şeydir.
Bu, William Shakespeare’in çizdiği ve onunda öncesinde de bütün renkleri büyük şairimiz el-Mutennebi’nin betimlediği gibi büyüklerin lanetidir.
Shakespeare 63. sonesinde der ki;
Bumburuşuk yapacak, ezecek sevgilimi
Zamanın gaddar eli nasıl beni yıktıysa;
Günler kanını emip alnına işledi
Büyükler ile zaman arasında bazen yükselen bazen de alçalan diyalog, hüzünlü ve düşünceli bir müzik parçası gibidir.
Istırap, aklın ebedi laneti, zaman ise hiçbir zaman küle dönüşmeyen odundur. Istırapı akla bağlamak konusunda da el-Mutennebi Hegel’in öncüsüdür:
Akıllı kimse aklından dolayı saadet içinde iken bile mutsuzdur
Bilgisiz kimse ise zorluk ve sıkıntı içinde bile mutludur
Dünya, ağır ve zalim bir düşmandır. İnsanlar acımasızdır. Zaman onları itip kakar onlarda birbirlerini. Büyük ve küçük savaşlar hep bu nedenle çıkar. İnsanlar gider ama zaman hep kalır:
Bizden önce birçok kişiye zaman eşlik etti
Bizim gibi onlar da ondan çok çekti
Zamanın kanunu insanlara
Bazen mutluluğu
Bazen de ıstırabı tattırmaktır
İnsan ne sonsuza dek mutlu
Ne de sonsuza dek kederlidir
Kötülük ise insanın doğasıdır
Zaman insana güzel şeyler bahşetse bile
O bunları kötülüğe dönüştürür
Eline bir sopa geçse
Onu evinin direği yapacağı yerde
Sivrileştirip mızrağa dönüştürür
El-Mutennebi bu kasideyi, Mısır’da o derin insani sıkıntısını yaşadığı dönemde yazmıştır. Bunu o dönem Mısır’ı yöneten İhşidli (Akşitli) Kafur için yazmamıştır. Bu kaside, hayallerinin son yapılarının çöktüğü ve zamanın etki ve gücüne karşı boyun eğmeye başladığında söylemiş olduğu yanık bir monologdur. İlk kez ruhunu ehlileştirmeye başladığı bu kasideyi, ne bir sultan ne de bir emir, övgü ya da yergi amacıyla değil de sadece kendisi için yazmıştır. Burada karşımızda sanki Ebu A’la El-Maari ya da Ebul Atahiye vardır. Bu bilgelik dolu kasidesini şu beyit ile tamamlar:
İnsan neye alışmışsa
Onun için o kolaydır
Shakespeare ise 123. sonesinde zamana; teslim olmuş, onun güçlü olduğunu itiraf eden bir meydan okuyucunun dili ile seslenir. Bu ikilemli monoloğunda zamana, sen hiç değişmeyebilirsin ama benim değişip değişmeyeceğime ben karar veririm der.
Shakespeare’nin bu sonetini çeviren şair çevirmen Kamil Ebu Dib ise kendisine “Dürüst olacağım” başlığını seçmiştir. Bu başlık adeta şairin ruhunun derinliklerini somutlaştırmaktadır. El-Mutennebi nasıl ki zaman ve insana bilgece ve yaratıcı bir şekilde yaklaşmışsa Shakespeare de düşünceli meydan okumasını, karşı çıkan ama aynı zamanda da itirafçı bir sese sahip varoluşsal bir yaklaşımda dile getirmiştir:
Hiç övünme, Zaman, sen değiştirmedin beni.
Tazelenen gücünle yarattığın ehramlar,
Bence ne şaşılacak yapılar, ne de yeni;
Eski ağızlardaki yeni taam, o kadar.
Ömrümüz kısacıktır: biz o yüzden hayranız
Önümüze eskidir diye serdiklerine;
Tam gönlümüze göre yaratılmış sanırız
Dillere destan olmuş gibi görmek yerine.
Defterlerinle sana meydan okurum işte
Bugüne de düne de ben asla kalmam hayran
Kayıtların yalandır, gördüklerimiz sahte
Büyürler, küçülürler hep senin koşuşmandan
And içiyorum ve bu anddan dönmeyeceğim:
Tırpanına ve sana rağmen sürecek sevgim.
Aklın gücü ve kudreti çoğu zaman sanatçı, düşünür ve filozofları yanılsama ve hayal günahına sürükler ama zaman ve kahredici gücü herkesin başına aynı güçle vurduğunda bu darbenin gücü ile kendilerine gelirler. Herkesin düşmanı olan zamanın gerçeklerini her biri kendi aklı ve görüşüne göre irdelemeye başlarlar.
El-Mutennebi; genç yaşında yazdığı ve Ebu Muntasır Şuca Muhammed bin el-Rıza Esedi’yi övdüğü kasidesinde savaşların enginlerine dalmışken adeta insan ve zamana dair manifestosunu deklare eder. Geleceğe yönelik okumalarını açıklar. El-Mutennebi araştırmacılarının neredeyse tamamı kendisinin bu kaside de sadece atlal (kişiden geri kalanlara bakıp ağlamak) ile yetinmeyip aşırı övgüyü de geçtiği konusunda hemfikirdirler. Kendisi ile duyduğu gurur kasidenin mısraları ile coşkun bir şekilde taşmakta ve sözcükler adeta onun beklenti ve emellerini ilan etmektedir. Bu kasidesi de Arapların ve başka milletlerin günümüze kadar okumaya ve söylemeye devam ettikleri hikmetli sözlerinden oluşan cevherlerden biridir. Güçlü içeriği ve kelimeleri ile günümüzde de bizim ile yaşayan bu kasidesinde el-Mutennebi şöyle der:
Aşkı tadana kadar aşk ehlini kınardım
Şimdi ise aşık olmadan ölenlere şaşıyorum
Bizler babalarımızın çocuklarıyız
Şans gibi arada bir uğursuzluk da kapımızı çalar
Bu dünya için ağlıyoruz
Ama bu dünyada bir araya gelip
Ardından dağılmayan bir topluluk var mıdır
Nerede o eski zorba ve zalim tiranlar
Ya o biriktirip sakladıkları hazineler
Ne onlardan ne de hazinelerinden geride bir şey kaldı mı
Orduları ufka kadar uzanıp
Dünyaya sığmayanlar bugün nerede
Daracık bir mezarda
Dilsiz, kendilerine seslenildiğinde
Karşılık veremeyecek bir durumda değiller mi
Ölüm ne olursa olsun gelecektir
Bütün bunlardan daha önemli olan ise
Kıymetli ve guzide bir ruhtur
Elindekiler ile kibirlenen kişiden daha ahmak var mıdır?
El-Mutennebi’nin zaman ile başlayıp onunla bitirdiğini, bütün felsefi dalış ve yanmalarının insan ve zaman etrafında dolaştığını söyleyebiliriz. Zaten hayat da bu ikisinden ibaret değil midir?
TT
Shakespeare ve el-Mutenebbi: Şiirin ittifakı
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة